ABD TV Dizilerinde Gay ve Lezbiyen Karakterler

Gay ve Lezbiyen Derneği tarafindan gerçekleştirilen bir çalışma, ABD TV dizilerindeki senaryolarda gay ve lezbiyen karakter sayısında belirgin bir artış bulguladı.

Aslında bunu görmek için bir çalışma sonucuna bakmak gerekmiyor. Bütün dünyada yayınlanan ABD TV dizilerinde, gay ve lezbiyen karakterlerde hızlı bir artma olduğu dikkatli seyircinin güzünden zaten kaçmıyor.

Eşcinseller ve Lezbiyenler Derneğinin 17inci yıllık raporunda “Biz Gayler TV’de Neredeyiz” başlıklı çalışma, 2012-2013 sezonunda TV dizilerinde ve komedi programlarında görünen karakterlerin yüzde 4.4’ünün lezbiyen, eşcinsel, ikieşli veya trans olduğunu açıkladı.

Toplam 97 değişik televizyon programı gözden geçirilerek 31 gay, lezbiyen, biseksüel ve transgender (trans) karakter saptandı.

ABC televizyonunun en fazla sayıda karakterle diğer TV kanallarının önüne geçtiği de bulgulandı. Geçen sene Fox TV‘nin birinci olmasına rağmen ikinci sıraya düştüğü de belirtildi. CBS ise eskiye nazaran bu konuda gelişme gösteren kanal olduğu için takdir edildi.  CBS’in yeni sezon dizilerinden “Ortaklar” çeşitlilik ve farklılık olgusunu ön plana çıkartma çalışmalarından dolayı örnek gösterildi.  “Ortaklar” dizisinde iki çocukluk arkadaşının arkadaşları ve iş ortakları senaryosunda bir gay ilişki canlandırılıyor.

Sadece dizilerde değil normal TV sunumlarında da gay ve lezbiyen karakterlerin ön plana çıktığı, geçen sene yüzde 29 iken bu sene yüzde 35’e yükseldiği bildirildi.

En çok gay ve lezbiyen karakterlerin Showtime tarafından gösterildiği ve toplam sayının 12 olduğu bildirilirken HBO, FOX, Adult Swim, ABC Family, MTV, Syfy ve TeenNick networklerinde de artan sayıya dikkat çekildi. HBO’nun “True Blood” dramasının toplam 6 homoseksüel karakterle en öne çıkan kablolu yayın olduğu bildirildi.

Televizyonda erkek homo karakterlerin kadınlardan fazla olduğu saptandı. Erkeklerin yüzde 6 oranında gay ve biseksüel karakterlerine karşılık, kadınalar TV’de henüz sadece yüzde 36 lezbiyen karaktere sahip! Buna “Glee” dizisindeki transgender de dahil edilmiş. Ayrıca raporda zenci ve Latin gay karakterlerin artışına da dikkat çekiliyor.

Raporda, farklılık ve çeşitlilik adına eşcinsel, ikicinsli ve transgender karakterlerin gösterilmesinin çok önemli olduğu  dile getirildi.  “Her yıl birçok Amerikalı, gay ve lezbiyen aile fertlerini, arkadaşlarını, çalışanlarını ve meslektaşını kabullenmektedir.  Günlük yaşantıda görülen çeşitliliği ABD TV dizilerinde de görmek istemektediler” dendi.

Fatoşça:

Bu programlardan birçoğu gençleri hedef almaktadır. Gençler arasında eşcinsellik ve lezbiyenlik, TV gibi etkin bir kitle iletişim aracıyla normalize edilmektedir. Gay ve lezbiyen karakterlerdeki hızlı artış TV’den günlük hayata, günlük hayattan TV’ye yansıyarak büyümektedir. Ve yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, 1990 yılından bu yana eşcinsellik yüzde 90 artmış! Bir kişi gey olabilir, lezbiyen olabilir ama bu durumu harika, mükemmel, şaşaalı bir şey gibi gösterirseniz, gay ve lezbiyen olmayan da öyleymiş gibi davranabilir.. Belki de araştırmanın bulgularından çıkarmamız gereken sonuç budur! Siz ne düşünüyorsunuz?

