Hasret’inden Mektup: Neden Anlamıyorlar?

Neden kimse beni anlamıyor? Bana ümitsiz vaka gözüyle bakıyorlar.

Acıya durmuş bir gecenin sabahında yazıyorum. Geceyi, benliğimde o koskoca boşlukta, etrafımda bitirmem için beni iknaya uğraşan dostlarla geçirdim! Herkes bir şeyler dedi, bazıları benim için üzüldüğünü söyledi, bazıları öğüt verdi. Hiç birine ihtiyacım yoktu, ama kulağım dinlemiş gibi yaptı. Onlar konuştukça gözyaşları yüzümde raks etti, kristal-damlalar buğulu desenlerle süzüldü. Kanlı gözaklarım, şiş göz kapaklarım ve ağıta destan yazan gözyaşlarımla dostlara sitem kustum. Sabaha doğru onlar tükendi ama gözyaşlarım görsel hikayesine devam etti.

Öğüt verenler bitir diye başlayıp bitir diye sonladılar. Bitir bu işi gönlünde dediler. Bilmiyorlar mı gönlüme söz geçiremediğimi? Hepsi birer hekimdi, hepsi taş kalpli ümit düşmanı birer hekim. Tek istekleri bitirmemdi, tek bir kırıntı bırakmadan. Bilmezler ki sevdiğim, yüreğimin o tatlı acısı olmasa o zaman tükenirim. Onlar ümitisiz sanırlar; sen bitmeyen ümitsin. Bilmiyorlar, bilmek isemiyorlar; bitiremiyorum, gidemiyorum senden. Gitmedim. Gitmeyeceğim. Gittiğimde, yüreğim “bitti” demiş olmaz mı? Yüreğim bitti der mi hiç? Demeyecek. Neden beni anlamıyorlar?

Hala düşlerimdesin, düşüncelerimdesin. Hayallerimdesin. İlk aşkımsın. Tek aşkımsın. Senden gidemem. Sensiz yaşamayı öğrenmek istemem, öğrenemem.

Yüreğim bitti kelimesini öğrenmeyecek, bitti demeyecek. Yüreğim senden vazgeçmedi, vazgeçmeyecek. Neden anlamıyorlar?

//Hasret’inden.