Konuş Benimle!

Konuş benimle! Dökümanlaştırmayı bırak, konuş! Konuşmaktan korkan nesil diyorum ben, 9 ile 19 yaş grubundaki gençlere! Konuşmak zul geliyor onlara! (Not: Bu yaş aralığı benim düşüncem..)

Telefonsuz yaşayamıyorlar çocuklar ve gençler, ama telefonda konuşmaktan kaçıyorlar.. Telefonu kaybedeceklerinden korkuyorlar ama en çok telefonda konuşmak zorunda olacaklarından korkuyorlar!

Bu günlerde 4 yaş itibarıyla herkeste telefon var ama Snapchat için kullanılıyor. İnstagram, Twitter, Facebook için.. Fotoğraf çekerken saç baş düzeltiliyor, en güzel gülücük konduruluyor dudakların kenarına, sonra yeniden telefon monitörüne gömülüyorlar. Telefon bir konuşma aracı değildir onlara göre! O nedenle sosyal ortamlarda da konuşmuyorlar, sadece telefon ekranına bakıyorlar.

Geçenlerde telefon çaldı ve ben meşgulüm cevaplayamadım.. Kızımdan telefona cevap vermesini istedim.  “Annecim ben telefonda konuşamam, sevmiyorum telefonda konuşmayı, telefonda konuşmak bana uymuyor!” dedi.. Dehşete düştüm. Bu ne demektir? “Annecim ben konuşmayı bilmiyorum!!” demektir!

Genç jenerasyon diyoruz biz buna! Konuşmaktan kaçan. Konuşmaktan korkan. Konuşmayı bilmeyen!

Bir yetişkin olarak toplantılarda, yemeklerde, hemen her yerde birkaç dakikada bir telefonumu çıkararak dijital güncelleme yapıyorum (mikro dakikalar diyor buna Google).. Fakat genç jenerasyon her an güncelin içinde yaşıyor. Başını kaldırmadan! Herşeyi her an online ortama aktarmak çabasındalar. Herşey fotoğraflanmalı ve Instagram platformunda paylaşılmalı! Gençler telefonla olayı dokümanlaştırmazlarsa yaşanmış saymıyorlar o anı, o saniyeyi, o dakikayı!!

App denen uygulamalar yönetiyor çocukların ve gençlerin hayatını. Bazıları ‘Snapchat gitsin hayatımızdan. Instagram’a dur diyelim. Facebook’tan uzaklaşalım.’ gibi düşünceleri uyguluyor ve yaymaya çalışıyor.. Söylediğini yapanlar ve sürdürenler de var! Ama bunu yapabilenler bir avuç insan! Onlar cidden güçlü insanlar çünkü her 10 dakikada bir (ya da daha sık) telefona bakmadan ve güncellenme yapmadan yaşayan insanlar!

Başkalarının hayatını merak etme tutkusu olsa gerek, herkes telefon monitörüne gömülü yaşıyor! Aidiyet belki de.. Bir yere aitmiş gibi hissetmek istiyorlar.. Ayrılamamak, tutulmak.. Birşeyleri kaçırma korkusu.. Oysa dışarıda gerçek hayat kaçıyor!

Sosyal bir ortamda ne diyeceğini bilmeyen bir jenerasyon yetişti. Biz yetişkinler de telefona düşkünüz ama en azından sohbet etmeyi hala unutmadık.. Ya gençler? Onlar konuşmayı öğrenmeden dijital mesajlaşmayı öğreniyorlar. Telefona sarılıp yatan ama telefonda konuşmaktan korkan bir nesil onlar.. Çocuklara yüzyüze konuşmaktan bahsetsek “O da ne?” diye soracak haldeler.. Oysa biz insanız.. Hani insanlar konuşa konuşaydı!

İnsan sustu! Teknolojinin içine doğan çocukların ve gençlerin konuşma korkusunun ne anlama geldiğini anlatabildim mi? Telefon denen şeyi yazmak için de kullanırız ama aynı zamanda konuşuruz onunla.. Öyleyse konuş benimle, dökümanlaştırmayı bırak! Konuş ki, en insanca olan şeyi, konuşmayı unutma!

telefonda konusmaktan korkmak