Kudüs’te Müstesna Mekanlar

Eski Kudüs’te esen mistik havayı daha önce hiç bir şehirde hissetmedim. Kudüs’te bulunan eski ve müstesna mekanlar da tarif edilemez çarpıcılıktaydı.

Kudüs eski ve yeni olmak üzere iki kısımdan oluşuyor. Eski Kudüs duvarların içinde yaşayan heybetli bir tarih görünümünde.

Duvarlar içinde kalan eski şehirler hep çok cazip ve etkileyici gelmiştir ama Kudüs’teki havada isimlendiremediğim bir farklılık vardı. Belki şehrin tarih boyunca 38 kere fethedilmiş olmasından; belki savaş-barış, nefret-sevgi, tahribat-inşaat dolu seceresinden; belki M.Ö 1004’de kurulan bu şehrin dünyanın merkezi olduğunun düşünülmesinden; belki tarih boyunca krallar ve hükümdarlar arasında sürekli el değiştirmiş olmasından; belki üç büyük dinin de göz diktiği sır dolu bir mekan olmasından; belki Hz. Muhammed’in (SAV) bu topraklarda göğe yükselmesinden.. Bence hissettiğim çarpıcı hava bütün bunların toplamından ve daha fazlasındandı!

Savasçıların, fatihlerin, dilencilerin, değişik din ve kültüre mensup hacı adaylarının, tüccarların, kölelerin, allamelerin, mekteplilerin ve diğerlerinin yüzyıllar boyunca yürüdüğü bu kutsal topraklarda hava esrik ve fazlasıyla etkileyiciydi. Kudüs atmosferi farklıydı, daha önce gördüğüm eski şehirlere benzemiyordu.

Sonradan düşününce bu kutsal toprakların içsel derinlik dolu gizemi maneviyat yüklü huzuru Kubbet-üs Sahra ve tabii ki Mescid-i Aksa’dan kaynaklanıyordu. Bu söylediklerime algıda seçicilik diyenleriniz çıkabilir ama gerçekten de burada yazdıklarım, orada hissettiklerim yanında minüskül kalır.

Bu iki mukaddes yapının bulunduğu yer Haram Ash-Sharif olarak adlandırılıyor. Buraya her dinden ziyaretçi girebilse de Mescid-i Aksa’ya ve Kubbet-üs Sahra’ya girmek için müslüman olmak gerekiyor. Yalnız şunu da belirteyim ki müsluman bir ülkeden geldiğinizi gösteren bir pasaport çıkarıp vermeniz yetmeyebilir. “Elhamdülillah” dedikten sonra Kuran’dan sure okumanızı veya Kelime-i Şahadet getirmenizi bekleyebilirler (benim tecrübem bu yöndeydi).

Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs Sahra İslam dininde çok önemli ve mukaddes yapılardır. Mescid-i Aksa (Al Aqsa veya diğer adıyla Harem-i Şerif ) Arapça’da “en uzaktaki cami” anlamına geliyor. Bu caminin yüceliği Hz. Muhammed’in (S.A.V.) Miraç gecesinde Mekke’den Kudüs’e gidişi (İşra), büyük peygamberlerle buluşması ve atı Burak üzerinde 7 kat göğe yükselişindendir. Bu ilahi yolculuk sırasında Hz. Muhammed (S.A.V.) Kubbet-üs Sahra’da duraklayarak ibadet etmiş, günde 5 vakit namaz yükümlülüğüne ait emri de burada almıştır.

Mescid-i Aksa Kabe’den sonra en eski yapıdır ve İslam dininde en kutsal üçüncü yer olarak biliniyor. Ağaçların, yemyeşil çimenlerin, fıskiye ve şadırvanların huzur sunduğu çok geniş bir avluya kurulmuş olan Mescid-i Aksa dikdörtgen şeklindedir. Duvarlarla çevrili eski Kudüs’te, müslüman mahallesinde bulunan bu müstesna cami Hz. İbrahim tarafından yaptırılmış. Daha sonra yıkıntıları üzerine Hz. Süleymanın inşaa ettiği yapı ve daha da sonra Abbasi-Emevi halifesi Selahaddin Eyyubi tarafından inşaa edilmiş bir başka yapı ile birlikte günümüze ulaşmıştır. Ve daha sonra da Emevi hükümdarı Abdülmelik bin Mervan döneminde genişletildi. 1969’da iki yıllığına İsrailin eline geçtiği sırada fanatik bir yahudi tarafından ateşe verilmiş ve çok zarar görmüş. Mihrapta hala bu yangından kalan izlerin olduğunu ve tamir sürecinin bitmediğini öğrendim. Zaman içinde yıkılan kısımları yer yer onarılmaya devam etmektedir. Bu heybetli ve görkemli cami ibadet için gelen 5,000 Müslümanı aynı anda içine alabiliyor. Ramazan ayında ve özellikle Kadir gecesinde kapasitesinin üzerinde dolduğunu da duydum.

