Kıyıya Vuran İnsanlık

Günlerdir sosyal medyada dolaşan bir etiket “#KıyıyaVuranİnsanlık” diyor.. Nereye baksak, kıyıya vurmuş 3 yaşındaki Suriyeli çocuğun fotoğrafını görüyoruz. Evi bombalanmış, enkaz altından, üzerinde toz dumanla çıkarılmış, ambulansa oturtulmuş, gözlerinde şok, omuzlarında dünyanın yükü 5 yaşında Ümran.

O sabah arabada bu üzücü görüntülerin gerisindeki hikayeyi anlatan bir radyo programı dinlemiştim.. Suriye’den Kobani’ye geçmişler. Çocuğun halası Kanada’da yaşıyormuş. Kanada’ya gitmek için viza istemişler ama yetkililerden izin alamamışlar. Baba illegal yöntemlere başvurmuş ve kaçakçılarla anlaşarak Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşmayı hedeflemiş. Fotoğrafını gördüğümüz minik çocuk bu yolculukta annesi ve 5 yaşındaki ağabeyiyle birlikte boğulmuş.

Bu akşam eve giderken radyoda Ümranı anlattılar. Dijital ortamda Ümranı görmemiş olsam bile radyoda dinlediklerimle Ümranın bakışlarını zihnime zapt edebilirdim. Öylesine hüzünlü. 

Bindikleri botta 35 kişi varmış. Kaç kişinin sağ kaldığını bilmiyorum ama bu dört kişilik aileden sadece baba kurtulmuş. Çocuğun adı Alyan (Ya da Aylan). Yüzüstü kumdaki hali gözlerimden gitmiyor. Ayaklarında ayakkabıları var hala.. Yüzüstü..

Evini bombalamışlar. Enkaz altında kalmış. Hala şokta. Bilmediği bir şey var gözlerinin önünde. Şaşkın. 

Hepimizin yarınlar için hayalleri ve planları vardır. Nerede yaşamak istediğimize dair, ne zaman evlenip bir aileye sahip olmak istediğimize, seçeceğimiz, sahip olmak istediklerimize dair birçok plan.. Bazı planlar düşüncede kalır, bazıları gerçekleşir. Bazıları mutlu son olur. Bazıları ise acılarla sonuçlanır. Hayaller kurar planlar yaparız ama olacakları kontrol edemeyiz. Aylan çocuk!

Ümran çocuk.

Bunları dedikten sonra.. Size bir sır vereyim.. Ben hala hayatı öğreniyorum. Neleri yaşadığıma bakıyorum, nedenlerini sorguluyorum ama daha neler yaşayacağımı bilmiyorum. Cevap bulamıyorum çoğu kez sorularıma ama gitgide daha esnek bakıyorum olaylara. ‘Demek ki buymuş hayırlısı‘ diyorum. ‘Demek olacağı varmış’.. ‘Demek bunu da yaşamam gerekiyormuş’..

Aylan.

Ümran.

Daha nice ismini bilmediğimiz yavrular.

Çocuklarıma da böyle diyorum.. “Başımıza gelecekleri biz bilemeyiz ve asla kontrol edemeyiz. Fakat başımıza ne gelirse gelsin davranışlarımızın kontrolü elimizdedir. Küsüp kenara çekilmek mi, tevekkeli olup direnmek mi? Tabi ki hayata direnmek gerek! Direnirken de gücü dualardan ve şükürlerden almak..

Bugün yeni bir gün. Her gün gözümüzü dünyaya açtığımız yeni ve taze bir gün. Hedeflerimiz var. Herşeye rağmen hayatta olmanın şükrünü yaşayalım. Kıyıya vuran Suriyeli çocuk ve ailesine Allah’tan rahmet diliyorum. Geride kalan babaya sabırlar versin Allah. Ve değişik ülkelerden sefere çıkmış yüz binlerce mülteciye kolaylıklar diliyorum. Umarım en kısa zamanda “evim” diyebilecekleri birer yurt bulurlar. Kıyıya vuran insanlığın resimlerinin acımasızca her yerde paylaşımı da son bulur!

Ve yine yeniden.. Kıyıya vuran mültecileri elinde sıcak çayla seyre dalmış insanlık. Şükretmek için ne çok nedenimiz var, öyle değil mi? Peki neler yapabiliriz? Seyretmek yeterli mi? Fotoğraf paylaşarak ağlak yazılar yazmak çözüm mü?