Her türlü inanç sömürüsüne hayır!

Bir uyarı yazısıdır!

İnançlarınızın ve saf duygularınızın esiri olmayın.

Az önce bir sayfada okuduğum bir yazının ortalarında, insanları inandırmak adına yazılmış bir cümleye rastladım.

( Kaynak gösterimi tabi ki yoktu )

Şöyle yazıyordu:

” Aşağıda okuyacağınız makale Bulgar ve ABD’li bilim adamlarının yaptıkları çalışmalar temel alınarak hazırlanmıştır. Bu araştırmaların hepsinde zeytin çekirdeğinin boğaz boşluğundan mideye inene kadar eridiği gerek denekler üzerinde yapılan çalışmalar gerekse cihazlarla tespit edilmiştir. ” …

Gerisini alıntılamadım çünkü bana biyoloji ve fen bilimlerini bilen, bunun eğitimini almış biri olarak saçma geldi.

Güya zeytin çekirdeğini yutanlar mide bağırsak rahatsızlıklarından kurtuluyormuş. Tut ki öyle, midedeki asit ve enzimler o çekirdeği veya çekirdekleri sindiriyor diyelim, bunun boğaz boşluğu ile, yemek borusuyla ilgisi hiç yok. Yutağınızdan aşağı, yemek borusundan geçerken sadece ekmek yemiş de olsanız o lokmanın verdiği doluluk hissini hanginiz hissetmediniz ki bugüne kadar? Ya zeytin çekirdeği nasıl bir duygu verir? Deneyin görün. (Bence tabii ki denemeyin, sözün gelişi böyle diyorum).  O sert dokuyu hissetmemeniz mümkün olmayacaktır çünkü olduğu gibi kalacaktır mideye de inerken.

Bununla da kalmayacak ertesi gün vücut dışına atılırken de dışkınızın içinde, dış kısmı mide asidi etkisi ile çok az aşınmış da olsa hemen hemen yutmuş olduğunuz zamandaki sertliği ile duruyor olduğunu göreceksiniz.

Yazıp çizenler, bol keseden atanlar neyin iddiasındalar?

Daha inandırıcı olsun diye bir de işin içine ya adı verilmeyen, olup olmadığı bilinmeyen

” Bilim adamı” lafı veya dini, inancı kattılar mı her şey tamam sanıyorlar. Hemen her konuda olduğu gibi inançlar bir kez daha sömürülüyor.

Denize düşen yılana sarılır misali zeytin çekirdeğine sarılacak olanlar, aman ha var olan sağlığınızdan da olmayınız.

Araştırmadan sanal ortamlarda dolanan bazı yazılara inanıyor çok kişi.

İnsanların inançlarıyla, umutlarıyla oynamayın beyefendiler, hanımefendiler!

Okuduğunuz ilk kısa yazıya, öneriye bir mucize gözüyle de bakmayın.

Bu genel bir kültür eksikliği var toplumumuzun: Dahasını okumak, farklı kaynaklardan araştırmak zor geliyor insanlara. Buna çok da şaşmıyorum, ne de olsa komşu tavsiyesi ile ilaç kullanıyor hala çok kişi.

Yazımın başında alıntıladığım paragrafa dönersek, durum şudur ki, zeytin çekirdeğinin boğaz boşluğunda erimesi mümkün değil. Oldukça kısa sürede ( 3 sn. kadar) yoluna devam mideye iner lokmalarımız. Üstelik ağızdaki tükürükte sadece nişastayı sindiren enzim vardır. Boğaz boşluğunda, yemek borusunda farklı bir enzim üretimi de yoktur. İnsan vücudunda enzimi üretilmediği için selülozun sindirimi de mümkün değildir. Çekirdek yapısında selüloz olduğunu da belirteyim bu arada. Biber veya domatesi kabuklu yediğimizde işte bu sebeple kabuklar sindirilmeyip dışkıyla atılacaktır. Bu tür besinlere posalı besinler denir ki, amacı bağırsakların çalışmasıdır.  Dolayısıyla böyle sert, odunsu yüzeye sahip zeytin çekirdeğinin bu kadar kısa sürede erimesi de mümkün değildir. ( Uzun sürede de mümkün olmadığı gibi).

Her okuduğunuza kayıtsız şartsız inanıp yaşamınıza geçirmeyin, uygulamayın lütfen.

Şifremiz şu olsun bugün: : Daha çok oku, araştır, bilgilen

Sağlıklı bir yaşam dileklerimle…

Müşerref Özdaş