Mescid-i Aksa’nın hemen karşısında som altından kubbesi ve sekiz köşeli muazzam yapısıyla Kubbet-üs Sahra bulunuyor. Burası üç büyük dinin de mukaddes saydığı bir yapıdır. Museviler ve Hrıstiyanlar İbrahim Peygamber’in, oğlu İshak’ı burada kurbanlık adadığına inanırlar. Oysa İslama göre Hz. İbrahim’in oğlu İsmail’i kurban adadığı yer Mekke’dir. Yukarıda anlattığım gibi Kubbet-üs Sahra’nın Müslümanlar için önemi Hz. Muhammed’in (S.A.V.) günde 5 vakit namaz emrini Kubbet-üs Sahranın altında bulunan kayanın başında almış olmasıdır. Ayrıca o gece yolculuğuna devam etmeden önce burada ibadet etmiştir. Bu yolculuktan önce Müslümanların kıblesi Kudüs iken, yolculuğun ardından Mekke olarak belirlenmiştir.

Şüphesiz ki Mescid’i Aksa ve Kubbet-üs Sahra eski Kudüs’te iki mukaddes yapıdır.

Bu yapıların bulunduğu yer olan Haram Ash-Sharif ziyaretim sırasında önce Kubbet-üs Sahra’yı ziyaret ettim. Bu sekiz köşeli yapıya girdiğimde ortada kapalı bir bölüm olduğunu farkettim. Büyük bir heyecanla ortadaki yerin etrafını ve bütün köşeleri dolaşarak başladığım yere geri geldim. Aradığım şey o faziletli kayaydı. Aşağıya inmem gerektiğini bildiğim halde heyecandan olsa gerek görmeyi beklediğim kayanın yerini kestiremedim. Bir yarım daire daha çizerek dolandığımda orta yerdeki yapıda bir kapı bulunduğunu ve merdivenle aşağı inildiğini gördüm. Aşağı indiğimde heyecan doruktaydı, nefes nefeseydim.  Burası en fazla 30 metrekarelik bir mağaraydı. Mağara duvarları, yerde halılar, kıble olarak belirlenmiş duvarda bir mihrap vardı. Kıbleyi işaret eden o duvarın önünde ibadet etmek tamamen sürrealdi. O anda da şimdi de tam olarak anlatamayacağım bir kıpırtı doldu içime. Yüzümü kıbleye çevirerek dua edişim, başka bir boyuttaymış gibi hissedişim ve içimin tarifi imkansız hazlarla dolup taşması nadir hissedilir duygulardı. Yüreğin kabararak yerine sığmazmış gibi bir his, nefessizmiş gibi hissederken şahit olunan o ışıktan iplik, titreyiş, zamana ve mekana teslimiyet, gözlerden yaşların gelmesi hep orada ve aynı anda oldu.

Daha sonra Mescid-i Aksa’yı ziyaret ettim. İçini dolaştıktan sonra ibadet ettim. O aynı hisleri bu mukaddes camide de hissettim.

O anlardan bana kalan artık aynı duyguları tekrar tekrar yaşayabiliyor olmam. Ne kadar şanslı olduğumu çok geç olmadan anlayabilmem. Kudüs’ü, oradaki müstesna yapıları ve diğer güzellikleri görmeyi isteyen herkese nasip olması dileğiyle.

Not: Bu mukaddes yapıları ve İslama ait tarih ve olayları anlatmaya yeltendim. Ama ben ne çok dindar bir insanım ne de din ve dinler tarihi hakkında yeterince bilgiliyim. Burada paylaştıklarım, Kudüs’te 2 yıllık rehberlik eğitiminden geçmiş deneyimli rehberlerden duyduklarımdan ibarettir. Eğer yanlışım ya da eksiklerim varsa yorum kısmında bildirmenizi rica ediyorum. Böylece hepimizin ortak sesi yankılanır.

