Mutsuzluğa Sürükleniyoruz

Freni patlamış, son hızla giden bir arabanın uçuruma sürüklenişi gibi tam gaz son sürat gidiyoruz. Bunun adı mutsuzluğa sürükleniş!

Hepimiz mutsuzluğa son sürat sürükleniyoruz.

Bu mutsuz sonu kimseye yükleyemeyiz. Kimseyi suçlayamayız. Suçlayacağımız tek şey kendimizdir! Kimse bize tuzak kurmadı. Bize sunulanları kullanıp kullanmamak kendi elimizde.

Belki de kendi tuzağımıza kendimiz düşüyoruz. Bunun adı “Mutsuz son, acı gerçek” tuzağı!

para ve zaman nelere harcanıyor

Çok aç olduğumuz bir anda ısırdığımız ilk lokmanın tadını hissedelim. Doyamayız. Mutlulukla karışık acilen yeme hissi belirmiştir kafada. Birkaç lokma daha yeriz. Hala mutluluk hissi vardır. Doymaya yaklaşmışızdır ama yemeğe son veremeyiz. Bitsin istemeyiz, doyuma ulaşmışızdır ama yemeye devam ederiz. Bir noktadan sonra artık lokmalar mutluluk vermese de yemeyi bitirememişizdir.

Tüm hayatımızı bu şekilde yaşıyoruz dersem abartmış olmam herhalde!

Satın aldıklarımızın, istediklerimizin, hayalini kurduklarımızın da sonu yok. Almaya ve harcamaya kilitlenmişiz, doyamıyoruz!

AVM dolu her yanımız. Tuzak mı? Hayır! Hepsi orada, ama oradan alıp almamak elimizde. Marketler.. Dolup taşıyor. Zorla mı alıyoruz? Hayır! Kendimizi iyi hissetmek için aldıkça alıyoruz. Bir alma hırsı. Bir alma yarışı. Bir gösteriş deliliği.

israf ve avm manyaklığı

Parayı, zamanı, duyguları ve insanlığı boşa harcama manyaklığı!

Konuşmalarda, online güncellemelerde, diğer tüm görsellerde sürekli yönlendiriliyoruz. Kimseyi suçlamıyoruz. Suçlu biziz, kendimiz!

Satın aldıkça daha mutlu olacağımızı sanıyoruz. Bir hava atma yarışına girmişiz. Almak, yeniden almak, daha çok almak! Bizi izleyenlere neler almaya muktedir olduğumuzu gösterme manyaklığı.

Öyle çok seçenek var ki! Tüm seçenekleri alma gücümüz yok ama yine de sürekli almaya programlanmışız. Biliyoruz ki bunun sonu yok, ama tam gaz son sürat gidiyoruz mutsuzluğa. Aldıkça bir sonraki seçenek sunuluyor, aldıkça yeni bir ürün çağrışıyor aklımızda, aldıkça mutsuzlaşıyoruz, aldıkça yeniden güdüleniyoruz.

avm alışveriş ve gösteriş yarışı

Para harcadıkça, satın aldıkça palazlandırdık sanıyoruz mutluluğu, oysa hızla tırpanlıyoruz. Mutsuzluğa sürükleniyoruz ama farkında değiliz. Mutsuzluğun baş nedeni biziz, kendimiz.. Yarış halindeyiz.

Asıl yapılması gereken şeyleri göremez hale geldik ve mutluluğun sadece maddeden geçtiğine inandırmışız kendimizi. Bu kandırmacadan uyananlar kimler? Belki de daha doğru bir soru: Uyanan var mı? Sürekli satın almanın hiç kimseyi mutlu etmediği konusunda uyanan var mı? Satın almak anlık haz verir ama devamı gelmez.. Bunu bilen kaç kişi?

Alışveriş mutsuzluğa sürüklüyorsa, ne mutluluk verir?

avm manyaklığı