Huzur

Huzur ve harmoni hakkında benim kadar çok yazan blogcu var mıdır bilmiyorum. Bildiğim şey, bu yazılara yenisini eklemek üzere olduğum!

Huzur tohumundan bahsedeceğim. Tohumun fideye dönmüş hali barış oluyor. Sonra ağaçlara dönüşüyor, oradan ormanlara. Tüm dünyayı kaplıyor küçücük huzur tohumu. İşte size bunun hikayesini anlatacağım..

Çok seslilik var yaşantılarımızda. Sesler gürültüye dönüşüyor. Her zaman sessiz ortam bulamıyoruz tabi ama içimizde var bir sessizlik. Oraya gitmek gerek zaman zaman.. Huzur tohumu, içimizde. O tohumu yeşertebilmek için kaynağa gitmek şart. Kaynak içimizde yani.. Kaynak özümüz. Kaynak benliğimiz. Kaynak kendimiz.

Ne demiş Mevlana Hazretleri.. Yürüyecek ayakların yoksa, iç dünyana seyahat et..

Öyleyse huzur için kendimize yolculuk yapmak gerek. Özümüze pek yolculuk yapmayız genelde.. Belki de yapılması gerektiğini bilmediğimizden. İşte bir fırsat. Öğrenme ve deneme fırsatı..

Endişelerden, korkulardan, saldırganlıktan, şiddetten ve hiddetten uzaklaşmak için önce içimize dönerek huzur tohumunu bulmak gerekir. İç huzur, dışa yansır. İçsel huzur olmadan, dışarıda huzur fayda etmez.

Namaz kılanlar, dua edenler, ibadet alışkanlığı olanlar, meditasyon yapanlar ve günün belirli zamanlarında yavaşlamayı adet edinenler bilir ki; içe dönerek kişinin kendisiyle başbaşa kalması gerekir.

Namaz kılan birisine sorsanız nasıl hissettiğini.. Kuş gibi rahattır içi. Hafiftir. Emanet edilmiştir Allah’a. Tasaya, endişeye yer kalmamıştır. Aynı şekilde ibadet ve dua edenler ve meditasyon yapanlar da bir teslimiyet halindedirler. İçlerinde huzur tohumunu bulmuşlardır. İçsel huzuru dışa yansıtırlar. Yavaşlayarak kendi içlerine dönmüş, huzuru bulmuş ve dışarı sunmuşlardır. Ve artık sırada yeşertmek, fidanlara döndürmek ve orman haline getirmek vardır. Hadi siz de şimdi kendinizden başlayın.

huzur