Madde Bağımlılığına Karşı Sıfır Tolerans

 

İlköğretime devam eden oğlumun okulundan gelen bir davetiye hem ilgimi çekti hem de şaşırttı!  Davetiyenin başında Sıfır Tolarans yazıyordu. Okul tarafından madde bağımlılığı ile ilgili bir seminer hazırlanmıştı ve sadece veliler davetliydi.

“İlköğretim ve madde bağımlılığı ne alaka?” desem de, verilen gün ve saatte o seminere katıldım.

Seminer oldukça ilginçti. Önce biz dinleyiciler yerlerimizi aldık. Daha sonra herbirimize elektronik bir aygıt verildi. Uzman konuşmacı konuşmasına başladı. Ancak her konunun başında bilgimizi ölçmek için soru sorup bizlerden elektronik aleti kullanarak cevap vermemizi istedi. Cevaplar anında duvarda asılı monitörden gösterildi. Seminer boyunca bu uygulama sürdü ve bitiminde aynı sorular tekrar soruldu ve daha önceki cevaplarla karşılaştırılarak dinleyicinin neyi ne kadar anladığı bulgulandı. Hep birlikte duvardaki monitörde cevapların karşılaştırmasını izlerken anladık ki seminer işe yaramıştı, daha önce yanlış cevapladığımız birçok soruyu doğru cevaplayarak öğrendiğimizi kanıtlamıştık.

O seminerde duyduğum en çarpıcı şey, çocukları anaokuldan itibaren madde bağımlılığına ve kötü alışkanlıklara karşı bilinçlendirmek konusuydu. Yapılan konuşmalar ve üretilen düşüncler doğrultusunda bütün veliler anladı ki, çocuk beyni henüz körpecikken uyuşturucunun zararları tatlı sert zerkedilmeliydi. Sadece uyuşturucu değil, aynı zamanda alkol ve sigara ve diğer bütün kötü alışkanlıklar da “üzerinde hassasiyetle durulması gereken” maddeler olarak sıralandı.

Uzman konuşmacı polis teşkilatında çalışan aynı zamanda çocukları ve gençleri bağımlılıklara karşı eğiten bir görevliydi. Seminerin ilk yarısında velilere tavsiyelerde bulunuldu. Velilerin evlatlarıyla sürekli konuşması gerektiği sıkça yinelendi. Çocuklarımızın hayatında oluşabilecek yanlışları görmeye yarayan tüyolar ancak diyalogla anlaşılabilirdi.

  •  Diyaloğun ötesinde velilerin çocuklarıyla aralarındaki nesil farkını idrak etmeleri ve fakat mümkün olduğunca güncel olmaları tavsiye edildi. Velilerin hızla ilerleyen teknolojik ve dijital dünyada değişen şartlara adapte olmak için uğraşmalarının şart olduğu anlatıldı.
  • Genç kültüre derinlemesine işlenmiş elektroniklerin dilinden anlamanın, seçenek değil gereklilik olduğu söylendi.
  • Popüler müzik ve sözleri çok iyi dinlemenin gerekliliğinden, gizli manalar taşıyan mesajların müzikle iletildiğinden bahsedildi.
  • Yeni eklenen kelimeleri Internette araştırıp bulmanın şart olduğu bir dönemde yaşadığımız, yeni eklenen kelimelerin gerçek ve mecazi anlamlarının bilinmesinin gerekliliği üzerinde duruldu.
  • Video oyunları, filmler ya da görsel diğer çalışmalarda verilen sublime (farkında olmadan aşılanan) mesajlara dikkat edilmesi gerektiği örneklerle açıladı.
  • Sosyal ağlardan haberi olmayan veli kalmaması gerektiği de anlatıldı. Her ne kadar çocuklar ebeveynleriyle aynı sosyal medyada görülmek istemeseler de velilerin ısrarcı olmaları ve Facebook, Twitter, Myspace, Friendster gibi sitelere çocukların takipçisi olarak eklenmeye çalışmaları önerildi. Diğer sosyal ağlara örnek olarak Xanga, YouTube verildi ve çocukların bu sitelerde ne tür aktiviteler yaptığının bilinmesi için fiziksel ve elektronik tedbirlerin alınması öğütlendi.
  • Kısaca çocuklarımızı etrafında öyle çok tehlike bekliyor ki, onlar farkına varmadan bazı şeyler beyinlerine sessizce aktarılıyor. Veliler bu mesajların nerelerden geldiğini bilirse kontrol etmenin kolaylaşacağı üzerinde duruldu.

