Filistinli Küçük Kız

Batı Şeria’daki el Halil (Hebron) kentinde bulunan Hazreti İbrahim Camii’nde gördüğüm küçük kıza ait bir hikaye paylaşmak istiyorum.

İsrail’den Batı Şeria’ya girişim,  sokaklarda gördüklerim ve  Hz.İbrahim Camii hakkında kısa bilgiler vermeye çalışacağım.

filistin duvarlari

El Halil kentine girmeden çok önce 12 metre yüksekliğinde kilometrelerce süren, gri ve çirkin duvarları aşmak gerekiyor. Bu büyük duvarların belirli yerlerinde kontrol noktaları var. Check point (kontrol noktaları) denen bu noktalarıdan geçerken size sorulabilecek her türlü kimliği ve belgeyi göstermeye hazır olamalısınız. Havaalanlarında güvenlikten geçtiyseniz ne demek istediğimi bilebilirsiniz. İsrail’den Filistin topraklarına geçerken kimlik göstermek yetmiyor.  Fiziksel aramadan da geçiliyor ve elde taşınan eşyalar bir çeşit röntgen makinasına tabi tutuluyor. Ayrıca çeşitli sorular soruluyor, eğer geçmeniz uygunsa İsrail askerleri izin veriyor ve Batı Şeria’ya geçebiliyorsunuz. Kontrol noktalarından geçişler benim gibi yabancılar için nispeten daha kolay. Filistinliler özel izinleri olmaksızın giriş çıkış yapamıyorlar.

Kontrol noktasından geçtikten sonra el Halil’e gitmek için bir araca binerek 10 dakika kadar yolculuk yapmak ve birkaç değişik kontrol noktasından daha geçmek gerekiyor. Şehirde 120 bin Filistinli ve 600 Yahudi yerleşimci yaşıyor. Yerleşimcileri korumak için 2 bin adet İsrail askeri gece gündüz görev yapıyor.

El Halil’de sokakları gezdim, Filistinlilerin yaşadığı evlere misafir oldum, boşaltılmış evleri ve İsraillilerin yerleştiği bölgeleri gördüm. Şehirde yoğun bir sessizlik ve yalnızlık söz konusuydu. Her köşe başındaki kontrol noktaları ürpertici birer damga gibi olsa da bunlardan birinde bekleyen İsrail askeriyle mülakat yaptım. Gelecek yazımda o konuşmayı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz sevimli küçük kızla ilgili kısa bir hikaye anlatmaya geçmeden önce Hz. İbrahim Camii’ni kısaca tanıtayım:

İbrahim Camii birinci yüzyılın sonunda Kral Herod tarafından yaptırılmış, daha sonra Haçlılar tarafından ilaveler yapılmış. Bu ilaveler de Memlüklülerce yapılan yeni ilavelere tanık olmuş.

Günümüzde bu yüce yapı bir bütün gibi görünse de ikiye ayrılmış; bir kısmı Filistin’e dolayısıyla Müslümanlara ait diğeri ise Yahudilere.

Hazreti İbrahim (as) ve eşinin türbelerine ev sahipliği yapan bu cami kutsal olduğu kadar heybetli de. Dikdörtgen şeklindeki yapının her iki ucunda görünen minareler dikkat çekiyor. Camide minarelerden başka kubbeler, kemerler, kapılar, mermer direkler bulunuyor.  İşlemeli iç yüzey, İslami yazıtları ve duvar dokumalarını içeriyor.

Caminin altında çok yüce şahsiyetlerin mezarları var. Bunlardan birisi Hz. İbrahim (as). Aşağıdaki fotoğrafta türbesinin resmini görebilirsiniz. Ayrıca eşi Sera’nın türbesi de bu caminin alt kısmında. Daha başka önemli dini şahsiyetlerin türbelerinin bulunduğu da biliniyor ama Filistinliler türbelere yaklaşılmasının doğru olmayacağını düşündüğünden bu kısımlar ziyarete açık değil.

