Süper Kadın

Disiplin ve düzenin hakim olduğu bir evde büyüdüm. Herşey belirli kurallar içinde yürütülürdü. Bu yüzden 4 kardeş hepimiz süper kadın annem ve süper adam babam disipliniyle yetiştirildik.

Belki bu yüzdendir, herşeyi sürekli doğru ve en iyi şekilde yapmak için programlandım. Sürekli birilerini memnun etmek için uğraşan, kimseye kaba davranmamak, üzmemek için hayır demekten çekinmek.. Fakat yıllar sonra, otuzlu yaşlarımdan itibaren, anladım ki bu şekilde yaşamak yorucu.

Sürekli en başarılı öğrenci olmaya çalışmak, en saygılı çocuk olmak, en iyi evişi yapan kız olmak, en duyarlı arkadaş olmak, en yardımsever komşu olmak, en çalışkan eleman olmak.. En en en..

Evim sürekli tertemiz olmalıydı, bahçemde tek bir yabanıl ot bulunmamalıydı, hamileliğime rağmen okula gitmeli – diğer çocuğumu en iyi sekilde büyütmeli – ofisi ihmal etmemeli– her aksam evde taze yemek yapmalı ve herşeyi yerli yerinde en başarılı şekilde tutmalı – egzersize ve sosyal yaşama da yer ayırmalıydım. Ve tabi “yapılacaklar listesi” sabahtan yapılmalı akşama kadar hepsi bitirilmeliydi.. Yıllarca böyle yaşadım.

Tek amacım ideal süper kadın rolünü başarıyla sürdürmekti. Hem güzel, hem başarılı, hem iyi eğitimli, hem okuyan, hem egzersiz yapan, hem herşeyden anlayan, hem herşeyden konuşan, hem orada iyi, hem burada güzel.. Proje kadın yani..

Ve sonunda panik atak oldum. Neden? Çünkü herşeyin bir manifestosu vardır. Çünkü becerememekten korktukça kendime yüklenmiştim. Birşeyi beceremezsem bunun dünyanın sonu olmayacağını düşünemiyordum. Birgün sevdiğim arkadaşlarımdan biri bir başka şehirde iş bularak ayrıldı. Belki de benim için çok önemliydi o. Belki de iyi bir dayanaktı bana. Görev nedeniyle ayrılmak zorunda kaldık.. Her sene ille de buluşmaya, bağları koparmamaya söz vererek.. Ama seneyi devriyesini bekleyemeden panik atak oldum. Yani onun bir başka yere taşınarak uzaklaşması bardağı taşıran son damla olmuştu. “En” olmak için gösterdiğim tüm uğraşılarımın manifestosu paniklemekti!

Panik atak tedavisi bana iyi geldi. Beni uyandırdı. Kendime getirdi. Hayat “en” olmak için uğraşmayacak kadar kısa ve değerliydi. Bazı şeyleri görmezden gelmek gerekliydi.

  • Elde deterjanlı bez evi kazıyarak, tekrar tekrar kazıyarak, her gün kazıyarak dezenfekte etmekten vazgeçtim.
  • Bahçeyi, çiçekleri, çimleri, yere düşen yaprakları sürekli temizlemeden yaşamaya alıştım.
  • İkinci bebeğimle yüklüyken, ofiste çalışıp bir de akşamları okula master derecesi için giderken, tüm derslerimin A+ olmamasının kimseye zarar vermeyeceğini gördüm.
  • Bazen evde kalarak ofisi “hastayım” diye aramanın, böyle zamanlarda okul için ödev yapmanın günah olmadığına kendimi telkin ettim.
  • Eğer evin duvarında, köşede, o çok tepedeki köşede, örümcek ağı sallanıyorsa bunun dünyanın sonu olmadığını anladım.
  • Her akşam yemek yapmak zorunda olmadığımı, çocukların karnını doyurmak için bazen dışardan yemek ısmarlayabileceğimi bazen de akşam kahvaltısı yapılabileceğimi tecrübe ettim.
  • Haftanın 7 günü en az 2.5 saat spor yapılmayacağını, bazı günler daha kısa yapılabileceğini, bazı günler egzersiz yapmadan da mutlu olunabileceğini deneyimledim.
  • Hafta sonları her gün olduğu gibi sabah 6-7 sularında de uyanmak yerine bazı haftasonları 8:30’a kadar uyuyabileceğimi öğrendim.
  • Geceleri 8-10 kere kalkmadan da evin güvenli, çocukların sağlıklı ve mutlu uyuyabileceğini anladım.
  • Çekmeceler, dolaplar, raflar her hafta baştan aşağı düzenlenmese bile dünyanın durmadığını, dönmeye devam ettiğini keşfettim!

Sonra ne mi oldu? Rahatladım. Üzerimden yük kalkmış gibi rahatladım. İnsanlarla iletişimde daha rahat oldum. Eskisi gibi ajite davranmayı bıraktım. Mesela eskiden kamptan veya piknikten döndükten sonra daha eve girer girmez çamaşırları yıkamaya başlardım! Deliymişim ben! Bütün bu türlü obsesif kompulsif davranışlarımı bıraktım. Rahatladım. Sonuçta herşeyde daha manalı davranır oldum.. Daha manalı öğrencilik hayatı, daha manalı annelik, daha manalı arkadaşlık, daha manalı bir ofis çalışanı, daha manalı bir yaşam!

Bugünlerde hala step aerobik, pilates, ağırlık, koşma, yürüme, tırmanma, bisiklet yapıyorum. Ama saatlerini ve günlerini daha esnek ayarlıyorum. Bazen de yoga yapıyorum ki daha da yavaşlayarak bulunduğum anın tadına varayım.

Paniklerden kurtuldum. Daha çok gülümseyip, daha kısa “yapılacak işler” listesi yapıyorum. Evet, ben hala yapılacak işler listesi yapıyorum ama herşeyi en mükemmel şekilde bitirmek için kendimi paralamıyorum.

Benim süper kadın oluşum anneminkine benzerdi eskiden. Şunlar şunlar şunlar yapılacak, şu süre içinde yapılacak, en iyi şekilde yapılacak.. Boş durmak yok, hemen diğer bir projeye geçilecek.. Süper bir şekilde!!!

Süper kadın olmak için uğraşmıyorum artık, ben zaten doğal halimle süper bir kadınım. Anneme sevgiyle ve öğrettiği herşey için saygıyla..

super kadin