Ebola Virüsü


Mart 2014’te, Gine’de yayılan Ebola salgınını duymuşsunuzdur. “Ebola gibi ürkütücü virüslere karşı ilaç endüstrisi bir ilaç yapamamış mı?” dediğinizi duyar gibiyim. Ben de soruyorum: Daha ne bekliyorlar? Kaç büyük salgın daha yaşanmalı? Kaç fatalite yeterli?

İlaç endüstrisi bu tür virüslere karşı yüzlerce potensiyel ilaç denemektedir. İlaçların patentleri alınmıştır, araştırma sonuçları bilimsel dergilerde uzun uzadıya anlatılmıştır. Ama ilaçlar laboratuardan dışarı adım atıp marketin yüzünü görememiştir!

Herkesin bildiği gibi, ilaç endüstrisi bir işletmedir. Bir ilaçta getiri varsa, üretilir. Getirisi olmayan, karsız ilaçlar market edilmez, araştırma raporu olarak veritabanlarına zenginlik katarlar!

Aslına bakarsanız, virüs araştırmalarında ilaç şirketlerinin işi de pek kolay değil. Öyle virüsler mevcut ki, ilaçtan yapılmış hiç bir silah işlemiyor. Birçoğu milyonlarca yıldır yaşıyor ve değişik periyodlarda yüz ve huy değiştiriyorlar. Laboratuar ortamında denenen ilaçlar, hayvanlar üzerinde işe yaramayabiliyor. Laboratuarda ve hayvanlarda iyi sonuçlar alınsa bile, insanlarda ya etkin olmuyor ya da kötü yan etkileri ortaya çıkıyor.  Bütün bu olumsuzluklar varken ilaç şirketlerinin virüs ilacı çalışmalarına yoğunluk vermelerini beklemek de fazla iyi niyet oluyor.

Ey Medya!!! Ebolayı Rating İçin Kullanmayı Bırak! Halka öğret!!!

Nisan 2014, an itibariyle Ebola salgınından ölümler neredeyse 100’e ulaştı. İstatistiksel olarak bakıldığında pek büyük bir rakam değil. Aslında kuş gribi, SARS, MERS, domuz gribi gibi diğer virüslerden ölümleri toplasak ve tüm ölümlerin bir gün içinde olduğunu varsaysak bile istatistiksel açıdan çok önemli bir sayıya ulaşamayız. Afrika’da verem, malarya ve HIV/AIDS ölümlerini düşününce Ebola fatalitesi pek önemsiz kalıyor. Evet, herşey para. Dolayısıyla, “ilaç üretelim mi üretmeyelim mi?” sorusunun cevabı istatisiklerde ve maliyette gizli.

ebolaafrika

Böylesine global hayatlar yaşadığımız bir çağda, Afrika’da ölüm saçan Eboladan korkmalı mıyız?

Ben çok yolculuk yapan birisiyim. Havaalanlarında dünyanın her yerinden gelen insanlarla aynı havayı soluyorum, uçaklarda kimin ne tür virüs taşıdığını bilmeden uzun saatler boyunca aynı mekanı paylaşıyorum. Havaalanına her gidişimde ille de bir korku senaryosu geçer kafamdan. Ebola virüsü Gine’nin liman şehirlerinden birine sıçradı bile. Kazara oraya taşınıyorsa, dünyanın başka bölgelerine neden taşınmasın? SARS virüsü Çin’de çıktığında 36 ülkeye birden, hava taşımacılığı ile, masum hastalar tarafından taşınmıştı.  Ebola da aynı şekilde taşınmaya başlanmış olabilir. Bence Afrika’daki bu ölümcül virüsten herkesin korkması gerekir.

Ebola sorunu, Afrika’dan çıkıp globalleşsin demiyorum. Tam tersine Afrika’da daha fazla fatalite yasanmadan kökü kazınsın istiyorum  Ebola Afrika’dan çıkarak, global bir sorun haline gelecek olursa,  o zaman Birleşmiş Milletler, NATO, Afrika Birliği, Avrupa Birliği ve diğer birlikler ancak o zaman harekete geçerler.

Ebola Nedir?

Ebola ölümcül bir virüstür.  içten kanamasına neden olur. Daha sonra göz, burun, ağız ve diğer organlardan kanamak suretiyle dışa vurur.  Virüse yakalananların hayatta kalma olasılığı yüzde 10’dan azdır. Havadan değil, temas yoluyla gecer.

ebola

Ebola bir enfeksiyondur. Filmlerde gördüğümüz gibi insanın gözlerinden, burnundan, kulaklarından ve diğer yerlerinden kan gelerek [bir bakıma patlayarak] ölmez ama iç kanamalar nedeniyle enfeksiyon vücudun tüm organlarına kısa sürede yayılır. Yüksek ateş görülür. ölüm [hemen her zaman] kaçınılmazdır.  Şiddetli bulaşıcı Ebola virüsünün taşıyıcısı organizmanın, insan mı hayvan mı olduğu hala tartışılmaktadır.

Ebola ile ilgili diğer yazılarım:

Ebola yayılmaya başladığında yazdığım yazı

Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayınlanan Ebola raporunun kısa özeti

Medya Ebolayı rating için mi kullanıyor?

Ebola Amerika’da!