Tarihe Not Düşelim

Tarihe not düşecek olursam derim ki:

Bundan on yıl kadar önce arkadaşlarla konuşurken dünyanın gidişatı hakkında olumsuz birşeyler söylediğimde etrafımdakiler lafı ağzıma tıkar “Olumlu düşünelim, olumlu olsun. Negatif düşünmenin ne manası var?” felan gibi sözlerle konuyu kapatırlardı.

Bugün bakıyorum dünya ile ilgili gidişat herkesin dilinde ve artık üstü kapatılacak pek birşey yok. Tarihin içinde yaşıyoruz ve kaos dolu anlar gözler önünde.

Farkındayım, bu çok hoş bir konu değil! Malum başından sonuna olumsuzluk içeriyor.. Fakat dünyada yaşanan olumsuzlukları görmezden gelmek de mümkün değil.

Dünyada politik şiddet, artan baskıcı rejimler ve siyasi güç açıkça hissediliyor. Tüm dünyada böylesi bir gidişat mevcutken insan davranışları da doğrudan etkileniyor ve gitgide yoğun şiddet içeriyor. İnsanlık ve medeniyet konuları rafa kaldırılmış ve dolayısıyla unutulmuş durumda. Dünyanın her yerinde gördüğümüz ve yaşadığımız sosyal çalkantıların merkezinde gelir eşitsizliği, refahın azalması, hemen her ülkede yaşanan politik ve kültürel işlev bozuklukları bulunuyor. Bir de tüm dünyada birden bire yayılan aşırı varsıl kişiler ve kutuplara ayrılmış halklar söz konusu. Siber uzay dehşeti başımızın üzerinde sallanan Demokles’in kılıcı gibi.. Daha katil robotların muhtemel istilasından bahsetmedim! Robotlar dedim de.. Robotların artması, teknolojik gelişim, zenginle fakir arasındaki büyük uçurum, işsizlik ve tüm bunların üzerine nükleer tehdit nedeniyle varsılların yeraltı sığınaklarına yöneldiği günlerdeyiz. 

Birileri düğmeye basmış gibi.. Her yerde kargaşa, kaos, patlama, çatlama, zıvanadan çıkmış bir insanlık.. Halklarda belirgin kutuplaşma, siyasetçilerde tepeden-inmecilik (faşizm-aşırı milliyetçilik), hızla değişen dünya iklimi, artan hastalıklar, nereden geldiği bilinmeyen ama hızla türeyen korkunç virüsler, savaşlar, kıyımlar, açlık, kıtlık, kuraklık, ağlamalar, sızlamalar, acılar, yoksulluk, yersizlik, yurtsuzluk.. 

Faşizme karşı durmak için gerekenler: İnsanlığın temel yapı taşları ayrımcılıktan uzak durmak; Çoğul kimliğe açık olmak; Transparan toplumlar amaçlamak..

Tüm bunlara çok mu geç kalındı? Hayallerden ve ütopyadan mı bahsediyoruz?

Amerika’da bilim insanları 27 Ocak 2017 itibariyle kıyamet saatini ileri aldılar. Belki de demek istedikleri şey üçüncü dünya savaşıdır! Yoksa yeni dünya düzeni bu gelişmelerle mi kuruluyor? Kıyamet saati dediğimiz şey mecazi bir ölçüm; mazmûn yani! 2018 yılının Ocak ayında yeniden 30 saniye öne alınan bu saat dünyaya şunu söylemektedir: Dünya liderlerinin nükleer savaş konusunda yeterli duyarlılık göstermemesi nedeniyle topluca büyük bir tehlikeye sürüklenmekteyiz! 

Bu bir bilimkurgu film senaryosu değil.. An itibariyle dünya yüzünde yaşananlardır.. Bu gidişat gidişat değil desek de geri dönüş mümkün  değil. Bir girdap içreyiz! Tarih biziz! Tarihi bizler yazıyoruz ve yaşıyoruz.. Tarihe not düşelim.. Suçluyuz! İnsanlık olarak hepimiz olanları seyre daldık..

tarihte neler oluyor