Migren ve Depresyon

 

 

Migrenli kadınların depresyon riskinin diğerlerine göre yüksek olduğu açıklandı.

Bu sonuç 14 yıldır toplanmakta olan verilerin değerlendirilmesiyle ortaya çıktı. Çalışma sonuçları 22 şubatta New Orleans’ta toplanan Nöroloji konferansında açıklandı.

Migren ağrısı çeken kadınlarda görülen depresyon, diğerlerine oranla daha fazla bulunduğu için migrenin depresyonu tetiklediği kesinleşti. Daha önceden yapılmış [biri Kanada çalışması olmak üzere] birkaç bilimsel sonuç da migren-depresyon ilişkisine işaret etmişti.

New Orleans’ta açıklanan sonuçlar 14 yıl boyunca 36.000 kadından toplanan verilerin analizyle ortaya çıktı.  Bu kadınlardan migrenli olanlar migren sorunu olmayanlara oranla daha fazla depresif bulundu.

Yalnız bu sonuçlara bakarak migrenli kadının ille de depresif olacağı kanısına varılmamalıdır. Bilinmesi gereken şey migrenli kadının depresif hissetme olasılığının daha yüksek olduğudur. Migreni olan kadın depresyon halleri hissederse profesyonel çare aramalıdır.

Etrafınızda migrenli tanıdıklarınız varsa bilirsiniz ki dehşet ağrılarla birlikte, kusma, halsizlik, ışığa ve sese hassasiyet baş gösterir. Bazen migren ağrılarının 3 gün sürdüğü bile olur.  ABD’de her 10 kişiden biri migren ağrıları çekiyor. Kadınlar erkeklerden 3 kat fazla migren oluyor.

Geçenlerde bir doğum gününü kutlaması için kadın arkadaşlarımla bir restoranda buluştuk. Arkadaşlardan biri masaya oturdu, yemeğini ısmarladı, sohbete başladık. Fakat üzerinde bir keyifsizlik vardı. Migren ağrılarının tuttuğundan yakındı. Yarım saat içerisinde iyice artan ağrıları nedeniyle daha fazla oturamadı. Yemeğini yiyemeden mutsuz ve keyafsiz bir halde ayrıldı. Baş ağrısının ne olduğunu bilmeyen birisi olarak ben yine de biliyorum ki migren bazı durumlarda insanı çaresizlikten kıvrandıran, yüksek dozda ilaçların bile tesir etmediği acıyla insana mutsuzluk pompalayan bir rahatsızlıktır.

Acaba böylesine aşırı boyutlarda ağrılar depresyona nasıl katkıda bulunuyor?

Doktorlar migrenle depresyon arasındaki ilişkiyi açıklayamıyorlar. İleri sürdükleri teze göre hormon seviyesindeki düşmelerle ilgili olabilirmiş. Kadınların adet döneminden önce estrojen seviyesindeki düşüş depresif hissetmeye bir neden olarak gösteriliyor.

Her ne kadar doktorlar migrenle depresyon arasındaki bağlantının nedenini açıklayamıyorlarsa da lütfen etrafınızdaki migrenli kadınlara depresyon riskinden bahsedin. Ama şunu da bilmeliler ki her migrenli depresif olmak zorunda değildir;  migrenlilerin depresyon riski daha fazladır.

Daha fazla bilgi için linki ziyaret edebilirsiniz (İngilizce)

7 thoughts on “Migren ve Depresyon”

  1. Sayın Fatoş hanım, bir gruptan gelen tanıtımınızla bu siteye yönlendim. Bundan böyle bu gruptan gelecek bilgilerden faydalanacağımı ve bu nedenlede faydalı bilgilerle donanacağımı sanıyorum. Esen kalın, Kemal Olguner

  2. Sayın Fatoş hanım,
    Eşim çocukluğundan bu yana migren hastası, bazen bir hafta dahi migreni devam edebiliyor.

    Ben de bundan böyle bu site den migren ile ilgili bilgilenmek istiyorum.
    Saygılarımla

    1. Merhaba Ali Bey,
      Ben en yeni migren çalışmalarına bir göz atayım.. Uygun olanlar hakkında yazarım, siz de ve tabi eşiniz de belki yararlanır.
      Bu arada şu yazıma bir göz atın isterim >> https://www.fuzyonblog.com/2013/01/29/monosodyum-glutamat-msg/
      ‘Sitede arama yapın’ kutusunda (anasayfa sağ üst köşede) “migren” sözcüğüyle arama yaparsanız birkaç ilginç yazı da bulabilirsiniz.
      Sağlık ve afiyetle,
      Fatoş Şimşek
      #fuzyonblog

