Çocuktuk.. Mutluyduk..

Büyüdük ve çocukça mutlulukları unuttuk.

Çocukça mutluluk neydi? Çocukça mutluluk varoluşun getirdiği, sırf nefes alıp vermenin, minicik bir sürprizin, hiç beklenmedik bir gülücüğün verdiği coşkuydu.. Birşeyler yapmaktan, birşeylere sahip olmaktan çok o an içinde bulunmaktan duyulan huzurdu.

Eğer dediğim şey sizin için bir mana ifade etmiyorsa hemen bir çocuğun gözlerine bakın. Varoluşun verdiği mutluluk neymiş, anlarsınız.

Bir çocuğun gözündeki candan gülümseyiş, sevdiği bir oyuncağa sarılışındaki mutluluk, beğendiği bir yemeği yerken yaşadığı coşku hepsi hayata şükür gibidir. Ve hepsi bizlerin çoktan unuttuğu efsanevi doyumlardır.

Belki de mutluluk hissetmek için tekrar bir çocuğun gözüden bakmayı öğrenmeliyiz!

Dünyanın hızla değişmesine ve olumsuzluklara rağmen, yaşamakta olduğumuz kaos dolu günlere inat, belki de şu an’ı yaşayabildiğimiz için mutlanmalıyız. Gülücükle bakmak, herşeyi mucize gibi görmek, sürpriz gibi yaşamak ve tadına varmak. Bu duyguları satın alamayız. Zaten satın alınacak şeylerden de bahsetmiyoruz. Katışıksız, arı, düz ve sade bir mutluluk için temel güzelliklere dönmenin gereğinden bahsediyoruz.

Çocukça mutluluklar ve coşku ve dolayısıyla şükür duygusu satın alınamaz. İnsan zihninde canlandırılır, tüm bedene huzur ve sağlık olarak pompalanır. Deneyin: Bir çocuğun dünyaya bakışı gibi bakmak..Çocuğun gözündeki mutluluk