Gözyaşı: Duygusal Terleme


New York Times muhabirlerinden biri ağlamak demiş, gözyaşı demiş ve bunları “duygusal terleme” olarak betimlemiş.

“Duygusal terleme” emosyonal ağlamak edimi icin çok cici bir betimleme, bence. Kızgınlık veya öfkeden ağlamaktan bahsetmiyorum, çünkü duygusal ağlamak farklı birşey. Sevinçten ağlanabilir, keder ve hüzün nedeniyle ağlanabilir, yoğun dini duygularla da ağlanabilir ve bunlar kızgınlıkla ağlamaktan daha değişiktir. İşte bu yüzden “duygusal terleme” uygun bir terim.

Çoluk çocuk, kadın erkek, yaşlı genç, şarkıcı, türkücü, sunucu, gazeteci, ünlü, din adamı, siyasetçi ve diğerleri gözlerden yaş akıtmaya adeta hazırız. Bir başka deyişle duygusal terlemeye hazır bir toplumuz.  Siyasilerimiz bile kolayca ve bolca ağladığı için sürekli gündemde kalan bir konudur ağlamak. Ve 2016 yılının Ocak ayında Obama da ağladı.. Gözlerinden yuvarlanan gözyaşı gerçekti..

Ağlamak iyidir. Ağladığı için kimsenin özür dilemesi ya da utanması gerekmez. Ağlamak temizlenmek gibi birşey. Ağlamak fizyolojik, psikolojik ve manevi açılardan rahatlatıyor.

Peki ağlamak neden iyidir?
  • Gözyaşı daha iyi görmeyi sağlıyor: Gözyaşı gözün nemlenmesine fırsat veriyor. Bazı gözlerde nem üretme sorunu olduğu için görme bozuklukları olabiliyor oysa nemlenmiş gözde bu sorun ortadan kalkıyor. Yani gözyaşı sayesinde gözbebeği ve göz kapakları kaygan bir ortama kavuşuyor ve görmek netleşiyor.
  • Gözyaşı bakterilerle savaşıyor: Gözyaşı gözlerin antibekteriyel ya da antiviral ilacı gibi iş görüyor, her türlü mikroba karşı gözleri koruyor. Gözyaşında bulunan lisozim isimli enzim sayesinde gözlerimiz olası mikroplardan korunuyor.
  • Gözyaşı toksinleri (zehirleri) uzaklaştırıyor. Bir anlamda gözyaşı detoks edici özelliğe sahip. Gözyaşı araştırmacıları, gözlerimizden süzülen incilerin bir terapi ya da masaj gibi iş gördüğünü ve stres nedeniyle oluşan toksinlerin gözden atılmasını sağladığını söylüyor.
  • Ağlamak rahatlatır: “Ağla, ağla, açılırsın” diye birbirimizi rahatlatırız. Stres nedeniyle vücudumuzda oluşan bazı kötü maddeler endişe, sinir, keyifsizlik, yorgunluk, öfke, duygusal rahatsızlık ve olumsuzluklara neden oluyor. Ağladığımızda bu nahoş duygulardan uzaklaşıyoruz.
  • Ağlamak stresi azaltıyor: Ağlamak terlemeye benzetiliyor. Gözyaşlarıyla birlikte vücudumuzda oluşan kötü kimyalardan arınıyor ve böylece stresi azaltmış oluyoruz. Bununla birlikte stresin sebep olduğu yüksek tansiyon, kalp rahatsızlıkların ve ülser gibi sorunların artmasını önlüyoruz.

Kısacası ağlamak suretiyle hem rahatlıyoruz hem de daha sağlıklı oluyoruz. Vücudun sesini dinlemek gerekli. Eğer durduk yerde bir şeylere aşeriyorsak demek ki beden o besin maddesine ihtiyaç duyuyor. Belki de o besinde bulunan mineraller azaldığı için vücut uyarı veriyor. Ağlamak da aynı şekilde, beyin ve yüreğin ortaklaşa verdiği bir karar. Ağlamak hissi geldiğinde ağlanır çünkü bütün duyguların yaşanması gerekir.

Yıllar önce kapıcımızın karısını annemle kapıda konuşurken duymuştum. Anneme “Sinemaya gittik, çok güzel bir filmdi, bir ağladık bir ağladık!” diyordu. Halkın zaten bildiğini araştırmacılar yeni açıklıyor, demek ki ağlamak iyidir! Ağlamak terapi gibidir, rahatlatır. Ağlamak aynı zamanda bir ihtiyaçtır. Belki de hıçkırarak ağlamaya gereksinim var, durma ağla! Duygusal ter atmak, yani gözyaşı dökmek bazen iyidir.