Sosyal Medya Kandırmacası


Hepimiz aynı gemideyiz. Sosyal medya kandırmacasına kapılmış gidiyoruz. Neden mi? Önce şu sorulara bakalım..

  • Günde kaç kez reel ya da gerçek arkadaşlarınızın çocuklarının kreşinden görüntüler almak istersiniz?
  • Günde kaç kez kimin kahvaltıda ne yediğini, akşama ne pişirdiğini, haftasonuna kimi davet ettiğini öğrenmek istersiniz?
  • Günde kaç kez kimin, kiminle, nerede, ne zaman, nasıl buluşacağına ait konuşmalar okumak istersiniz? sosyalmedya narsizmi3

Gece gündüz sosyal medyanın başında olan herkes bu sorularla nereye varmak istediğimi anlamıştır. Söyleyeceklerim keskin ve direkt! Yazının bundan sonraki kısmını okuyacaksanız, bunu bilerek okuyun!

Hepimiz gün boyu gereksiz bilgi ve açıklamalarla, anlamsız video ve fotoğraflarla bombardıman edilmekteyiz! Öyle bir hale geldik ki, ayak parmağını sehpaya çarpan adam öfkesini, acısını, küfürlerini ve hatta parmağının resmini onlayn paylaşıyor; diğer herkes sessizce seyrediyor. Ben Facebook profilimi terkedeli epeyce oldu. O gün verdiğim kararımdan bugün de memnunum. Belki Facebook’ta o “lise çocuğu” mentalitesi sürüyordur, belki biraz azalmıştır! Facebook’ta olduğum yıllarda kimin kaç kilo örgü ördüğünü, bahçesinden kaç ton yaz sebzesi topladığını, kimin ne zaman kiminle nerede ne yediğini, başı ağrıyanlara verilen tavsiyeleri, popülarite yarışmasını ve ötesini görmekten usandığım için ayrılmıştım. Bunları bugün de görmek istemiyorum. Benim ne yaptığımı bilmek isteyen Facebook olmadan iletişime geçebilir. Twitter ve Google plus da Facebook’tan farklı değil. Yalnız Twitter’da hala bir miktar düşünce gıdası bulmak mümkün.

Bütün bunları görüp rahatsız olan yalnızca ben olmamalıyım. Herkes farkında ama sanırım hepimiz gülüp geçiyoruz. Profillerde fotoşoplu fotoğraflar, yemek masalarında en güzel ziyafetlerden alınan enstantaneler, en seksi, en güzel, en iyi videolar ile sosyal medya herkesin fantezi dünyasını renklendirmeye devam ediyor. Gerçekte telefonlarımızın başına ve monitörlerimizin arkasına saç baş yapılı geçmiyoruz. Bazen kimse görmediği için bakımsız, yorgun, uykusuz, hatta kirli bir halde bile oluyoruz. Camın ardında, gözetlemeci, narsist, benmerkezli, sahte ve hatta depresif insanlar olarak gelecek yayınları beklemeye koyuyoruz.sosyalmedya narsizmi1

Sosyal medyada birileri birilerini kandırıyor, bazıları inanmak istiyor, diğerleri fırsat bekliyor. Ve hepimiz bunların farkındayız. Elektroniklerimize sıkı sıkıya bağlandıkça özel yaşantılarımızdan da uçarak uzaklaşıyoruz. Tek derdimiz en çok paylaşım yapan, en çok takipçi toplayan, en güzel görünen, en çok aranan kullanıcı olmak. Bütün bunların gerçek yaşamda ne işe yaradığını soracak olursanız, bilen yok. Yalnız, hala manalı paylaşımlarda bulunanlar, sosyal fayda gözetenler de var ve benim onlara hiç bir sözüm yok!

İnsanlık olarak ne hale geldik? Gözü açılmış, tutarsız, çıkarcı, inancı yitmiş, kandırılmış, belki çok kişilikli, çok karakterli tuhaf insanlara dönüştük. Bu saydıklarım sosyallik değil! Sosyal olmaktan çok uzak, öyle değil mi? Sosyal medya diye yutturulan şey gerçekte birçok manasız bağlantıdan, kaptı-kaçtı tarzı ilişkilerden, çıkarcılığın dizboyu olduğu yakınlaşmalardan başka birşey değil!sosyalmedya narsizmi4

İnsanların sosyal olması için bir araya gelmesi, görmesi, soluması, konuşması, dokunması, birlikteyken aynı fiziksel ortamı paylaşması gerekmez mi? Cam monitörlerin arkasından, tabletlerle, telefonun küçücük panelinden yapılan bağlantı sosyal olabilir mi?   Üstüne üstlük bu ortamlarda yanlış yapmak da yasak! Ne dediğimi anladınız değil mi? Yanlış yapan herkesin üzerine Facebook ve Twitter polisi ile Google ordusu çöküverir!

Sosyal medyada bir yandan kendimize yalan söylerken bir yandan da tüm dünyaya en has halimizi gösteriyoruz. Takipçi toplamaya çalışıyoruz çünkü hepsini bir çeşit gelir gibi görüyoruz. Sosyal medyada zayıflıklarımızı gizliyoruz, anlık mutluluklar elde ediyoruz ve başından hiç ayrılamak istemiyoruz. Sadece takipçi peşinde koşmuyoruz, oyun da oynuyoruz. Oyunlara öyle kaptırıyoruz ki gerçek hayatta ne olup bittiğinden habersiz dolaşıyoruz. Bütün bunları yaparken mahremiyetimizi, veri toplayıcılarının eline tamamen şuurlu, gönüllü ve istekli bir şekilde bırakıyoruz.  Aileden, eş, ahbap, dost ve komşulardan uzaklaşarak anti-sosyal oluyoruz! Biri sosyal medya mı dedi?narsist sosyal medya

Hepimiz sosyal medyada hem birbirimizi, hem kendimizi aldatıyoruz. Camların arkasında gördüğümüz herşeye inanıyoruz, olur olmaz şeyin peşinden koşuyoruz. Gerçek dünya ile ilgimizi her gün biraz daha koparıyoruz.  Sosyal medya kandırmacasına, onlarca yıl sonra bakıp gülecek miyiz, yoksa monitör-kafa-sosyal-insanlar olarak battıkça batıyor muyuz?

Sosyal medya bitince robotlar gelir..

Ama bazı robotlar sosyal medya gibi zararsız değildir… Onlar insanlığı bitirmeye gelir..