Yaşlılık ve Yalnızlık



Okuduğum bilimsel çalışmalardan bir tanesi yaşlıların yalnızlığı ile ilgiliydi. Araştırmacıların bulgularına göre ileri yaşta yalnızlık insan sağlığına zararlı. Ve öyle zararlı ki obeziteden bile tehlikeli olabilir!

Çalışma İngiltere’de yapılmış. Yaşları 50+ grubundan toplam 2000 kişi katılmış. Bulgulara göre; yalnızlığın 6’ıncı yılı özellikle tehlikeli bulunmuş. Yani en az 6 yıldır yalnızlık çeken insanların yalnızlık hissi nedeniyle ölmesi, yeni yalnız kalmış insanlara göre iki kat daha fazla bulunmuş.

Araştırmacılar 50+ katılımcıları sokaktaki insanlarla da kıyaslamışlar. Herhangi bir insana göre yaşlı ve yalnız insanların bu olumsuzluktan ölme olasılığı yüzde 14 daha fazla bulunmuş.

Yaşlı ve yalnız insanların yarısı, haftasonlarının ve gecelerin özellikle zor olduğunu söylemiş. Bu çalışmada çok önemli başka bir sonuç bulunuş. Katılımcıların emekliliğe bakışı: Evlerini satıp, iyi iklim ve doğa şartlarının olduğu bir yere taşınmak şeklindeymiş. Ancak araştırmacılar emekliliğin özellikle aile ve arkadaşlar yanında olması gerektiğine işaret ediyorlar. Çünkü yaşlandıkça ihtiyacımız olan şey aslında aile, eş, dost, akraba, komşular ve arkadaşlardır!

Bir başka önemli sonuç da kişilerin kendilerin değerli hissetmeleri ve katılımcı olabilmeleri. Eğer ortamda katılımcı olamıyorlarsa, değerli olduklarını hissetmiyorlarsa, arkadaş sayısı düşünülen yararı sağlamıyor.

Çalışmanın sonuçları gösteriyor ki, emeklilikten sonra eski arkadaşlarla periyodik olarak görüşmek, interaksiyonda bulunmak yalnızlık hissini azaltan önemli etkenlerden biri..

Son olarak bu çalışmanın sonuçları yaşlılar için toplumsal servislerin önemine parmak basıyor. Gönüllüler ve görevliler tarafından evlere yapılan düzenli ziyaretler, kendini izole ve yalnız hisseden yaşlılara teselli veriyor.

Fatoş’ça:

Sevgili annem ve babam çocuklarını teker teker evlendirdikten sonra yalnızlık hisseden iki tatlı insandır. Her ikisi de okumuş, aydın ve bir o kadar da dindar kişiler. Artık bol olan zamanlarını tanıdıklarıyla, ilgi alanlarıyla ve maneviyatla geçiren iki güzel büyük.. Özellikle annem “yalnızlık zor” diyor. “Asıl yaşlılıkta çocuk lazımmış” diyen annem bu konuyu her fırsatta şakacı bir dille anlatır.. Şakavari anlatır ama aslında gerçek düşüncelerini dile getirir. Bakın annem neler diyor: “Keşke çocuklarımı en iyi yerlerde okutmasaydım. Keşke başka coğrafyalara göndermeseydim. Keşke onları bakkal, kasap, aşçı felan yapsaydım. Mahallede esnaf olurlardı, yerel ekonomiye katkı sağlarlardı ve ben de onları sık sık görürdüm! Onları okutup, adını bilmediğim yerlere gönderdim. Yaş ilerledikçe, yalnızlık hissettikçe, yaptığım yanlışı anladım!” Annem aslında en içten düşüncelerini ve biraz da pişmanlığını dile getiriyor.

Yaşlı ve yalnız kimseleri arayalım.. Bu ana baba olabileceği gibi akrabadan büyükler de olabilir.. Komşu teyze, ahbap amca, ilkokul öğretmeni, ya da huzur evinde yalnızlığa terkedilmiş herhangi bir yaşlı.. Yaşlıların yüzünü güldürebiliri.. Arayalım. Konuşalım. İhtiyaçları varsa yardım edelim. Yalnızlık Allah’a mahsus!

yalnızEvet sevgili okuyucularım, yaşlılıkta yalnızlık çekilmez olmalı. Her ne kadar kültürümüzde ilişkiler yakın ve içiçe olsa da herşey gibi aile ve akrabalık olguları da değişiyor. Emekliliğiniz ve yaşlılığınızla ilgili planlar yaparken, yukarıdaki araştırma sonuçlarına dikkat etmekte fayda olabilir.

Bu yazımı beğendiyseniz, aşağıdaki yazım da ilginizi çekebilir..

Yalnız yaşlılar