Bilimkurgu filmlerde gördüğümüz ya da romanlarda okuduğumuz bir olayın gerçek hayata aktarılmasına ilk ve tek örnek bu değil elbette ama St. Andrews Üniversitesinin bilimcileri ‘çekici ışık kuşağını’ hayata geçirmeyi başardılar.

Pratik kullanım için hala çok erken olsa da, gerçek hayata aktarılmış bulunan çekici ışık kuşağı önemli bir mihenk taşı niteliğinde.

Çekici ışık kuşağı ne yapar?

En temel anlamda, bir ışık kütlesi kullanılarak değişik objeleri yörüngesine çeken bu kuşak Uzay Yolu severler tarafından iyi hatırlanacaktır. Uzay gemilerini ya da diğer uzay maddelerini odaklayarak kendine doğru çeken ışık kütlesine gerçek hayatta çekici ışık kuşağı (tractor beam) diyoruz.

Kısaca şöyle de diyebiliriz:

Bilimcilerin bulduğu şey, ışığın yayma gücünü geri çevirmek ve çekici bir güç haline getirmek. Işık kütlesini çekici bir fenomen haline getirme çalışmaları uzun yıllardır sürmekteydi.  Şimdilik bilimciler küçük parçacıkları ışık gücüyle çekmeyi başardılar ve yeni deneylerle ‘farklı potansiyeller’ araştırmaya devam ediyor.  Örneğin bu yöntem ileride insan sağlığı için kullanılabilir ve laboratuarda al yuvarları ak yuvarlardan ayırmak mümkün olabilir.

2011 yılında NASA özel lazer ışık kütlesinin robotlu uzay uçuşlarında kullanılmasına öncülük etmişti. 2012 yılında New York Üniversitesinde de buna benzer bir ışık çalışması yapılmıştı.  Bu çalışmalarda çok büyük enerjilerden söz ediyoruz. Bir başka deyişle, büyük ısının açığa çıkmasından bahsediyoruz. Şimdilik bu teknoloji emekleme devresinde. Büyük objeleri çekme gücüne sahip değil ama üzerinde çalışmalar sürdürülüyor. Umarız, gün gelip böyle bir teknoloji kötü emelleri olanların eline geçmez ve insanlığın yıkımına alet edilmez.

Ocak 2018’de, ABD’li teknoloji şirketi Furrion, Avatar filmindeki robot iskeletlerden birini inşa etti. Bu robot 4.5 metre boyunda ve ismi ‘Protez’!

İşte sizlere bilimkurgunun gerçek hayata geçirildiğine dair bir yeni örnek daha! Ne diyorsunuz?