Başörtüsü Çekici Olabilir mi?

Türkiye’nin tesettürlü kadınlarına ait bir haberin başlığı “Müslüman kadının başörtüsü çekici olabilir mi?” diye soruyordu.

Başörtüsü de seksi olabilir..

Yurtdışında yaşayan birisi olarak Türkiye trendlerini zamanında göremediğim oluyor. Aslında bu çok normal, çünkü bazen içinde yaşadığımız toplumun gidişatını göremediğimiz bile olur. Bazen olaylara dışardan bakmak farklılık yaratabılir.

Bu yazıyı Al Arabia News sitesindeki haberi okduduktan sonra yazdım. Aslında bu kısa bir özettir ve benim gibi trendlerden haberdar olmak isteyenlere ilginç gelebilir.

Yazı metnine sadık kalarak, metin dilinde kısa bir özet paylaşıyorum:

Geçen senenin Haziran ayında yayınlanmaya başlayan Alâ adlı magazin  sadece tesettürlü kadınları ön plana çıkarıyor. Dergide çıkan model hanımefendiler başı, elleri ve boynu örtülü, uzun elbiseli kadınlar.

Derginin 20 bin tirajı var. Alâ daha şimdiden Türkiye’de çıkan Cosmopolitan, Vogue ve Elle magazinlerinin tirajına yaklaşmış. Alâ dergisi muhafazakar kadının modaya bakış açısını etkilemeye çalışırken alacağı reklamlarla yüksek gelir elde etmeyi planlıyor. Moda dünyası kendini göstermeye çalışan muhafazakar Türk kadınının taleplerine cevap vermeye hazırlanıyor.

Dergide görülen genç ve tesettürlü modellerin uğraşısı kapalılığı normalize etmek. Bazı üniversiteler başörtüsüne yeşil ışık yakmış olsa da, bu bütün üniversiteler için henüz geçerli değil. O nedenle derginin amacı tesettürlü kadının üniversitelerde okumasını ve kamu kuruluşlarında çalışmasını standartlaştırmak.

Alâ dergisinde sağlık ve geziler yoğunlukta. Buna ek olarak ünlülerle röportajlara da yer veren dergi, “varsıl İslam yaşantısının piarı” görünümünde!

Reklamlardan birinde genç bir kadın “Başörtüsü çok güzeldir! Benim seçimim, benim hayatım, benim doğrum, ve benim hakkım” diyor.

Bütün bu sloganlar laikliğin tekelinde uzun süre bastırılan türban geçmişine bir reaksiyon gibi yükseliyor.. Başörtüsünün (türbanın) siyasi bir sembol olarak görüldüğü süreçte karşılaştığı saldırılara şimdi adeta nişpet yapılıyor.

Alâ magazin yetkilileri tesettürlü kadın olgusunun kabullenilmesini, bu kadınların sadece siyah ve kahverengi giymediğinin idrak edilmesini istiyorlar. Tesettürlü kadının modaya yakınlaşmasının ve toplumda meydana gelen bu değişikliğin mutluluk verici olduğunu söylüyor.

Bu yazıyı beğendiyseniz, “Nasıl Süpermodel Olunur” başlıklı yazımız da ilginizi çekecektir..

Magazinin toplum trendini değiştirmek amacıyla yayınlandığını, tesettürlü kadının da modayı takip ettiğini yineledikten sonra magazinin hedeflediği kesimin orta ve yüksek sınıflı müslümanlar olduğunu söylüyor. Bu kesim, tüketici toplum mentalitesini sahiplenen varlıklı Müslümanlardan oluşuyor.

Alâ magazin yetkililerinden biri “Bir zamanlar İslam kendisini batı toplumundan ayrı düşünür ve tüketici toplum zihniyetine aykırı görürdü. Bugün, aynı insanlar, tüketici toplum düzenine ayak uydurarak kendisini bu şartlara göre ifade etmeyi seçmiştir..” diyor. Benim nacizane sorum ise şu: Müslüman kadın bu kadar sık giyiniyorsa.. Amaç ilgi çekmek mi? İlgi çekmemek mi? Çok naif bir soru olmuş olabilir :-\

Bu yazı Al Arabiya News isimli bir online haber sitesinin başörtüsü ve moda hakkındaki haber metnine sadık kalınarak oluşturulmuştur. sessiz ve seksi kadinlar

 

6 thoughts on “Başörtüsü Çekici Olabilir mi?”

  1. annemin başörtüsü ise o başörtünün kenarından anne yanağına teşekkür kondurmak başörtünün en çekici hali,,,yok eşim içinden geldiğinde annesinin ya da annemin iğneoyasını beyazın en safıyla başına kendi rızasıyla örtüp ibadetini bitirdiğinde ”kabul etsin”demek için o örtünün kenarından çocuklarımı armağan eden eşe o örtüyü itinayla sıyırıp yine yanağına 1 buse konduruyorsam çok çekici…ama örtüsü dilediğince başında olan o örtünün altındaki beyni de yıkanmış olan ve vücudundaki jean i altından da t-box ı tabak gibi ortada olan veya o örtünün altına ”çıkarlarını” ve ”siyasi maşalığını” saklamış olan ! yetimin öksüzün garip guraba fukaranın haklarından çala çırpa !!! cebini doldurmuş 1 örtü ise…işte o ”ÖRTÜ ve ALTINDAKİ her şey ”ÇOK İTİCİ” ”ÇOK İĞRENÇ ”

