Bir Kadın Hikayesi: Gelin ve Kaynana

Bu hikayemiz gelin ve kaynanalara ithaf olsun. Kaynana kelimesinin doğru yazılışı kayınvalidedir. Ama biz bu hikaye boyunca sevimli olsun diye, kaynana kelimesini kullanacağız. Umarız kimseyi kızdırmayız.

Bilen bilir, ben veri analistiyim. Yıl boyunca hamileliklerle ilgili toplanan verileri analiz ederim. Yeni doğum yapmış annelere seksen küsur soru sorarak hamilelikten önce, hamilelik sırasında ve hamilelikten sonra yaşadıkları deneyimleri, inançlarını, sorunlarını, beklentilerini ve sağlık konularında uyguladıkları yöntemleri sorarız.

Bu soruların sorulmasının nedeni toplumda ana çocuk sağlığı ile ilgili gidişatı öğrenmektir. Eğer beklenen sağlık trendlerinde değişiklikler varsa; bilimcileri, siyasetçileri, kanun yapanları ve diğer ilgilileri uyarırız.

Veri toplamak önemlidir. Daha da önemlisi ise, gerekli verileri toplamaktır. Elde doğru veri olduktan sonra analiz etmek, bilgiye dönüştürmek ve çıkarım yapmak kolaydır. Bizim alanımızda, yani ana çocuk sağlığında, beklenmedik olumsuz değişiklikler baş gösterirse, gereken merciler ivedilikle uyarılmalıdır.

Bunları anlattıktan sonra gelin kaynana konusuna dönelim.

Bugün bana ofiste kağıt üzerinde bir not verildi. Not kısaca bir kadının adını ve telefon numarasını yazıyordu. Notu veren kimse kağıtta ismi yazan kişi tarafından arandığını ve benimle görüşmek istediğini bildirdiğini söyledi. Kağıtta yazan telefon numarasını aramam gerekiyordu. Hemen aradım. Karşımda sesinden 60’lı yaşlarda olduğu belli bir kadın vardı. Kendimi tanıttım ve aramamı istediği için aradığımı söyledim.

Kendisini aradığım için teşekkür etti. Ve gönderilen anketi doldurduğunu söyledi. Doğal olarak şaşırdım çünkü bebek doğurma yaşını çoktan geçmiş bir kadınla konuşuyordum. Yaşı, sesinden belliydi.

“Afedersiniz anket size mi gelmişti? Siz mi doldurdunuz?” diye sormak zorunda kaldım. “Evet” dedi. “Ben doldurdum. Gelinim eskiden eşiyle birlikte benimle yaşıyordu. Daha sonra oğlum Gana’da bir iş buldu ve oraya taşındılar.  Bu nedenle ankette sorduğunuz soruların birçoğuna cevap verdim. Fakat cevaplayamadıklarım da oldu. O zaman email vasıtasıyla bilemediğim soruları gelinime sordum. Anketin tamamını bu şekilde doldurdum. Umarım bu cevaplar işinize yarar. Biliyorum ki çok önemli bir iş yapıyorsunuz. Annelerin ve çocukların sağlığı çok önemlidir. Onların sağlıklı olması belki de işin başıdır. Sağlıksız nesiller yetiştirmeyelim. Bence herkesin böyle bir ankete cevap vermesi gerekir. Biliyorum ki analizlerden çıkacak sonuçlar toplum için, toplum yararına kullanılacak. Bu yüzden çok önemli.”

Kendisine teşekkür ederek telefondan ayrıldım. Şaşırmıştım! Gelinini bu denli yakından tanıyan bir kaynana! Gelini ile ilgili bir anketi dolduracak kadar yakın ve samimi. Üstelik bunu açıkça söyleyecek kadar da cesur. Eğer doğum yapan kadının kendisi tarafından doldurulmamış bir anket, tarafımızdan kabul edilemezse, cevapları ve anketi yoksaymamızı istiyordu.

Bu telefon konuşmasından sonra insanlığa olan inancım bir nebze tahsis oldu. Hala toplum için paralanan insanlar vardı. Geliniyle, kızı gibi samimi ilişkiler içinde olan kaynanalar vardı. Sahtekar durumuna düşmemek için yaptığı şeyi telefon ederek haber veren, uyaran kadınlar vardı. Üzerine vazife değilken, zaman ayırarak ve hatta emaille haberleşerek tüm bilgileri doğru ve olduğu gibi vermeye çalışan ve bunu toplumun çıkarı için yapan kimseler vardı. Kaynana bu kadar insancılsa, gelin kim bilir ne mükemmeldir. Helal size gelin kaynana! Bu olayı ofiste herkese anlattım. Şimdi internete dağıtayım!bebek