Bazen yazılarımı kendimi telkin etmek icin yazıyorum. Harmoni başlıklı yazım bana yazılmıştır. Belki başkaları için de faydalı olur.
Hayatımızda bir harmoni vardır. Sabah kalktığımızda bir düzenimiz, gün boyunca sürdüğümüz bir ahenk, akşam rutinlerimiz ve gece devam eden bir akış vardır. İnsanlar alışkanlıkları olan varlıklardır. Alışkanlıklar ve sürdürülen düzen değiştiğinde aksaklıklar olur.
Böyle zamanlarda harmoni bozulur, hayatımız dengesizleşir. Belirli bir yöne daha fazla meyil veririz. Bu yöneliş düşüncelerde olabileceği gibi davranış boyutunda da görülebilir.
Denge bozulunca harmoni gider, yaşamımızda çok ihtiyacımız olan düzen kaybolur. Farkında olarak ya da olmayarak insan ruhu o eski ahengi arar ve daha derin bir şeylerin peşine düşer. Neden? Çünkü hayata kaos hakim olmuştur ve düzeni eski haline getirebilmek için bir güce ihtiyaç vardır. Aslında zorda kalınca değil her zaman bu derinlikle yaşayabilmek gerekir. Derinlik dediğim şey maneviyatın ta kendisidir. Dua da olur!
Dualar.. Sevdiklerimize dualar..
En doğrusu zor durumları beklemeden maneviyat hissedebilmektir. Maneviyatın insan beynine söylediği şey, bence, insanın huzur ve sevgi dolu olduğu ama olumsuzluklar belirdiğinde düşüncelerin birden zehirlendiğidir. Maneviyatın güzelliği ise, işte bu negatif düşüncelerin zehrini almasıdır.
Çocukluğumdan beri, zorda olmadığım zamanlarda bile, maneviyata eğilimli birisiyim. Ve ben duaların gücüne inanıyorum. Olumsuzluklar belirdiğinde ettiğim dualar beni rahatlatıyor ve huzur veriyor. Genelde yaşamım duasız olmasa da, olumsuzluklar baş gösterdiğinde dualarım ve manevi düşüncelerim yoğunlaşıyor. Rahatlık hissediyorum.
Herkesin bir seçimi vardır, olumsuz durumlarda benim seçimim de yoğun maneviyat. Böyle zamanlarda negatif hisleri sürdürmeyi bırakarak huzur ve mutluluk peşine düşmek ancak maneviyatla mümkün oluyor. Dolayısıyla huzur çevreye yansıyor. Tavsiye ederim!
Mutlu insanları gözlemlerseniz, zayıf noktalarından çok güçlü yanlarına odaklandıklarını anlarsınız. Maneviyat güçlü noktayı görmeye ve harmoniye yöneltiyor. Hayatın iniş çıkışlarında harmoni bozulsa da bir süre sonra yerine geleceğini düşünerek kendimizi en yüce olana teslim etmekten yanayım. Sonuç huzur, denge, düzen ve harmoni olsun! Amin!
Sizin gibi düşünürüm.
İnsan sadece zorda kaldığı zamanlarda değil,sizin de belirttiğiniz gibi herzaman manevi derinliklerde olmalıdır. Bu da ancak Allah’a şartsız teslimiyetle olur.
Yunus Süresi 21-23. ayetler bu durumu çok güzel bir şekilde anlatır.
10:21 – İnsanlara dokunan bir sıkıntıdan sonra kendilerine bir rahmet tattırdığımız zaman, âyetlerimiz hakkında derhal bir takım hilekârlıklaragirişirler. De ki: “Allah’ın hilesi daha çabuktur. Haberiniz olsun ki elçilerimiz yaptığınız hileleri yazıp duruyorlar”.
10:22 – Sizi karada ve denizde gezdirip dolaştıran O’dur. Hatta gemilerde bulunduğunuz ve o gemiler, içindekilerle beraber hoş bir esinti ile akıp gittikleri ve tam keyiflendikleri sırada o gemilere şiddetli bir fırtına gelir çatar ve her taraftan onlara dalgalar gelmeye başlar. Bütünüyle kuşatılıp artık bittiklerini sanırlar. İşte o vakit tam ihlas ile Allah’a yalvarır ve dindar olurlar: “Eğer bizi buradan kurtarırsan, andolsun ki, şükredenlerden olacağız.” derler.
10:23 – Sonra Allah onları oradan kurtarır, kurtulur kurtulmaz yeryüzünde çeşitli taşkınlıklara başlarlar. Ey insanlar taşkınlığınız sırf kendi zararınızadır. Şu değersiz dünya hayatının bir süre tadını çıkarınız, sonra nasıl olsa dönüp bize geleceksiniz. Biz de bütün yaptıklarınızı tek tek size haber vereceğiz.
Bundan çıkaracağımız sonuç şu olmalıdır: Dünyayı bir gemi olarak düşünelim.Biz de gemideki tayfalar. Denizde meydana gelen fırtınayı da hayatımızda karşılaştığımız zorluklar,sıkıntılar vs.
Maneviyatı sadece bu zorluk anlarında hatırlayan kişiler düzlüğe çıktıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi yine eski hayatlarını sürdürmeye, verdikleri sözleri sanki hiç onlar söylememiş gibi yaşamaya devam ederler. Böyle kişileri Allah yerin dibine geçirir ve O dilemedikçe de hallerini düzeltmez.
Allah’ın ihlaslı kullarının mükafatı ise ancak Allah katındadır, O her şeye Kadir’dir.