Amerika’nın İlk Müslüman Üniversitesi


Amerika’nın ilk müslüman üniversitesi Kur’an ve Arapça derslerini, Latin ve Batı bilim çalışmalarıyla birlikte öğretiyor ve bu girişim ile bir ilke imza atmış oluyor. Zaytuna Üniversitesini kısaca “Amerikan eğitimi veren müslüman bir okul” olarak tarif edebiliriz.

Amerika’da ve dünyanın diğer yerlerinde öğretilen genel bilim dallarının İslam şemsiyesi altında verileceği bu okul 2010 yılından bu yana Kaliforniya eyaletindeki Berkeley Üniversitesinin bir binasında eğitim veriyor. Şimdiye kadar topladığı geribildirimlere bakılırsa Katolik eğitim veren Georgetown veya Notre Dame Üniversiteleri ayarında gösteriliyor.

Üniversitede Arapça ile İslam hukuku ve ilahiyat olmak üzere iki ana branş mevcut. Bir yandan Kur’anKerim okutulurken diğer yandan matematik, geometri, müzik, astronomi, gramer, mantık, etkili yazma ve konuşma öğretilen bu akademik ortam şahsen ilgimi çekiyor. Zaytuna bir çeşit medrese ama alışılmışın dışında, oldukca Amerikanvari ve hatta retro!

Amerika’ya geldiğim ilk yıllarda müslüman demek Ortadoğulu demekti. Son zamanlarda bu prototipinde belirgin bir değişiklik var ve her türlü fondan müslüman görmek mümkün. Zaytuna Üniversitesi de bu savı kanıtlıyor. Kısaca Amerikan müslümanlarının “İslam eğitimi veren” bir üniversiteye gitmeleri, hangi fondan gelirse gelsin Amerika’da ilahiyat okuyabileceği ve ille de Ortadoğulu olmanın gerekmediği anlamına geliyor.

Bence Zaytuna Üniversitesi gelecek için vaatkar. Örneğin, bu üniversitede yetişen öğrenciler müslümanlığa ve İslamın kutsiyetine yapılan hakaretler karşısında, İslam medeniyetinin kökenini bildikleri için, şiddetle karşılık vermek yerine çizimle, müzikle, sanatla veya edebiyatla karşılık verebilecekler. İslamofobi ile savaşta da böyle bir üniversitenin varlığına paha biçilmez. Terörün “zavallının silahı” olduğunu ve “ahlaken iflasa uğrayanların” başvurduğu bir yöntem olduğunu, İslamda masum öldürmenin yeri olmadığını dünyaya duyuracak Amerikalı gençliğin yetiştirilmesi adına oldukça parlak bir gelecek vaat ediyor.

İlgilenenler için; Amerika’nın ilk müslüman üniversitesine gitmek bir ayrıcalık olabilir. Üniversite yaşında olsaydım ve şans verilseydi Zaytuna Üniversitesini seçerdim belki de. Neden olmasın?

4 thoughts on “Amerika’nın İlk Müslüman Üniversitesi”

  1. Bu Amerikalıların ve Amerika’lılardan daha Amerikancıların “terör” algısına bitiyorum. Boston saldırısından bir hafta kadar önce NATO birlikleri bir evi bombalayıp 1 aylıktan 14 yaşına kadar 11 çocuğu katletmişlerdi. Şimdi bu olay terör kapsamında mıdır, değil midir? Ya da Afgan oldukları için insan saymamamız mı gerekmektedir?
    Bu Boston saldırısını kimin yaptığını bilmiyorum. Varsayalım ki 11 çocuğun katledildiği ailenin bir bireyi gerçekleştirmiş olsun. Bu durumda bunu kınayacak mıyız, alkışlayacak mıyız? Bu saldırının bu o katledilen 11 çocuğa misilleme olmasını diliyorum. Amerikan halkının bir şeylerin farkına varması, kendi devletlerinin işlediği cinayetlerin bir şekilde kendilerine de fatura edilebileceğini anlaması lazım. Trilyon dolarlık bir bütçeye sahip bir orduyla başa baş mücadele edemeyeceğinize göre bunu anlatabilmenin tek yolu kalıyor, o da, çok hafif atlatıldığını düşündüğüm Boston saldırısı gibi saldırılar.

