Meraklı Taksi Şoförü


İki sene önce CDC’nin yıllık toplantısına katılmak için Atlanta’ya uçmuştum. Yunanlı taksi şoförü ile aramızda geçen konuşma manidardır..

Anlatayım..

CDC yoğun sağlık araştırmalarının yapıldığı prestijli bir federal enstitüdür. Sağlık araştırmacısı olduğumdan Atlanta’da yapılan konferansa davetliydim.

Uçak yolculuğuna tek başıma çıkmıştım. İyi bir uçuştan sonra yere indiğimde bir taksi çevirip arka koltuğa yerleştim. Otelimi tarif ettim, telefonumu çıkarıp evi aradım, Atlanta’ya indiğimi ve otelime yöneldiğimi haber verdim.

Şoför yabancı olduğumu anlamakta zorlanmadı. Telefon konuşmasından sonra sessizliği acilen bölerek nereden geldiğimi, neden geldiğimi, ne iş yaptığımı bir nefeste sorarak beni taksi mülakatına aldı!

Genelde taksi şoförleriyle sohbetten hoşlanmam, hem de yalnızken, tedirginlik hissederim. İstemeyerek de olsa ABC’den geldiğime dair bilgiyi verdim. Tabii ki şoförün bir iki akrabası ABC’nin şurasında burasında yaşıyordu. Akrabalarını ve ne iş yaptıklarını anlattı.. Anlattı!

Ardından ısrarla orijin olarak, nereli olduğumu sordu. Türkiye dedim. Ha Turkey dedi. Türkiye dedim. Tamam dedi, ben de Yunanlıyım. Kısa bir sessizlikten sonra sevimli şoför Yunanlılarla Türklerin arasında hiç bir sorun olmadığını eğer ufak tefek sürtüşmeler varsa hükümetler seviyesinde olduğunu söyleyerek hiç soğumamış havayı kendince yumuşattı.

Sıra neden Atlanta’da olduğuma gelmişti.. Gideceğim otelin bulunduğu mekanı göz önünde bulundurarak CNN için mi geldiğimi sordu. CNN genel merkezi benim kalacağım otele bitişik çünkü.. Hayır dedim CDC’nin konferansı var. Evet dedi CNN’in büyük bir toplantısı var Atlanta’da. Yok beni anlamadın, ben CNN için değil CDC için buradayım diyerek üsteledim. Yok dedi, hafif dönerek, sen CDC’de çalışıyor olamazsın. Tam bu sırada ben hoppalaa bu da nereden çıktı diye gecirdim! O devam etti… CDC’de çalışanlar gözlüklü, saçları yağlı, yüzü sivilceli, ütüsüz ve çirkin giyimli  bilimadamlarıdır. Sen gelsen gelsen CNN için gelmiş olabilirsin! Hatta belki de Fransız Rivyerasından gelen bir film yıldızısındır. Sen bilimci misin yani? diye bir kez daha sordu..

Bir süre susup dışarı baktım ve iltifat mı yoksa hakaret mi aldığımı düşündüm. Ama sonra içimden dış görünüşün nasıl da yanıltıcı olduğuna dair bir dizi hayat felsefesi yapıp camdan dışarı bakmayı sürdürdüm.

Orada, tam o anda anladım ki bilimadamı/bilimkadını tek tip imaja sahiptir! Eğer bilimciysen şık ve gösterişli giyinmezsin, eğer giyiminin ve görünüşün hoşluğuyla dikkat çekiyorsan o zaman da bilimci olman beklenemez!

Tam bir önyargı!

Ama maalesef önyargı yaygın bir insan davranışıdır ve belki de hepimizde biraz vardır. Teşekkür ederim iltifatlarınız için ama ben buyum işte deyip geçiştirdim. Fransız Rivyerası tezine sadık kalan şoför ciddiyetle Avrupa’dan gelip gelmediğimi sordu durdu. Konuşmalar sürerken anladım ki hem CDC konferansı hem de CNN konvensiyonu aynı civardaki otellerde toplanıyormuş.

Belki haklıydı şoför..

Belki de şimdiye kadar havaalanından CDC toplantısına götürdükleri hep düşünceli, gözlüklü profesörlerdi. Aynı şekilde CNN için gelenler de bakımlı ve gösterişli hatunlar. Önyargı bir kişi ya da olaya ilişkin yeterli bilgi olmaksızın önceden verilen yanlı karardır. Atlanta’da şoförlük yapan Yunanlı bıçkın şoför de önyargılıydı işte..

Yaklaşık 40 dakikalık havaalanı-otel arası yolda bizim konuşkan şoför sorgulamaya devam etti. Sıra eşimin de Türk olup olmadığındaydı. Evet dedim Türktür kendisi. Ben Türk erkeklerini bilirim diye devam etti; hepsi esmer, kısa boylu, büyük burunlu ve çirkin olurlar. Senin eşin de öyle mi diye pervasızca sordu.

Şoföre kızamadım, sadece önyargılı buldum – o kadar!

Bütün samimiyetiyle fikirlerini söyleyip sohbet etmenin keyfini yaşıyordu – o kadar! Evet dedim eşim esmer, kısa boylu ve kemerli burunludur. Gülüştük. Hiç sıkılmadan neden onunla evlendiğimi de soracak kadar ileri gitti! Verdiğim cevabı ve karşılığında onun yorumlarını belki de bir başka blogda yazmalıyım..

Önyargılardan oluşmuştu meraklı şoför ama kendisini dev aynasında gördüğünden söylediği herşeyin doğru olması gerektiğini düşünüyordu. Pek genç sayılmazdı ama bence hayat bilgisi toydu.. Daha yiyeceği fırınlar dolusu ekmek, öğreneceği kitaplar dolusu hayat bilgisi vardı..

 

 

One thought on “Meraklı Taksi Şoförü”

  1. Keyifle okudum.Amerika’da olduğum zamanlarda bazen taksi kullanırım.Benim de böyle taksi muhabbetlerim olmuştur.Onların göçmenlik hikayelerini dinlemek çok hoşuma gider.Boston’dakilerin çoğu Haitili’dir.Sizin taksici hakkaten fazla ön yargılıymış.Bu arada Atlanta çok sevdiğim bir şehirdir.Yemyeşil ve en sevdiğim arkadaşım yaşar daha ne olsun.Teşekkürler beni de Atlanta’ya götürdüğünüz için.

    Malesef günümüzde önyargı o kadar kullanımdaki.Ne yapsa insanlar kurtulamıyor.Kendi adıma ben çok korkarım önyargıdan.Sevgiler.

Comments are closed.