Organize Beyinler

Ortalama bir insan beyninden gün boyunca 70,000 düşünce geçiyor. Beyin organize edilmezse, yani derlenip toparlanmazsa, düşünceler kafada dağınık bir halde dolaşıyor.. Kısacası boşuna yük taşıyoruz! Düzensizlik hissinin verdiği rahatsızlık zihnimize yük oluyor ve dolayısıyla beynin randımanlı çalışmasına engel oluyor.

Kafadaki birçok düşünce, sadece düşünce. Yani hayal gibi.. Gelip geçici şeyler. Böyle olsa da, ortada olumlu ve olumsuz iki düşünce varsa, beyin “olumsuz” olanı seçmeye meyilli olduğundan negatif düşünceler peydah oluyor. Bu noktaya geldikten sonra iyimser düşünmek zorlaşıyor.

ABD’nin Ulusal Yaşlanma Enstitüsünde yapılan bir çalışmaya göre, düzensiz düşüncelerin yığılı olduğu bir beyin sadece zihni rahatsız etmiyor, bedene de sorun yaratıyor. Bunun nedenleri stres yüklenmek, sürekli karamsar ve kötümser hissetmek ve düşünmeden, anlık kararlar almak. Daha da ötesinde kronik rahatsızlıklar, kalp ve kardiyovasküler sorunlar, uykusuzluk ve migren gibi sorunlarda ortaya çıkabiliyor.

Günümüzde terapistler kişilerin karışık, dağınık ve düzensiz beyinlerini organize beyinler haline getirmeye yardımcı oluyor. Böylece şahıslar anlık kararlar almaktan ve öfkeli ve saldırgan davranışlardan kurtuluyor. Daha esnek, nükteli insanlara dönüşürken, belirsizliklere daha mantıklı yaklaşıyorlar. Resmin tamamına bakarak ehemmiyetsiz teferruatla vakit kaybetmiyorlar. Daha yaratıcı ve üretken hale geliyorlar.

duzen ve tertip deyince..

Aşağıdaki öneriler bu tür terapistlerden gelen fikirlerin bir özetidir:

Beyni zorlayın. Beyne kolay gelen şeylerle uğraşmak yerine daha zor ve dürtücü, kamçılayıcı ve mücadele gerektiren konulara yönelin. Sağlıklı mücadele beyin için iyidir çünkü beyni uyarır, uyandırır. Bilerek ve isteyerek seçilen manalı konular, daha verimli düşüncelere yol açıyor.

Duyguları kontrol edin. Başımıza gelen şeyleri kontrol edemeyiz ama duygularımızı kontrol edebiliriz. Bu nedenle terapistler önce kendimize karşı dürüst olmaya çağırıyorlar. Ne hissediyorsunuz? Neden böyle hissediyorsunuz? Bu tür sorulara açıklıkla cevap vermemizi öneriyorlar. Önemli olan şey, o anda hangi duygular içinde olduğumuzun ayırdına varabilmek. Bu duygulara yakışan kelimeler bulmak da tavsiyeler arasında. Böyle olunca stres azalıyor, rahatlama sağlanıyor. Öte yandan, olumsuz duygulara gem vurmadan beyinde uçuşmalarına müsaade etmek fokus olmayı ve sağlıklı düşünceyi engelliyor.

Konsantrasyonu sürdürün. Olumsuz düşünceler insanı fokus olmaktan, yani odaklanma kabiliyetinden, uzaklaştırıyor. Ancak fokus olsa bile, kısa süreli ise, sağlıklı çözüm üretmek de mümkün olmuyor. Yani odaklanma becerisi önemli olduğu gibi süresi de önemli. Bir şeye fokus olabilmek için 5-20 dakika kadar bir zaman gerekiyor. Tüm kafa karışıklığına bu süre boyunca dur diyebilmek gerekiyor. Bu süreçte telefonları, emailleri, sosyal medyayı bir kenara bırakarak 20 dakika kadar bekleyerek odaklanmak öneriliyor.

Mola alın. Uzmanlar, “Uzun süreli çalışmalar insanlara göre değildir” diyor. Arada bir mola almak gerektiğini belirtiyorlar. Masa başında 8 saat oturan bir insandan fazla verim alınamayacağını herkes bilir. En verimli çalışmaların 52 dakika hiç ara vermeden çalışmak, bu sürenin sonunda 17 dakika mola almak gerektiği söylenir. Olacak şey değil demiş olabilirsiniz! Haklısınız! Birçok çalışma ortamında yapılabilecek birşey değildir ama gerektiğinde mola almayı unutmamamak gerekiyor. Gün boyunca birkaç kısa mola iş verimi için gerekli görülüyor.

Mola bitti, işe devam! Moladan sonra en kısa zamanda işe ve sorumluluklara yeniden dönmek gerekiyor. Beyni programlayarak “Hadi bakalım şimdi yeniden işe dönme zamanı” demek öneriliyor. Mola almanın nedeni, takip eden birkaç saat boyunca çok daha verimli çalışmak için alınmıştır. Bunu beynimize kabul ettirerek yeniden çalışmaya başlamak öneriliyor.

Yukarıdakileri gün boyu uygulayın. Tüm bu anlatılanlı yapılabilecek şeyler. Eğer uygularsanız göreceksiniz ki organize bir beyin ile relaks olacak, gevşeyerek rahatlayacaksınız!organize beyinler