Seminerin ikinci yarısında bağımlılığa neden olan maddelerin çocukların hayatına nasıl ve ne şekilde girebileceği tartışıldı.

Çok daha zararlı ve tehlikeli uyuşturuculara geçit veren maddeler arasında sigara, alkol ve marihuana sayıldı. Çocukların ve gençlerin önce bu maddelerle başlayıp, ardından kolaylıkla yenilerini denedikleri açıklandı. Yapılan bir çalışmaya göre 12-17 yaşları arasında alkol ve sigara içen gençlerin marihuana, kokain ya da eroin deneme olasılıkları diğer çocuklara göre 30 kez fazla bulunmuş.

Legal olarak satılan zararlı ürünlerin en popüleri: Sigara

Sigarada 4000 kimyasal madde, 200 toksik kimyasal ve 60 kanserojen bulunuyor. Yapılan bir çalışmaya göre iki hafta boyunca günde 2 ya da 3 sigara içen gençlerin nikotin bağımlısı olmaları neredeyse kaçınılmazmış.

İllegal maddelerin nispeten kolay bulunanı: Marihuana (Marijuana)

Doğada yetişen bir bitkiden elde edilen marihuana sigara gibi sarılıp joint denen madde haline getiriliyor. 1 joint, 5 sigaradaki zararlı maddeye denk geliyor. Genelde marihuana daha az zararlı diye bilinir, bunun yanlış olduğu ve 400 değişik zehirli ve zararlı maddeyi barındırdığı anlatıldı.

Sadece belirli bir yaşın üstündekilere satılması zorunlu olan ama her zaman bu kurala uymayan içecek: Alkol

Yapılan bir çalışmaya göre 15 yaşında alkol içmeye başlayan bir gencin ileride alkol bağımlısı olma olasılığı, alkole 20 yaşından sonra başlayanlara oranla 20 kat falzlaymış.

Bağımlılık yapan illegal maddeler:

Ecstasy, Adam, Cloud Nine, Herbal X, Stacy, Rave Energy, X, Xing

Bağımlılık yapan legal maddeler:

Dextromethorphan ve Robitussin öksürük şurupları. Maalesef öksürük şurubunu, kafayı iyi hissetmek için suistimal eden gençler var!

Bağımlılık yapan hem de kolay bulunan diğer legal maddeler:

Koklamak suretiyle kullanılan tiner, yapıştırıcı, boya, daksil türü temizleyiciler, aerosoller. Koklanarak alınan maddeler diğerlerine göre çok daha tehlikeli. Bunları ilk denemede ölen çocukların sayısı diğer zararlı maddeleri ilk kez deneyenlere göre çok daha fazla. Çünkü ilk denemede fazla koklanırsa beyin ototmatik olarak kapanıyor ve oksijen geçişi engelleniyor. Bu durumda ölüm aniden geliyor.

Evde kolayca bulunabilecek, dikkat edilmesi gereken, diğer maddler:

İlaç dolabındaki ilaçlar bu kategoriye giriyor. Annenin, babanın, büyükannelerin, büyükbabaların, akrabanın, yan komşunun, arkadaşların eczadolabını dolaşan gençler olduğunu o gün o seminerde öğrendim. Herkesten bir ilaç çalan çocuk günün sonunda bir avuç ilaca sahip oluyor. İlaç partisi düzenleyen gençlerin her biri ortaya bir avuç ilaç koyup, beğendikleri komibinasyondaki ilacı yutarak kendilerinden geçiyorlar. Böyle bir durumda acile kaldırılacak çocuğa doktorlar pek birşey yapamıyor çünkü hangi ilacı hangi dozda aldığı doktorlaca bilinemiyor.