  3. Migrenle ilgili deneysel ve kitabi bilgilerim migrenin hormonal periyodik değişimlerle çok ilgili olması.
    Buna en önemli gösterge migrenin daha çok kadınlarda olması ve menapozla birlikte azalıp ortadan kalkması gösterilebilir.
    Migren’in zeki ve hassas kişilerde olduğu değerlendirmesi migrenin en kabul edilebilir yanı olsa da özellikle gezilerde migren tutması çok kötü olur.
    Migren konusunda kullanılan ilaçların prospektüsünde yan etki olarak baş ağrısı yapar uyarısının bulunması işin tek gülünebilecek yanı.
    Beyaz ve kırmızı trubun migren ağrısına iyi geldiği, çikolatanın ise arttırdığı gibi saptamaların her bünye de aynı etkiyi yapıp yapmadığı bilinmese de doğru olduğu kabul edilebilir.
    Sevgi Özkan

  4. Merhaba,
    migren tedavisi için akupunktur yöntemi uzun zamandır kullanılıyor. hastaların bir çoğu da şikayetlerinden ya kurtuluyor ya da ağrıları azalıyor. kendim yaptırmadım ama ben başka konuda akupunktur tedavisine başvurdum ve bu süreçte migren tedavisine gelen birçok hastaya da şahit oldum.

  5. Sayın Fatoş hanım, kendim migren hastasi bir erkeğim. Yaşım 35, bu olgu ile tanışmam hayatımın yaklaşık son 18 yılına ait bir durum diyebilirim. Gençlik donemimde babam ile ilgili ailevi düzeyde yaşadığım sorunlar beni depresif kırılgan bir yapıya büründürdu, çoğu zaman toplum icine cikmak bile istemiyorum. İnsanlarla tanışmaya, konusmaya korkuyorum. Cok iyi tanıdığım, sevdiğim yakınlarımdan bile kaçıyorum. Çalıştıgim is sosyal olmayi, insanlarla diyalog kurmayı gerektiren bir iş. Ancak kafamda o kadar çok tereddutler oluyor ki, insanlarla konuşurken onların ne dedigini ne sorduğunu bile çoğu zaman anlayamıyorum. Tereddütlü halim yüzüme, yürüyusume, bakışima hatta gulusume bile yansıyor. insanlara guven telkin edemiyorum. İnsanlarla bir arada iken sanki herkes benim hatami arayacak gibi tetikte duruyorum. Eşime bu duygularımı açtığım zaman abarttığımi düşünüyor. Buradan sizinle paylaşmak istedim. Benim durumumu anlayabiliyor musunuz?

    1. Depresyondan kurtulmanın değişik yöntemleri vardır. İleri safhalarda depresyon hissedildiğinde profesyonel yardım almak önerilir.
      Herkes hayatının bir döneminde depresyona girebilir. Bazıları daha sık depresyon semptomları hisseder. Eğer hafif düzeyde hissediliyorsa kendi kendine iyileştirme yöntemleri denenebilir. Örneğin:

      Kişisel baskı bırakılmalıdır! Düşünün bir kez.. Kendiniz hakkında düşündükleriniz.. Dış görünüş, konuşma, hareketler, davranışlar ve tüm bunlar hakkında olumsuz düşünceleriniz.. Şimdi kendinizi bir başkasının yerine koyun.. Diyelim ki o insan hakkında tüm bu olumsuzlukları düşünüyorsunuz. Kafanızdan geçen tüm olumsuzlukları, karşınızdaki insana olduğu gibi, söyleyebilir misiniz? Eğer cevabınız “hayır” ise, bir başkasına öyle acımasız olamıyorsanız, kendinize neden acımasız davranıyor baskı yapıyorsunuz? Tekrarlıyorum.. Kendinize neden bu kadar çok baskı yapıyor ve acı çektiriyorsunuz? Hiç birimiz mükemmel değiliz. Ve inanın bana kimse sizinle ince detaylarınıza kadar ilgilenmiyor. Herkesin hayatında düşünülecek çok şey var, size bakıp da sizinle ilgili ince ayrıntı düşünecek insanlar yok! Olsa olsa eşiniz düşünür, o da zaten sizin.. Siz de onunsunuz.. Hayatın tadını çıkarın!

      Mükemmel olmadan da pekala yaşanabilir. Dedim ya, hiç birimiz mükemmel değiliz. Yüksek standartlar için insanın kendini tüketmesinin anlamı ne? İnsanın mükemmeliyet için kendisini zorlaması ve negatif düşüncelere itelemesine hiç gerek yok!

      Etrafta pozitif düşünceli insanlar bulundurmalı! Birbirmizin aynasıyız, öyle değil mi.. Bir ortamda hızlı konuşan birisiyle konuşuyorsak, konuşmalarımız hızlanır. Yüksek sesli konuşan birisini görünce, sesimiz yükselir. Yani ortama uyarız.. Neşeli insanların yanında ne olur? Onlarla birlikte keyiflenir neşeleniriz. Zorla dahi olsa pozitif insanların yanında bulunmak iyidir, hayata daha pozitif bakmaya olanak tanır..

Comments are closed.