Kalp, Yürek ve Gerçek Aşk


Kalp, Yürek ve Gerçek Aşk nasıl bir araya geldi?

Aylardan Şubat olsun ya da olmasın, kalp ve yürek söz konusu olduğunda her ay Şubattır! Şubat ayı kalp ayı olarak bilinir. Bu ay boyunca kamu sağlığı profesyonelleri halkı kalp rahatsızlıkları, kalp krizi ve diğer kardiyovasküler sorunlar hakkında bilinçlendirirler. Amaç kalple ilgili sorunları önlemek ve sağlıklı davranışları ön plana çıkarmaktır. Şubat boyunca kalp hakkında bolca konuşulsa da yılın hergünü dikkatle dinlenmesi gereken en önemli organdır.

Şubat, aynı zamanda aşk ayıdır. Sevgililer günü diye tanıtılan 14 Şubat, aşk kokan bir gündür. Ben de aşk ayı hatırına, ve her ayın aşk ayı olması dileğiyle, bu yazımda sizlere “yürek” diyeceğim.  Gerçek aşkla dolu nadir yüreklerden söz edeceğim.

Devasa bir konu olan gerçek aşkı, biraz da fizyolojik kalp ile bağlantılı olarak anlatmaya yelteneceğim. Daha önce “gönül diliyle konuşan yürek ile kan pompalayan kalbi” aynı yazıda görmediyseniz, bu bir ilk olsun!

Kıyafet değiştirir gibi eş veya partner değiştiren günümüz toplumlarında yaşıyor olsak da, gerçek aşkın varlığına içtenlikle inanıyorum.  Aşkı bulmaya çalışan insanların bir ilişkiden ötekine hızla sürüklendiklerini de biliyorum. İnsanlar aşksız olmayabilir ama sorunlar karşısında donanımsız ve dayanıksızlar. Bunun bir nedeni aşkın kör olmasıdır. Aşk hissedilen süreçte çiftler para, sağlık, yaş, statü veya kültür farkını görmezler. Aşklarını perçinlemek için evlenmeye karar verdiklerinde, birden bire gerçek hayatın sorunlarıyla yüz yüze gelirler. Aileye gelen çocuk(lar) ve yakın akraba sorunları da [zaten var olan] diğer sorunlara eklenince, geçmişte görmezden gelinen sorunlar su yüzüne çıkar. Bu, sonun başlangıcı gibidir çünkü sorunlar ve tartışmalar katlanarak büyür.  Sorunların artışına paralel olarak aşkın da eski hızı kesilir hatta azalmaya yüz tutar.

Şimdi şöyle düşünelim: Bu çiftler aşıktı, evlilikle pekiştirilen bir aşk vardı, peki problemler baş gösterince aşk nereye gitti? Yaşanan şey gerçek aşk mıydı? Gerçek aşk nasıl tanımlanır? Gerçek aşkı bir ömür boyu sürdürenler varsa, bu çiftlerin başarısı nerede gizli?  Sevdiği insan öldükten kısa süre sonra yürek ağrısına dayanamayıp ölen kimseler tanıyor musunuz? Belki fiziksel olarak değil ama ruhen ölenler biliyorsunuzdur. Kırık kalp sendromu diye bir rahatsızlık olduğunu biliyor musunuz? Kırık kalp sendromu, sevdiğini yitirdikten sonra gönülden yanan kimselerde ortaya çıkan geçici bir kalp bozukluğudur. Bu bozukluk sırasında ani göğüs ağrısı hissedilir ve kalp krizi geçirildiği düşünülür.  Bütün bu sorunların en büyük nedeni sevdiğini kaybeden kişinin yüksek dozda salgıladığı stres hormonudur. Bu süreçte kalbin bir bölümü genişler ve kan pompalaması güçleşir. Kalbin şişmemiş diğer kısımları normal kan akışını sürdürmek için daha çok çalışmak zorunda kalır. Kalpte oluşan fizyolojik sorun en geç bir hafta içinde tedavi edilse de, ölen sevgili geri gelmeyeceği için yürek ağrısı silinmez.

