Mehmet Deveci’den Okurlarına Manevi Hediye

Hediye başlıklı bu kısa öykü öylesine içten ki.. Birkaç paragrafını burada paylaşmak geldi içimden.. Manevi hediye gibi bir hikaye bu.. Yazardan okurlarına armağan.. İlgilenenler kitabı alıp diğer hikayeleri ve nadide şiirleri okuyabilirler.. Mehmet Deveci tarafından yazılmış olan bu kitabın adı Yürüyelim mi Biraz.

Hediye (Sayfa 57-59)

Çok sevdiğim bir dostumdan hediye geldi. Sıradan şeyleri taşıyan kargo görevlisi, sıradanlaşmış birkaç cümlesinden sonra onu masanın üzerine bıraktı ve gitti. Sanki yanında açmamı beklermiş gibi oyalandı biraz. Gülümsedim içimden, dostumun elleri değdiği, içine içinden gelenleri koyduğu paketi öylesine sıradna bir ürünmüş gibi yanında açacağımı sandı zavallı. Sonra gitti, gidecekti elbette, adamın işi gücü vardır. Ben de tam bunu anlatıyorudum içime; paketi açma sahneme zaten çekip gidecek birinin gözlerinin, yapmacıklarla dou gözlemlerinin bu mutlu sahneme şahit olmasını istemedim.

Sıradanlaşmış hayat ve insanların içinde, asla sıradanlaşmayan dostlarımın ayrı yeri olmalıydı. Değil onların, paketlerinin bile özel ilgiye tabi tutulmaları gerekirdi. Ki kargo görevlisine bile her zaman yanıma uğrayan diğer görevliler gibi bile davranmamıştım. Ona en sıcak gülüşümü takınıp, daha önce hiç görmediği sıcaklıkta tebessüm edip, teşekkürümü de bir pul zarifliğinde yanına eklemiştim.

Neyse ki gitti görevli, “çabucak gitsin.” derken içimden. Paketi elime aldım, onu elime aldım ve biraz durdum öylece. Gözyaşlarımın asi yüzü yine kendini göstermeye o kadar can atıyordu ki, beni daha önceleri de takmamış, başına buyruk tavırlarıya rezil etmişliği vardı ama bu sefer haklıydı o. Kendini bırakmasına “dur!” diyemezdim elbette.

Demedim de..

Fatoş’ça:

Hikaye burada bitmiyor. Devam ediyor. Ama ben bu kadarcık kısmını yazdım. Gerisini kitaptan okursunuz belki de.. Neden yazma gereği duydum? Heyecanlandım çünkü.. Hala etrafımızda samimi insanların yaşadığına dair duyduğum heyecanı paylaşmak istedim! Duygusuzluğun, iki yüzlülüğün, çıkarcılığın ve yapmacıklığın kolgezdiği günümüzde, sevdiği bir dostundan gelen hediyeyenin paketine bile hassasiyet gösteren kişinin dostluğunu kıskandım bir de.. Belki de gıpta ettim.. Ne mutlu onlara.. Dostlukları daim olsun. Hediye postadan çıkan şey değildi bence, bu iki insanın arasındaki sağlam bağdan başka birşey değildi.. Bizlere de bu hikaye birer manevi hediye oldu. Ne güzel..