Etrafınıza bakın.. Kimler gerçek? Kimler yalan? Ama etrafınız sadece dijital kişiliklerden oluşuyorsa bu soruya cevap vermeniz neredeyse imkansız!

Dijital hayatınız kalabalık ve siz de bununla övünüyorsunuz, öyle mi? Ama unutmayın ki her çoklukta biraz da pislik vardır. Bir sepet elmaya elinizi daldırdığınızda kurtlu elmayı çekip çıkarmanız da mümkün.

Her kalabalık sonunda hayal kırıklığı ile sonuçlanır. Kalabalıkta hırsız vardır, soysuz vardır, yalancı vardır, samimiyetsiz vardır. Günümüzde kalabalıkta heckerler de var. Kalabalık bir an peşinizden sürüklenirken, bakmışsınız bir an sonra ilgisini tamamen yitirmiş.. Çünkü ilgi aralığı daralmış, dikkat süresi kısalmıştır. Çünkü samimi değildir! Ciddi değildir. Belki de ne aradığını bilmiyordur. Sadece zaman geçiriyordur sizinle. Belki de çıkarları doğrultusunda sizi yönlendiriyor, yönetiyor, zamanınızı ve duygularınızı sömürüyordur.

Bazen de nefret söylemleri ile algınızı değiştirmeye çalışır kalabalıklar. Ermeni yalanı gibi.. Bazan da biri diğerinden görür, onun söylediklerini tekrarlar. Paylaşım diyoruz buna. Twitter’da RT yapar, Face’de like tuşuna basar, sosyal medyada kendi gruplarının görmesini sağlar.

İnsanlar gerçek ama sosyal medyadakiler gerçek de olabilir, yalan da! Sosyal medyadaki “gerçek” insanların sayısı gitgide azalırken, gerçek hayattaki gerçek insanları mumla arar olduk. Gerçek insan gözümüzün içine bakar. Konuşurken başını sallar, elini kolunu kullanarak anlatır, yüz ifademizden anlar ona göre davranır. Gerçek insan konuşur, dokunur, güler, ağlar, yürür, çay içer, kahve yudumlar. Bir beden diline sahiptir. Gerçek insan söz verir, sözünde durur. Gerçek insan doğrudur, doğruluk ister, etrafta doğru insanlar arar.

Eğer etrafınızdakilerin gerçekliğinden emin değilseniz, kalabalıklardan uzak durun. Kalabalık yerine gerçek insan arayın. Ne kadar çok arkadaşı varsa, o kadar popüler olmaz insan. Aynı şekilde; çok takipçi demek çok fenomen olmak demek değildir..

Gerçek dünyadan uzaklaşarak gerçek ilişkileri unuttuk. Konuşmayı unuttuk. İnsanca duyguları unuttuk. Cam dünyalardan medet umar olduk. Kimler gerçek, kimler yalan bilemez olduk. Gerçek insanlara ihtiyacımız olduğunu da unuttuk! Acaba diyorum.. Gün gelip de gerçek insanlarla komünikasyon kurmamız gerektiğinde, nerede başlayacağımızı unutmuş olur muyuz? Oluruz belki de.. Ne yazık!

Peki Gerçek Ötesi Nedir?