“Neden okursun?” diye sormuştuk. Şimdi “Neden yazarsın?” diye soruyoruz.

Günümüzde insanlara; “Gelecek 5 yılda ne olmak istiyorsun?” diye sorsak belki de hemen “zengin ve ünlü olmak istiyorum” diye cevaplarlar. Bunu sosyal medaynın oluşturduğu empati yoksunu kitlenin paylaşımlarından anlıyoruz.

Soru: “Yazmayı seven biri olarak sen! Neden yazıyorsun?”

Büyük ihtimal söyleyecek birşeylerin var, o nedenle yazıyorsun. İyi bir yazarın sahip olduğu en büyük özellik yazma isteğidir. Bazılarımız magazin bilgileri yazarız, bazılarımız haber için yazarız, bazılarımız bilgilendirmek ve belgesel yazılar paylaşmak için yazarız.. Daha başka birçok nedenle yazan yazarlar da vardır.

Yazarken karşı tarafı düşünerek yazarız. Okuyucunun zevk almasını isteriz. Bu nedenle kelimelerle oynar, çok renkli bir yazı çıkarmayı arzularız. Sonuçta sırf bilgi için yazılmış bir yazının dahi eğlendirerek öğretmesi, en idalidir.

Hikaye, ya da anlatılan her ne ise, zengin olmalıdır. Okuyucuyu doyurmalıdır. Okuyan kişi, yazıyı okuduktan sonra zenginleştiğini hissetmelidir. Yoksa neden boşuna vakit kaybetsin, gözünü yorsun?

Okuyucuya saygı duyduğumuz için kaliteli yazılar çıkarmak zorundayız. Bunu yaparken kelime dağarcığımıza baş vururuz, dilbilgisi ve imla yoklaması yaparız, bildiğimiz ve paylaştığımız şeyin doğruluğundan emin oluruz. Eğer bir tek okuyucunun dahi düşünmesine ve zenginleşmesine vesile olmuşsak, ne mutlu bize! Biz yazarlara!

Yazarken yapılacak şey şu soruya cevap vermek olmalı: “Ben kimi için, kime yazıyorum?”

Soruya cevap verdikten sonra yazarak amme hizmeti mi yapacaksınız, yoksa duyguları ve hazları hoplatıp zıplatarak para mı kazanacaksınız ortaya çıkar! En güzeli hem bilgi vermek, hem de bu süreçte eğlendirebilmektir okuyucuyu.

Bence yazı yazan herkesin önce okuyucu kitlesini düşünmesi ve onlara hoş tatlar vermek amacıyla yazmaya oturması gerekir. Peki sen neden yazarsın?