Dijital Çağ


Google CEO’su Eric Schmidt‘in yeni kitabı Dijital Çağ henüz yayınlandı ve okumaya hazırlandığım şu sıralarda bu yazıyı siteme koymanın uygun olacağını düşündüm. Dijital çağda  öncelikle dikkat etmek gereken şey paylaşımlarımız. İnternette paylaştığımız her bilgi kırıntısının devasa  veri tabanlarında saklandığını ve asla yok olmadığını sürekli akılda tutmak gerekiyor. 1995’te henüz Internet halk arasında çok yeniyken şu sözler oldukça yaygındı: Internet’te paylaşılan bilgi havuza işemek gibidir. İşemik havuzdan geri alınabilir mi? Bugün bu söz hala geçerli. Internet’te paylaşılan bilgilerin bizi adım adım takip ettiği gerçeğini hiç unutmamalıyız!
İnternet 1960’larda oluşturulduğunda, tek amaç ABD savunmasına ait araştırmanın bilim adamları arasında paylaşılmasıydı. O dönemde sadece üniversite profesörleri ve araştırmacıların kullandığı bu teknolojinin halka sunulması biraz zaman almış olsa da, İnternet’in varlığı büyük bir servettir. Ama birçok şey gibi Internet  de kötü emeller için kullanıldığında iğrenç olabilir!
İnternet kullanırken mahremiyetimize gölge düşeceği olasılığını aklımızda tutmak zorundayız. Her gün katlanarak artan verilerin küresel boyutta saklanması ve her an ulaşılabilir olması, kötü emellilere açık davetiye gibidir. Birçok veri gizli olmasa da finans ve kimlik detayları içerenlerin, donanımlı dolandırıcıların (hacker) eline geçmesi son zamanların korkulan hırsızlığı haline gelmiştir.
Email ya da sosyal medyada chat ile bağlantı kurduğumuzda, kişisel görüşmeye pek gerek kalmadığını düşünür hale geldik. Klavye başında yazılanların, sözlerle söylenen ve vücut diliyle aktarılan mesajların yerine geçmesi bazılarımızı sosyal ortamlardan uzaklaştırır oldu. Kimi uzmanlara göre İnternet’te gereğinden fazla zaman harcayanlar, anti-sosyal davranışlar sergilemeye başlıyor.
İnternet’te dolaşan her bilginin doğru olmadığını da aklımızda bulundurmak zorundayız. Günümüzde hemen herkesin web sitesi oluşturabileceği ve yayınladıkları bilgilerin konu uzmanlarının gözetiminde olmadan İnternet’e aktarıldığı düşünülürse, okunan her yazının doğru olmayabileceğini hesaba katmak zorundayız. Yalnız hangi bilgi doğrudur, hangisi bütünüyle yanlıştır bunları kestirmek de çok zordur. Uzmanlar, ciddi konularda araştırma yaparken tanınmamış sitelerden uzak durmayı öneriyorlar.
Suç unsuru içeren illegal siteler de, özellikle genç ve deneyimsizlerin çekildiği İnternet mekanlarıdır. Sahte kimliklerle çocukları hedefleyen yetişkinlerin varlığı hepimizin bildiği bir gerçektir.  Çocuklarla konuşup gizli buluşmalar ayarladıktan sonra onlara fiziksel ve zihinsel zarar veren hastalıklı şahısların varlığından [çocuklarımızı] haberdar etmek hepimizin görevidir.
Çocuk pornosu, yetişkin pornosu, akıl çelen buluşmalar ve buluşturmalar, Internet tutkusuyla bozulan sağlık ve aile düzeni, artık önem verilmeyen sosyal yaşam gibi birçok olumsuz yanını tekrarlamaya gerek yok! 
Dijital çağın gereği Internet çok faydalı bir mecradır, ancak doğru kullanıldığı sürece..Yetişkinler bundan haberdar(!) Peki ama gençler ve çocuklar?