Şimdi de şöyle düşünelim: Sevdiği öldükten sonra yüreği yananların fizyolojik kalp sorunları yaşaması, gerçek aşkın varlığına kanıt değil midir? Sayıca az olsa da, gerçek aşk yaşayan çiftlerin var olduğu anlamına gelmez mi? Gördüğünüz gibi, yürekte yaşanan aşk acısı kalpte fizyolojik sorunlar oluşabiliyor ve buna kırık kalp sendromu deniyor.

Yüreği gerçek aşkla dolu eşler aynı zamanda cömertçe seven, yürekten isteyen, tatlı söyleyen insanlardır.  Onlara “Gerçek aşk nedir?” diye sorsanız hiç düşünmeden birkaç değerli düşünce paylaşırlar:

  • Eşim mutsuzken ben de mutsuz hissederim;
  • Eşimin hatalarını eleştirmek yerine onu olduğu gibi kabul ederim;
  • Ona verdiğim bağlılık yeminini (sözlü veya yazılı) ömrüm boyunca tutarım, ondan başkasını ne ararım ne de arzularım;
  • Sevdiğim hakkında olumsuzluklar duysam bile ona güvenim sonsuzdur, kendisini daima savunurum;
  • Eşimi her ortamda ve her şekilde; duruşundan, gülüşünden, yürüyüşünden, kokusundan tanırım, yani onu bütün benliğimde hissederim;
  • Sevdiğimi düşünmeden ve onun adını anmadan bir an’ım dahi geçmez;
  • Sevdiğim benimle aynı ortamda değilken de kendisi hakkında daima güzel konuşurum;
  • O benim her şeyimdir; eşimi hep ön planda tutarım;
  • Fiziksel olarak çekiciliğini yitirdiğinde, saçları döküldüğünde, sağlık problemleri belirdiğinde, kırışıklar derinleştiğinde bile onu hala cazip bulacağımdan eminim, çünkü ona aşığım;

Böyle sözler duyduğunuzda siz de gerçek aşkın varlığına inanmaz mısınız? Yalnız unutmayalım ki değer verdiğimiz her şey özen gerektirdiği gibi, aşkı canlı tutmak için de çaba gerekir. Aşka öncelik verilmelidir.  Aşkın varlığını hissetmek, bunun için şükretmek ve daha da derinleşmesine izin vermek gerekir.  Sadece özel günlerde değil, nefes aldığımız her an aşkın varlığını kutlamak gerekir.

Aşkı canlı tutmanın en özel yolu sevgiliyi can kulağıyla dinlemektir. Bütün gönlümle inanıyorum ki, sevdiği tarafından işitilmek ve anlaşılmak gibi derin ve doyurucu bir his yoktur. Özel günlerde hediye vermek istiyorsanız verin ama gerçek hediye, sevdiğinize göstereceeiniz ilgidir. Sevdiğinizin yanındayken tüm ilginizi, telefona değil, ona verin! Hediye verirken de bütün içtenliğinizle, birkaç aşk sözcüğü fısıldayın. Sevdiğiniz sevildiğini bilse bile duymak, görmek, dokunmak ve derinlemesine hissetmek ister.

Gerçek aşkı bulduysanız çok şanslısınız çünkü ömür boyunca bu duyguyu hissedemeyen milyonlarca insan var. Gerçek aşkı bulduysanız bir avuç azınlığa dahilsiniz. Gerçek aşkı bulduysanız ayrıcalık sahibisiniz. Şubatta, martta, nisanda ve yılın her ayında kalbinize dikkat edin, yüreğinizin sesini dinleyin ve aşkınıza sahip çıkın. En önemlisi de nefes aldığınız her an aşkınızı kutlayın.gercek aşk

 

One thought on “Kalp, Yürek ve Gerçek Aşk”

  1. bu yazı ve içeriğindeki paradigmalar , adeta evliliğin menifestosu gibi.. çok çok beğenerek okudum.. bir çok eş ,bu yazıyı okusa , ve içtenlikle riayet etse , eminim ki aile mahkemesi hakimlerine tavla oynamak için çok zaman kalacak..

Comments are closed.