O YÖRELERE AİT DİĞER YAZILARIM

Ağlama Duvarı

Filistinli Küçük Kız

İsrail Askeriyle Soru Cevap

 

7 thoughts on “Kudüs’te Müstesna Mekanlar”

  1. Fatoş hanım kutsal bir yeri ziyaret ederk içinizde biriken hisleri anlatırken göstermiş olduğunuz yalınlığa çok teşekkür ederim.Merak ettim İsrail vize vs de sorun yapıyormu?birde gruplamı gittiniz?
    Teşekkürler.Kandiliniz kutlu olsun
    not:sizi google gruplardan ve bloglarınızdan takip ediyorum

  2. Fatoş Hanım;Bu basit bir gezi yazısı olmaktan öteye geçmiş,huzur dolu bir anlatım,okurken sizi deli gibi
    kıskandığımı:)belirtmek,isterim.
    “Sidretü’l – Münteha”ya kadar yükselmiş,beşeri alemin tüm sırrını tamamlamış olanın,izlerini takip etmek,heyecan verici bir keşif olmalı,diğer gezi yazılarınızı büyük bir merakla bekliyorum.Sevgiler…

  3. Fatoş Hanım,

    Ne mutlu ki bu güzel yerleri ziyaret eme şansına sahip olmuşsunuz. Ben de 1997 yılında Kudüs’ü ziyaret etmiş ve oldukça detaylı olarak her üç dim için de kutsal olan birçok yeri görmüştüm. Kutsallıklarına ve etkileyici olmalarına sanırım katılmayan kimse olmaz. Ancak tün İslam alimlerinin ittifak ettiği bir husus var: Hazreti Muhammed’in (S.A.V) maddi olarak Miraç gezisini yapmış olması tamamen uydurmadır. Ayni şekilde Musa’nın Allah’la buluşmak için dağa çıkması, İsa’nın bedeninin göğe yükselmesi masaldır; Allah bize şahdamarımızdan daha yakındır, ona ulaşmak için hiçbir yere gitmeye gerek yoktur, öyle olsaydı haşa Allah bir yerde olur, onun belli bir mekanı olurdu ki buna inanmak kesinlikle küfürdür. Musa ve İsa için uydurulan Allah’a maddi olarak daha yakın olmak, karşı karşıya gelmek batıl iddiası ne yazık ki eksik kalmasın diye Hz. Muhammet (S.A.V) için de uydurulmuştur. Zaman zaman çok eleştirilen ama tevhide şirk katılmaması için çok büyük hizmetleri olan Vahhabilere göre böyle batıla inanmak büyük bir kusurdur, küfürdür. Eğer kutsal topraklara, Mekke’ye, Medine’ye gittiyseniz oralarda Hz. Muhammed’e insan olmasının dışında maddi bir ayrıcalık yakıştırırsanız buna şiddetle karşı çıkıldığını görürsünüz. Mescid-i Nebevi’de kabrinin başında yüzünüzü kabre dönüp bir fatiha okumanıza bile izin vermezler, “yüzünü kıbleye dön, Allah rızası için oku, orada yatan da senin gibi bir insan, bir kul, onun da yüzü kıbleye dönük” derler. bence de doğru olan budur.

    Saygılarımla

  4. Sayin Fatos Hanim.

    Al Aksa Camii Avustralyali bir ruh hastasi olan DENIS MICHAEL ROHAN tarafindan ates’e verildi.
    Bir Yahudi oldugu konusunda yanilgi icindesiniz.
    http://en.wikipedia.org/wiki/Denis_Michael_Rohan
    Her din ve her dini mekan kutsaldir ve hepimiz tarafindan saygi ile korunmak zorundadir. ne yazik ki her din mensubundan bu tur yanlisliklar cikabilmektedir. Umarim bu bilgi okurlarinizi da yangini cikartmis olanin Bir Yahudi olmadigini anlamaya yeter.
    Saygilarimla
    RAFAEL SADI
    ISRAIL’DEKI TURKIYELILER BIRLIGI
    BASIN SOZCUSU

  5. Muhteşem beldedeki anılarınızı bizlerle paylaştığınız için teşekkürler. Dinimizde ziyaret amacıyla ve sevap umarak gidilenilecek ve peygamberimizin ziyaret etmemizi önerdiği 3 mescidede Harem-i Şerif tabiri kullanılmaktadır. Kudüste Harem-i Şerif denilen kısım yani Mescidi Aksa Tüm sur içini kapsayan yapının tamamıdır ve birçok mescid bahçe ve yapıları kapsar. İsrail müslümanları yanıltmak içinin Mervan ın yaptırdığı köşegen yapılı Altın kubbeli yapıyı yani Kubbetüs Sahra yı tek başına Mescidi Aksa gibi gösterip algı operasyonu yaparak mescidin çoğunu kendinin gibi gösterme ve işgal etmeye çalışma yoluna gitmektedir. Durumu elveren arkadaşlarımızın Kudüsü özellikle ziyaret etmelerini tavsiye ederim

  6. O kutsal bölgelerdeki izlenimlerinizi gayet açık ve güzel bir şekilde bize anlatıyor adeta bizleride oraya bağlıyorsunuz…Keşke çokları sizin gibi faydalı şeyleri bizlere sunabilse ve örnek olabilse .Bu vesile ile teşekkür ve sevgilerimi yolluyorum….

Comments are closed.