  2. Müslüman üniversitesi diye birşey olmaz.
    OKSİMORONDUR.
    Adı üstünde ü-ni-ver-si-te, yani üniversal bilgi üretecek, öğretecek.
    Sadece Arabistan’da geçerli değil, Andromeda galaksisinde de geçerli bilgi.
    Sadece müslümanlar için muteber bilgi değil, bütün insanlar, hatta insan olmayanlar için dahi geçerli bilgi.

    Bunlar özenilecek şeyler değil.
    Bunlar islamiyetin kapıldığı fikir kanserine özenmedir, önermedir.

    İslamiyet yeni bir icat değildir.
    630 yılında Iskeleti oluşmuş, 700’lü yıllara kadar derlenmiş, 1000-1100 aralığında da son halini almıştır.
    O gün bu gündür, hemen her yerde, her millette, çeşit çeşit pratiği yapılmıştır.

    Başarılı olmamıştır, insanlığa mutluluk vermemiştir, refah yaratmamıştır.
    Tam tersine bolca kan ve gözyaşı vermiştir.
    Din savaşları, mezhep savaşlarına kaynak olmuştur.
    Müslüman olup da en az dörtyüz yıldır kafirlere karşı başarılı olmuş millet yoktur.

    Mezhepleşme hastalığına en geç yakalanan devlet Osmanlı olmuştur.
    O bile 1500’lü yıllardan itibaren inovasyon yeteneğini, araştırma, üretme yeteneğini yitirmiştir.
    Çanakkale Savaşına kadar, yenilgi olmasına rağmen şerefli bir yenilgi sayıldığı için önemsenen sadece Plevne Kuşatması vardı.
    Müslümanlar ve Türkler zafere öylesine aç, onurları öylesine ayaklar altına alınmıştı ki, bu yenilgi bile şeref sayılmış, ülkenin her şehrinde Gazi Osman Paşa Mahalleleri, Okulları, yolları vardır.
    Karlofça anlaşmasından sonra Türklerin kazanmış olduğu iki savaş vardır.
    Biri Çanakkale, birisi de İstiklal Savaşı.
    Siz şerefli yenilgileri bile öpüp başına koyacak derecede aşağılanmış olan bir milletin bu iki savaşı nasıl kabullendiğini, nasıl önemsediğini bir düşünün.
    Günümüzde Türkiye diğer müslüman ülkelerden bir nebze farklıysa tek sebebi AtaTürk’ün bize verdiği can suyudur.
    Ve bu can suyunda asla müslüman üniversitesi gibi saçmalıklar yoktu.

    Günümüz itibariyle doğrudan ya da dolaylı olarak işgal altında olmayan, idari, askeri, siyasi vesayet altında olmayan tek bir islam ülkesi yoktur.
    Bütün islam ülkelerinde müslümanlar sistematik olarak sömürülmektedir.
    Bütün islam ülkelerinde yönetim, rejimler ya doğrudan işgalcilerin ta kendisidir, ya atadığı işbirlikçilerdir, ya da onayladığı kişi ve gruplardır.
    Müslümanların bunu durdurmak, tersine çevirmek yönünde hiçbir imkanları, kudretleri yoktur.

    Tek sebep yüzünden.
    Mezheplerin totaliter, faşizan doğası, ve insan idrakinin yetersizliğine duyulan inanç.
    Batıda salt ilahiyatçıların siyasi gücünü kısıtlamak üzere kurulmuş mezhepler vardır.
    Batıda bulunan mezheplerin bir çoğu ekümenizm, evrensellik iddiası taşıyan totaliter mezhepleri boşa çıkarmak üzere kurulmuştur.
    İslam dünyasında benzeri tek bir örnek dahi yoktur.
    Günümüzdeki haliyle islamiyet bir tür fikir kanseri haline dönüşmüş durumdadır.
    Günümüzde modern bir insanın hem ibadette, imanda, itikatta inançlı ve samimi bir sünni müslüman olması, hem de yerel ve küresel toplumun tamamıyla uyum içinde, rekabet edebilir halde olması mümkün değildir.
    Ya imansız bir müslüman olmak zorundasınız.
    Ya bir taş devri fanatiği olacaksınız.
    Ya da müslüman olmayacaksınız.
    Görünen o ki başka yolu yok.
    Bana sorarsanız bir yol daha var.
    O da hep söylenen dinde reform hareketiyle olabilir.

