Endişeyi Dizginlemek


Endişeyi dizginlemek mümün mü?

Illinois Üniversitesinde yapılan bir çalışmanın sonuçlarına göre başımıza gelen iyi veya kötü olaylara verdiğimiz tepki, endişe bozukluğuna neden olabileceğini ve ne şekilde endişe üreteceğimizi ortaya çıkardı.

Eğer yazıyı sonuna kadar okumazsanız şu kadarını bilmek yeterli: endişeyi dizginlemeyi öğrenmeliyiz!

Bu çalışma Emotion dergisinde yayınlandı. Toplam 180 katılımcının anket sorularına verdiği cevaplar değerlendirildi. Sorular temel olarak emosyonların (duyguların) nasıl dizginlendiği ve ciddi durumlarda ne boyutta endişe duyulduğuna aitti.

Endişe nasıl dizginlenir?

Olumsuzlukları yeni bir bakış açısıyla değerlendirenler daha az sosyal endişe duyuyorlar. Yani bir olumsuzluk karşısında bardağı boş görmek yerine, yarısına kadar dolu görmek gibi bir düşünce üretmek, pozitif yaklaşım oluşturmak ve olayı bir problem olarak değil de üstesinden gelinecek, aşılabilecek bir zorluk olarak duyumsamak daha az endişe hissetmek anlamına geliyor. Yazının sonunda göreceğiniz gibi daha az endişe duymak iyi birşey!

Dünya Sağlık Örgütünün tahminlerine göre 2020 itibariyle endişe bozuklukları ve depresyon, kalp hastalıklarından sonra, dünyanın en büyük sorunu olacak. Mental sorunlar yüzünden günlük yaşamın aksaması, işe veya okula gidememek, görevi “gereğince’ icra edememek gibi sorunlar nedeniyle endişe ve depresyon bir engel (sakatlık) olarak tanımlanıyor. Dolayısıyla maliyetli bir problem olması da kaçınılmaz.

Uzmanlar olaylara ve sonuçlara bakış açısını değiştirerek endişeyi dizginlemenin mümkün olduğunu söylüyor.

Unutmadan: Düşük seviyeli endişe, motivasyonu kırbaçladığı için olumsuzluk değil, iyi birşey! Demek ki endişe seviyesini azaltmak, olayları problem olarak değil meydan okunacak durumlar olarak görmek ve motivasyonu yüksek tutmak mümkün! Şimdiden olumsuz bir duruma olumlu bir yaklaşımla bakmaya başladık bile!

Panik!