Her gün seçimler yapıyoruz. Her gün seçim günü! Seçeneklerimiz dünya kadar!

Markalar seçiyoruz, alışkanlıklar, arkadaşlar, kitaplar, filmler, yolculuklar, tatiller seçiyoruz. İş, eş, ev, araba, yaşayacağımız şehri seçiyoruz. Dinleyeceğimiz şarkıları, takip edeceğimiz sosyal medya hesaplarını, oyunları seçiyoruz. Yemek istediğimiz yemeği seçiyoruz..

İlgimizi, paramızı, zamanımızı nereye yatıracağımızı seçiyoruz.

Siyasi seçimlerden farklı olarak kişisel seçimlerimizde oy çoğunluğuna gerek duymuyoruz. Sadece öyle karar vermiş olduğumuzdan, seçimlerimizin sonucunda ya mutlu oluyoruz ya mutsuz. Zaten siyasi seçimlerde de kazanan parti her zaman favorimiz olmuyor.

Hayat yaptığımız seçimlerdir. Ve biz seçimlerimizi sadece siyasi ortamda değil, sürekli yapıyoruz.

Bazen de diğerlerinin seçimi olmak istiyoruz. Eş olarak, arkadaş olarak, çalışan olarak, lider olarak seçilmek istiyoruz.

Bir siyasetçi değilim ama bir yöneticiyim. O nedenle çoğunluk oyların toplanabileceğini biliyorum. Çoğunluğa hitap etmek pek de zor değil; çoğunluğun içine uç insanları, özel bazı grupları ve acayip toplulukları koymazsak tabi!

Belki de sihirli değnek ile çoğunluk oylar kazanılabilir.. Bütün oyları almak zorunda değiliz. Servis ve hizmet vermek istediğimiz insanların oylarını alsak yeter! Ve tabi daha sonrasında verdiğimiz sözü tutmak kaydıyla..

Hayat seçimlerdir. Her gün seçim günüdür. Her gün seçmeyi ve seçilmeyi bekliyoruz. Yanılıyor muyum?