Beynimizin en güçlü yanlarından biri, devasa bir depoya sahip olmasıdır. Öyle bir depo ki, bilgiye ve tecrübeye gerek olduğunda hemen oradan bulunabilir.

Beyin deposunda çözümler vardır. Yani tecrübeli beyin daha beceriklidir. İşte bu nedenle “Akıl yaşta değil baştadır” sözü benim hoşuma gitmez. Akıl, bilgelik, hikmet ve dirayet yaşla birlikte olgunlaşır. Bilgeliğin yaşla ve yaşlanmayla kesin bir ilgisi vardır.

Beyin deposunun kapasitesi de biriken bilgi ve tecrübeyle güçlenir. Bir çoğumuz “Ah şimdiki aklım olsaydı” derken, gençliğin cahilliğinden bahsediyordur aslında! Nasıl ki 30’lu yaşlardaki halimiz 20’li yaşlardakinden daha bilinçli ise, 40’lı yaşlardaki halimiz de daha genç yaşlarımızdan bilge ve olgun olur. Ve olgunlaşarak devam ederiz hayata çünkü beyin depolar o zamana kadar edindiği tüm deneyimleri..

İlerleyen yaşla birlikte bilgilenerek, deneyimlerimizle bilgeliğimizi arttırız (Ama.. Bazıları hep toy kalır!).

İlerleyen yaşla birlikte olaylara ait tecrübeler çıkartırız beyin deposundan. Olaylara değişik perspektiflerden bakabiliriz. Taviz ve anlayışa da daha fazla izin veririz. Bilgimizin ve tecrübemizin sınırlarını daha iyi biliyoruzdur. Ve bu sayede iyi çözümler üretebiliriz.

İlerleyen yaş ve tecrübe; ahlak, insanlar, toplum, siyaset, politika, ticaret ve diğer birçok konularda muhakeme gücünü arttırır (kişi bunamamışsa ya da delirmemişse tabi).

Çetin bir hastalık gibi, finans danışmanlığı gibi, hukuka ait beklenmedik problemler gibi önemle üzerinde durulması gereken zamanlarda ne yapılmalı? Beyindeki depodan beslenen deneyimli profesyonellere gidilmeli. Yani büyük bir sorunu çözmek gerektiğinde tecrübeli bir profesyonel daha kolay ve çabuk çözüm üretebilir. Yeni yetme profesyonellere de fırsat tanınmalı tabi, ama beyin deposundan beslenip çabucak soruna müdahale edecek tecrübeli profesyoneller gerek devasa problemlerde. Bence! Ya sizce?