  2. bunlar münafıktır başörtülü değil islamı lekelemekten başka bişey değil
    evet başörtüsü çekicidir islamın emrettiği şekilde örtünmediği için
    çekici oluyor hatta ben bunu diye bilirim tesettürlüler tesetürlü
    olmayanlardan daha fazla dikkat çekiyor bacağına geçirdiği kot pantalon
    giydiği bluz herşeyini apış noktasına kadar herşeyi belli oluyor bu
    gerçektir allah bunlara lanet etsin diyorum ahlaksızlar avrupa
    hammaları avrupa köpekleri diyorum avrupa uşakları diyorum avrupalı
    modacı diyor ki giydiğin kıyafetin modası geçti şimdi yeni bir moda
    çıktı onu çıkar bunu giy diyor bizim aptal ve ahmak müslüman kadın
    hiç tanımadığı yüzünü bile görmediği avrupalı kafir adamın emrine geçiyor
    hemen emrine uyuyor baş tacı efendim diyor biz hala müslümanız diyoruz
    neremiz müslüman be kız kardeşimiz sokaklarda daracık pantalonlarda
    mini eteklerde geziyor elhamdulillah müslümanız diyoruz defol git
    neremiz müslüman kimi kandırıy kadınlar bin kat daha dikkat çekiyor orsun
    mini etek giyen fazla dikkat çekmez o belirttiğim tür tesettürlü
    olan ahlaksız kadınlar evet fatoş kardeşim siz doğru söylüyorsunuz
    ha sakın olada yanlış anlamayın sözlerim size diğil sözlerim avrupaya
    uyan aptal ve ahmak müslüman kadınlara
    selam ve dua ile

  3. Estetik kodlanmalar ait olduğu kültüre ve çağa göre çeşitlemeler üretiyor.
    Ülkemizde tesettür kavramı ve destekleyicilerin askıya asılmış gibi giyilen düz uzun mantolar ve omuz üstünde yaygın düz başaörtülerle başlayan yaygınlaşması sınıfsal farklılıklara tabii olarak kendi içinde modernize oldu.
    Her paradigma, kendi estetik trendini yaratsa da evrensel görünümlerin kodladığı algılar, ortak bir noktada buluşmaya çalışıyor.
    Bu görünümler folklorik unsurlar gibi sorgulanmadan benimsense dve südürülse de yaşayabilmeleri ve ben de varım diyebilmeleri için çağın ortak estetik algısına bir yerden uyma zorunda kalıyor,
    Yosa bakan göz onu görmeyip yok sayıyor. Oysa nasıl olursa olsun insanlar ve kadınlar görülmek ve farkedilmek isterler. Günümüzün sosyalleşme alanları düşünce olarak bireyleri serbest bıraksa da belli kalıplarda varolmaya zorluyor.
    Başaörtüsünün dinin emri olup olmadığı bizzat din bilginlerince bile tartışılırken ve her müslüman ülkelenin ve aynı ülkede çeşitli bölgesel kültürlerin farklı örtünme biçimlerine sahip olduğu ortadayken katı uygulamalar, gerçeğe de gerçeğin böyle benimsenmesine de imkan vermiyor.
    Bu nedenle bireyler ancak grup modaları içinde var olma gücünü taşıyabiliyorlar.
    Özellikle Sanayi toplumlarının bireyi toplum içinde kişisel seçimleriyle var edecek güce ulaşmışken kapalı ve mahalle baskısının gücüne yenik düşülen toplumların bireyi fkişisel olarak arklı görüntüleri taşıma gücünü kendilerinde bulamıyor.
    Onların kendi çevre modalarının gücüne daha çok ihtiyaçları var.
    Artık her görüntünün ortalama algılarlın ortak esteteiğine göre var olduğu bir küresel alanda yaşandığı için değişimlerin motivasyonuna bu açıdan da bakılabilir.
    .
    Sevgi Özkan

  4. Alışmaya başlamalıyız.

    Yazıda haklılık payı var. Başörtü ve tesettür dini bir vecibe olarak başlasa da bir çokları için artık tesettürün içinde bir moda aracı oldu. Muhafazakar kesimin gelir seviyesinin yükselişi ile birlikte bu kesimden bir çok kadın kendilerini farklılaştırmayı ve özelleştirmeyi tercih eder hale geldi. Namaz gibi önemli dini vecibeleri doğru düzgün yerine getirmezken giyinişine ve giyimindeki güzelliği öne çıkartmak çabasında tesettürlü kadınlar da arttı. Hatta sadece şıklık ve güzellik değil bu elbiselerin kadının vücut hatlarını öne çıkartanları da yok değil.
    Bu duruma münafıklık veya siyasi maşalık gibi yakıştırmalar yapılmamalı. Bu durum kısmen muhafazakar kesimler üzerindeki sosyal mühendislik çalışmalarının meyve vermesi, kısmen muhafazakar kadının kentsel hayat tarzına ve değişen dünya şartlarına “modernize” tanımı altında adapte olma çabası, kısmen değişen dünya şartlarında kendi varlığını ifade etme kaygısı…Analizi basit değil ve tek bir sebebe endekslemek de mümkün değil.
    Sonuçta günümüzün İslam yelpazesindeki kadınlara ilişkin yansımalar olarak kabullenmek durumundayız. Sebebi ne olursa olsun kadın kendi özgür tercihi ile kendini ifade edebilmeli. Ameli değerlendirme ise niyetleri bilene bırakılmalı.

    Saygılarımla,

    Çağatay

  5. fatoş, güzelim… neden boş işlerle uğraşıyorsun ?

Comments are closed.