Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali

 

Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna romanı aşk yüklüdür, sarsıcıdır, okunmalıdır!

İnsan ilişkilerini, ruh hallerini, cinsiyeti, cinsel rolleri, farklılıklar, coşkuyu, yalnızlığı, muammayı, hevesi, bocalamayı, çaresizliği ve tabi ki acıyı böyle hakiki bir gönül diliyle anlatabilmek için aşkı belki de daha önce bilinmeyen bir şiddette yaşamış olmak gerekir! “Yazarlar ille de yaşadıklarını yazmazlar, yüreklerinin derinliklerinden gelen dayanılmaz sesini satırlara dökerler” derler. Bu söz doğruysa eğer,  Sabahattin Ali ütopik bir hayalperest olmalıydı yoksa hiç yaşamadığı, bu tesirde tatmadığı bunca duyguyu bu yoğunluk ve tatta yazabilir miydi?

Yazarın Kuyucaklı Ali romanını da okumuştum. O da enerjik ve sarsıcı bir eserdi ama Kürk Mantolu Madonna’da yaşanan ruh halleri ve insan tabloları sıra dışı bir anlatımdır. Alışılmışın dışında bir edebiyatın ürünüdür.

Maria Puder’in kendi portesini çizip sergilediği bir sanat ortamında portreye vurulan Raif, ressamı gerçek hayatta tanıma ve arkadaş olma şansına sahip çekingen, içe dönük, biraz kadınsı ama ruh eşi bulmaya hazır bir gençtir. Tanışmanın ardından gelen buluşmalar iki genç insanı kafa karıştıracak ama bir o kadar da dingin buluşma ve sohbetlerle 5 ay kadar kısa bir sürede birbirine düğümler. Ama düğüm farklı bir ikilinin kenetlenmesidir. Sorgulama içeriklidir adeta.

Aralarındaki arkadaşlık önce merak sonra alışkanlık, sonra da benzersiz bir aşka dönüşür. Maria’nın alışılmışın dışında ruh dili ve patriarki ve hükmeden yol göstericiliğini, gözü kör bir hayranlıkla kabul eden Raif, birkaç ayda ömrü boyunca arzuladığı boyutta hisseder.

Aşkın korkmaksızın en saf ve görkemli halinde yaşandığı, sonunda hüzünle yoğrulduğu bu enfes yapıtın sonlarına geldiğinizde trajedinin kışkırtısıyla gözlerden birkaç incinin yuvarlanması normal!

Raif gibi dinlenmeye ve anlaşılmaya aç bir insanın bütün bu istemlerinin asla yerine gelmeyeceğini düşündüğü bir anda karşısına çıkan Maria ve yaşadıkları destansı ilişki ruh analizi yapmayı sevenler için alışılmadık çekicilikte bir roman. Maria’yı hasta eden ve ölümüne neden olan şey, Maria öldükten sonra bu dünyada yaşamanın anlamsızlığına karar veren Raif Efendi’nin intihar yöntemi olarak kullandığı şeyin ta kendisidir.

Sabahattin Ali’nin sarsıcı romanı Kürk Mantolu Madonna baştan sona duygu yoğun ama sade, uzlaşmaz ama insancıl, duygusal ama dirençli, arzulu ama teşhircilikten uzak bir büyünün etrafında kurulmuştur. Başka boyutta bir aşk romanı desek belki hakkını vermiş oluruz! Aşkı arayanlara, bulmuşlara, bulup kaybetmişlere, nemene birşey olduğunu sorgulayanlara, cinselliği evirip çevirenlere, kalıpların dışına çıkmışlara, kalp ağrısı çekenlere, uzaktan ahkam kesenlere ve daha nicelerine şiddetle tavsiye olunur! Okurken ağlayabilirsiniz, sıkıntı yok!

 

Aşk denince belki Elif Şafak da gelmiştir aklınıza.. İsterseniz bir de AŞK yorumu okuyun!

2 thoughts on “Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali”

  1. “Bu yaşıma kadar mevcudiyetinden bile haberim olmayan bir insanın vücudu birdenbire benim için nasıl bir ihtiyaç olabilirdi? Fakat bu hep böyle değil midir? Birçok şeylere ihtiyacımızı ancak onları görüp tanıdıktan sonra keşfetmez miyiz?” [sayfa 88]

  2. “Bir ruh, ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu… Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya -ruhumuzla yaşamaya- başlıyorduk” [sayfa 89]

Comments are closed.