Herhangi bir camiden farklı olarak Hz. İbrahim Camii’ne elinizi kolunuzu sallayarak giremiyorsunuz. Yukarıda anlattığım kontrol noktalarından birini daha geçmek gerekiyor. Şüphe uyandırıcı bir durum sözkonusu değilse İsrail askerleri camiye geçişe izin veriyor!

Camiye girerken böyle sıkı güvenlik kontrolüne ne gerek var diyebilirsiniz. Bunun için tarihte epeyce gerilere gitmek gerekli ama ben sadece 1994’te bir İsrailli işgalcinin camiye girerek sabah namazı sırasında ibadet edenlere ateş açarak 29 kişiyi öldürmesine kadar gideceğim.

Bu saldırıdan sonra cami çok hassas bir mekan haline gelmiş. Hatta 1996’ya kadar ne Müslümanların ne de Yahudilerin girmesine izin verilmemiş. Daha sonra cami ikiye bolünmüş ve güneydoğu kanadı cami olarak kalmış.  Buna zıt kanatsa bir sinagoga dönüştürülmüş.

Bölünme işleminden sonra Musevilerin güneydoğu kanadına girmelerine son verilmiş. Hz. İbrahim Camii Batı Şeria’da Filistine ait çok önemli bir yapı ama dediğim gibi bütünü değil, sadece yüzde 81’ik kısmı Filistin kontrolü altında.

Cami olarak kalan kısım hergün yüzlerce Filistinli müslüman tarafından dolduruluyor. Amaç bu mekanın sürekli kullanıldığını gözler önüne sermek ve dolayısıyla İsrailli işgalcilerin eline geçmesini önlemek. Kasım 2011’de Filistinli okul öğrencilerinin hergün belirli sürelerle camiyi ziyaret etmelerine karar verilmiş. Öğrenciler camiye getiriliyor, din dersi alıyorlar ve ibadet ettikten sonra tekrar okula dönüyorlar.

Caminin içinde bulunan onlarca kadın, erkek, genç, yaşlı ve çocuğun tek amacı camiyi Filistin kontrolü altında tutmak ve elden çıkmasına izin vermemek.

Sinagog olan bölümü de ziyaret ettim. Orada bir çok ibadethane ve dershane gördüm. Dershanelerde gençlere din dersleri veriliyordu, kimileri eski kutsal kitapları yeniden ciltlemeyi öğrenirken bazıarı yüksek sesle dua okuyordu. Genelde ortam öğrenmek ve ibadet etmekten ibaretti ve tıpkı bitişiğindeki cami gibi burası da doluydu.

Becerebildiğim kadar anlatmaya çalıştığım bu ulu mekanın gerçeği şu: bir kısmı Müslümanlara ait ve Yahudiler giremiyor, diğer tarafı Yahudilere ait ve Müslümanlarla Filistinliler giremiyor! Yapının sinagog haline dönüştürülen bölümü ile Müslümanlara ait kısmı arasında kurşun geçirmez camlar yerleştirilmiş. Cami ve kurşun geçirmez camlar ne kadar absürd olsa da bu bir ‘İsrail-Filistin gerçeği’!

Müslümanlar kendilerine ait olan kısma İsrail askerlerinin sıkı kontrolünden geçtikten sonra ulaşabiliyor ve korkuları o ki camileri yayılmacı İsrail halkı tarafından ele geçirilecek. Bu yüzden içini sürekli dolu tutuyorlar.

İbrahim Camii gerçekten çok kutsal ve çok önemli bir mekan. Camiye girer girmez gördüğüm o küçük şeker kızın neden orada beklediğini ilk başta anlayamamıştım. Şehirden dönüşte sanki bulmacanın parçaları yerini buldu.  Evleri, dükkanları, tarlaları birer birer ellerinden giden Filistinli halk her türlü aşağılama ve baskıya rağmen camiyi korumanın peşine düşmüştü!

O küçük kızı camide gördükten sonra, diğer gördüklerimi, duyduklarımı, okuduklarımı ve hissettiklerimi yansıtmak istedim.  El Halil’in bu yüce mekanı Hz. İbrahim Camii ile ilgili tam açıklayamadığım ya da aklınıza takılan sorular varsa duymak isterim.