Hasret’inden Mektup: Çok Özledim

Çok özledim.

Özlerken beklemeyi öğrendim. Beklerken yokluğuna alıştım. Alışmak zordu, uzundu, acı doluydu. Ve o gün geldi; anladım bittiğini.

Kolay değildi. Dakikalar günler kadar uzun, günler yıllar kadar zalimdi. Gözlerim hep buğuluydu, gecelerim kanlı gözyaş dolu.

Suya söyledim sana susuzluğumu, rüzgara anlattım suskunluğumu, toprağa ağladım hasretimi, karanlıklar azdırdı yangınlarımı.

Acımasızdı zaman. Ama acıyacağı tuttu; fısıldadı kulağıma, söz verdi merhem olacaktı yaralarıma. Hergün daha iyi olacaksın dedi. İnsanın gönlü ne kadar derinse yaralar da o denli ağır olur. Gönlün kadar dedi, yaraların kazınmış derine, yaraların devasa. Ama sabırlı ol dedi zaman, sakın uyma şeytana.

İlk kez tatmıştı bu yürek aşkı. İlk kez yanmıştı. İlk kez perişan olmuştu. Bir daha olmayacaktı; bu son olacaktı.

Suçlu sensin. Bu eserin sahibi sensin. Eserinin adı; yaşayan bir ölü!

İlk günden beri hep özlettin ama özlem nedir hiç bilmedin. Ben yine de seni çok özledim.

Hasret’inden.