    Asla, ama asla özenilecek, önerilecek, başarılı olan ya da olma ihtimali olan bir fikir, bir ideoloji değildir.
    Bırakın siyasi hedefleri, sadece insanların iç huzurunu dahi sağlaması mümkün değildir.
    Bunu en azından bu güne kadar yapamadıklarına bakarak biliyoruz.

    Saygılar.

    Oraj POYRAZ

    1. Merhaba Oraj
      Seni ufku cok genis ,ici disi bir ,fikirlerini ifade etmede sonderece cesur ve bildigini durustce ,dobra dobra soylemekten cekinmeyen bir kisi oloarak algiladim,yaniliyormuyum?
      Eger yanilmiyorsam Seni kendime cok benzettigimi dusundugum icin sana yazmak istedim

      Islamiyeti atadan gelme ,kabullenme yada cevre baskisi ile degilde ,sorgulayarak ,arastirarak hatta kizip boyle sacmalik olamaz diyip karsi cikip inkar edip rest cekerek,sonradan kendim arastirip dogrusunu bularak, (Fakat gercekten Allah’in sevdigi ,istedigi sekliyle ogrenmek icin-Cevremdeki insanlar,hayvanlar ve bitkiler icin degil-kendim icin),ogrendigim icin
      Bilgi taslarini tek tek toplayip doseyip insa ettigim islam ile ilgili bilgileri seninle paylasmak ,tartismak -ama kavga falan etmek degil-isterim.Bu bilgileri cok basit ve matematiksel formuller gibi yada bir guzel muzigin notalari gibi cok zevkle ve kolayca anlasilir bicimde sana sunmak isterim.
      Neden mi? Senin inanmani saglamak icin degil tabiki.Cok ta umurumda degil.

      Ama var olan bir gercek guzelligi (MUHTESEM BIR SAHESER) bu kadar kotu ve yanlis biliyor olman dan dolayi kendimi kotu ihissetim ,uzuldum.
      Bu belki cevrendeki bazi cahil -magandalarda gormus oldugun muslumanliktan dolayi -Yada senin dogustan gelen sabit kabullenmelerin veya cevre baskisindan gelen algilamalarindan vs vs yada kendi arastirmalarindan da olabilir….
      Ben Amerika da yasiyorum,muhendisim.Turk ordusunda da Amerikan ordusunda da gorev yaptim.
      Yani takdir edersin ki donen filimler hakkinda da az biraz fikrim var.Istersen bu konular da da, savaslari,bagimsizliklari ,ozgurlukcu demokrasileri ,laiklikleri de dibine kadar girer kurcalariz.
      Istersen bir de beraber konusalim bunlari, ne dersin

      Sanirim Mark Twain in sozu:Insan kiyiyi gozden kaybetmeye cesaret etmedikce yeni okyanuslar kesfedemez.

      Saygilarimla
      Can

  3. Merhabalar Fatoş Hanım.
    Müslüman üniversitesi değil de Kuran’ın evrensel bilgilerini insanlara açaklayan, kürsü açılması insanlık için çok faydalı olacaktır. Ancak bu kürsü mezhepsel ayrılıkları din olarak okutmamalıdır. çünkü Mezhepler insanlar arasında ayrımcılığa sebep olmuştur. Hiristiyanlıkta olduğu gibi müslümanlıkta da çok insan, mezhepsel ayrılıklar nedeniyle birbirini öldürmüştür. Kuran bu ayrılıklara müsaade etmez. Ancak, İnsanlar menfaatleri için dini kullanarak insanları Allah ile aldatarak parçalanmalarına sebep olmuşlardır. Günümüzde Kuranda olmayan 200 kadar bidat dine sokularak din diye insanlara anlatılmaktadır. Kuran’ı bırakıp, insanların yazdığı İlmihaller din diye insanlara anlatılmaktadır. Kuran’a evet ancak bidatların din olarak okutulmasına hayır diyorum.

    Saygılarımla

    Yusuf YAMAN

Comments are closed.