O gün katıldığım seminerde madde bağımlılığına ait çok şey öğrendim. Velilere Sıfır Tolerans denen şeyin ne olduğu anlatırken polis teşkilatının görevlisi velileri heyecanlı bir şekilde ikaz etti ve şöyle söyledi: Evde Sıfır Tolerans uygulayabilecek kişiler anneler ve babalardır. Anne ve baba olmak, otorite olmaktır. Kuralları otorite sahipleri koyar ve  uymayanları cezalandırır. Otoriteler sağlıklı ve düzenli hayatı sürdürmek için daima uyanık olmak, kural koymak, kurallara uyulduğundan emin olmak ve uymayanları cezalandırmakla yükümlüdür. Sıfır Tolerans çocuklarımızın, dolayısıyla toplumun kurtuluşudur. Kimse size çocuğunuz üzerinde ne çeşit bir otorite kurmanız gerektiğini söyleyemez, ama iş madde bağımlılığına geldiğinde Sıfır Tolerans tek çaredir!

 Bu linkler de faydalı!

Bonzai denen illet

Uçuran Cola Nedir?
Alkol ve Madde Bağımlıları Nasıl Anlaşılır?

4 thoughts on “Madde Bağımlılığına Karşı Sıfır Tolerans”

  1. fatoş hnm turkiye de başbakan dındar gençlık yetişdireceğiz dediğinde muhalefet ayağa kalktı
    vay bu nasıl ış, sonrasında başbakan tinerci gençlıkmı olsun dedi.
    Şimdi aslında önce insanda Allah korkusu olmalı bu yapılanın gunah olduğu bilinmeli ki
    tinerci alkolik olmasın

    1. Adem Bey iyi niyetinizden kesinlikle şüphem yok. Beni lütfen yanlış anlamayın. Ben üniversiteden yeni mezun olmuş 24 yaşında bir gencim ve gayet dindar arkadaşlarım hatta aynı paylaştığım oldu. Ve inanın size bulundukları durumları anlatsam dudağınız uçuklar. Konu sadece dindarlık değil. Önemli olan nolursa olsun çocuğunuza içinde bulunduğu durumu sizinle paylaşacak güveni vermektir. Siz ona bu fırsatı vermezseniz başkalarına gidecek. Çocuğunuzun geleceğini ve iyiliğini sizden daha fazla kimsenin düşünmeyeceğini, önemsemeyeceğini var sayarsak asıl önemli olan nolursa olsun ama iyi ama kötü bunu sizinle paylaşabilme güvenini vermektir. Emin olun istediği zaman sizi kandırabilir ve gözünüzü boyayabilir. Hayatınız boyunca evladınızı kontrol altında tutamazsınız.

  2. Madde bağimliliğinın gelişme şartlari ve “tinerci çocuk” nitelendirmesinin ülkemizdeki karşılığının sokakta yaşayan tinercileri işaretlediğini ve bu nedenle devlet yöneticilerinin herşeyden önce çocukları bu hale getiren fiziki şartları düzeltmekle yükümlü olduğu, imza atarak taraf olduğumuz Çocuk Hakları Sözleşmesine giren bir çoçuk hakkıdir.

    Sokaktaki çocuğu kendi varlığına yönelik tehlike olarak görme zihniyetinin yaygın olduğu ülkemizde yetişkinler esas tehlikede olanın çocuğun kendisi olduğunu anlamalıdırlar..

    Her çocuğun çeşitli kodlanmalara açık büyüdüğü günümüzün etkileşim ortamlarında aileler başta olmak üzere tüm yetişkinlerin bağımlılık konusunda örnek oluşturacak davranışlardan kaçınmaları takip olgusundan önce gelmeli
    Ülkemizde geçerli olan “Be demesene be” kültürü bu konuda en önemli etkendir.

    Fatoş hanım bu değerli paylaşımızıla bu konuya yönelecek dikkatleri hatırlatmanız bir yetişkin olarak sosyal sorumluluk bilincinizi yansıtıyor. Kutlarım.

    0-18 Medya grubu yazrlarından
    Sosyolog Sevgi Özkan.

  3. Kalemine eline saglik..cok faydali bir yazi..

Comments are closed.