Bizim TV dizilerimiz komşu ülkelerde ne denli ilgi görüyorsa, Kevin Spacey’in başrollerinde olduğu bir Amerikan dizisi olan House of Cards da Çin’de öylesine ilgi görüyor.. Siz de Çinliler gibi House of Cards seyretmeye bayılıyorsanız; Gündem, Hikaye, Palavra, Aldatmaca, Yalanlama, Unutturma başlığının ne anlama geldiğini iyi biliyorsunuzdur. Düzmece kahramanlıklar, uyduruk hikayeler, yalanlar, dolanlar, düzenler, düzenbazlıklar..
Sır değil, ‘House of Cards’ entrikalardan ibaret bir dizidir.. Bu dizide olay şudur: Hikaye uydurmak ve gündem yaratmak ve kalabalıkları yalana inandırmak. Bizim de Netflix dizisi House of Cards’dan öğreneceğimiz bir iki şey var elbet!
Öncelikle nasıl bir hikaye anlatacağımıza karar vermemiz gerekiyor. “Sonuç” düşünülerek “başlangıç” yapılırsa; kimleri kolaylıkla aldatabileceğimiz biliriz ve başarıya ulaşmak da bu sayede kolay olur.. Bunu biz demiyoruz, dizinin baş karakteri Kevin Spacey söylüyor. Palavra, aldatmaca, kandırmaca, uydurmaca, yalan dolu bir hikaye nasıl anlatılır ve kalabalık buna nasıl inandırılır, gelin Kevin Space’nin üç ilkesine bakalım:
Kargaşa yaratın. Kargaşa, çekişme, anlaşmazlık gibi olumsuzluklar tansiyonu yükseltir. Yüksek tansiyon ise insanları konuya bağlar.
Yapılacak şey: Bir çekişme ortamı oluşturun. Kimlerin nasıl çözeceğini anlatın. Çözüme gidildiğini gösteren çalışmalar yaptığınızı söyleyin. İnsanları kendinize bağlayın, çözümü beklemeye başlasınlar.
Otentik olaylar yaratarak gündem belirleyin. Böylece etrafınızdaki kalabalık büyük bir ilgi ve istekle peşinizden sürüklenecektir.
Yapılacak şey: Kimleri tanıdığınızın, ne kadar paranız olduğunun, nasıl bir lüks yaşadığınızın hiç bir önemi yoktur. Önemli olan ne yapabileceğinizi söylemenizdir. Halklar hikaye bekler. Halklar konuşulan şeyi dinlemekten, ağzınızdan çıkacak sözden, yani heyecandan beslenirler. Ne anlatacağınızın da önemi yoktur. Yeter ki birşeyler anlatıp ilgiyi sürekli üzerinizde tutun. Soru sorduklarında onların dilinden cevap verin. Hepsi etrafınızda uçuşmaya devam edecektir.
Kalabalık önemlidir bu nedenle kalabalığı peşinizden sürüklemeyi sürdürün. İnsanların ağzınıza baktığını bilin ve konuşmaya devam edin.
Yapılacak şey: Oluşturulan gündem boşa gidecek türden olmasın. İlgiyi kıskıvrak yakalayacak türden olsun. Öyle bir gündem ki, peşinizden sürüklenenler bu dava için elini taşın altına koymaya her an hazır olsun. Daima kreatif düşünce, basın, yayın, ölçmeler, biçmeler ve gereğinde aynı şeylerin tekrarı gereklidir. Birşeyi gündem yapmışsanız, ona bağlı şeylerle gündemi canlı tutmak gerekir, ta ki bir sonraki gündem değişikliğine kadar.
“Eğer yukarıdaki üç şeyi yapabilirseniz yalan, dolan, uydurmaca, kandırmaca, aldatmaca dolu hikayelerle kalabalıkları sürüklerken uyutmaya devam edebilirsiniz, değil mi? Şaka yaptık. Unutun şimdi tüm bunları.. İşin unutturmaca kısmı da bu işte!” diyor Kevin Spacey.. Ciddi mi söylüyor, şaka mı yapıyor anlamak için belki de diziyi başından sonuna seyretmek gerekiyor..