 

 

5 thoughts on “ABD TV Dizilerinde Gay ve Lezbiyen Karakterler”

  1. cok kötü buluyorum insanların yaratılmıs dogasını değştirmek için yapılan bu calısmaları kınıyorum.ülkemizede yavas yavas işleme basladılar.
    bülent ersoy.aydın v.s

  2. Zaten gay ve leabiyen olanlari tenzih ederim onlarin ki bir yasam bicimi elbette AMA dizilerin bunu genclerin gozune sokarcasina gundeme tasimasi gencler tarafindan bir moda akimi Gibi algilanmasina. Yol acabilir ozendirici olabilir

  3. Diziler hayatı gerçeğe yakın şekilde işlediklerinden gay karakter sayısının artması kadar normal bir durum yok. İnsanğlunun %11’i eşcinsel ve bu kendi terciheri değil, dolayısı ile ortada insan doğasını değiştirme çabası gibi bir şey yok. Yukarıda verilen Bülent Ersoy örneğine değinmek gerekirse, evet transseksüel olmak(cinsiyet değiştirmek) kendi isteğiydi ancak kendisi gençliğinde zaten erkeklere ilgi duyan bir erkekti ve bu onun tercihi değildi.. Unutulmaması gereken en önemli nokta şudur: Hiç bir insan kendi isteği ile Dünyanın %80inin nefret ettiği, hayatını göz göre göre zor yaşadığı bir seçeneği tercih ETMEZ ! Saygılar..

    1. Yazimi okuyup yorum verdiginiz icin tesekkur ederim.
      Ancak ben son 15 yilda artan gay, lezbiyen, escinsel ve trnas sayisina baktikca bu degisimin dogal olmaktan cok bir cesit moda ya da trend oldugunu dusunmeye basladim.
      Kendi cinsine ilgi duyan, zaten o sekilde dogmus kimselerin olacagi fikrini gozardi etmiyorum.
      Yorumda “Hiç bir insan kendi isteği ile Dünyanın %80inin nefret ettiği, hayatını göz göre göre zor yaşadığı bir seçeneği tercih ETMEZ !” demissiniz. Keske basina “BENCE” kelimesi ekleseydiniz. En yakin arkadasim Daniel lisede kizlarin kendisine ilgi gostermeyisine icerlemis bir insandir. Universite yilarinda escinsel olmaya karar verdi!
      Demek ki gay’lik bir secenek olabiliyormus! Daha baska ornekler de biliyorum. Ve benim sorunum keyfi cinsiyet secenegi (!) ve buna bagli olarak hizla tirmanan bir trend!
      Esenlikler,
      Fatos

      1. Rica ederim, ilgimi çeken bir konu oldu, cevap vermek istedim..
        Haklısınız Bence demem gerekirdi aceleden unutmuşum sanırım.. Ancak yine de arkadaşınızın günahını almak istemem ama örnek verdiğiniz arkadaşınızın aslında zaten gay olduğunu ama çevresinden sakladığını veya kendini sonradan keşfettiğini düşünüyorum çünkü gaylerin kendini keşfetme süreci zaten 24-25 yaşına kadar devam edebilmektedir.(belki daha uzun) Yaşadığın ortama, arkadaş çevrene, ailene ve deneyimlerine bağlı olarak. Umarım sizin bahsettiğiniz gibi hetero doğup da kendi isteği ile Gay olmaya çalışan bireyler yoktur çünkü bu enayilikten öteye gitmez..(bence) Benim değiştirme şansım olsa kendi hislerimi, değiştirirdim.. ( tabiki gay olmaktan şikayetçi olmayan erkekler ve kadınlar da vardır, bu şahsi görüşüm)

Comments are closed.