Sosyal Medya ile Tarih Yazmak

Tarihin içinde yaşarız ama ayırdına varamayız. Sosyal medya kullanarak yazmakta olduğumuz tarihin bilincinde miyiz?

Bu yazımda #gezi ve benzeri protestoların sosyal medya ile yığınlara ulaşması hakkında düşüncelerimi paylaşıyorum. En altta, sosyal bilimler üzerine kafa yoran herkese sorularım var. Belki bazılarına cevap alırım!

Benim bildiğim; protestocular, devrimciler ve sistem karşıtı gurupların bir çoğu yıllarca organize olur, lobicilik ve kulis çalışmaları yapar, işin başındaki liderleri topluma adam akıllı kabul ettirirler. Son zamanlarda teknoloji kullanarak biraraya gelerek kulis yapan halkların lideri dahi yok! Zaman tabi ki farklı ve bizler tarihin içinde yaşıyoruz dolayısıyla tarihi hep birlikte şekillendiriyoruz. Bu durumda lidersiz hareketlerin nasıl sonuçlanacağını da bilmiyoruz.

İnternet ile organize olup sokaklara yayılan halklar hakkında ne düşündüğü sorulan Henry Kissinger şöyle diyor:

De Gaul’ler ve Churchil’ler bugün yaşıyor olsalardı, Facebook dünyasına hitap edemezlerdi. Öyle görünüyor ki sokakta gösteri yapmak için biraraya gelen kişiler uzun süre birarada kalamazlar. Ayrıca bu kişilerin tek başına görünme cesareti olduğunu da sanmıyorum.  İnsan medeniyeti eşi benzeri görülmemiş liderler yetiştirmiştir. Ama emsalsiz liderlik büyük bir insan özelliğidir, kitleler tarafından oluşturulamaz. 

Kissinger devam ediyor: Halk kolayca sokağa dökülebilir ama orada ne yapacağını bilemez. Birşeyler elde etse bile o kazançla ne yapacağından da emin olamaz. Sonuçta marjinal kişilere dönüşürler çünkü stratejileri kısa sürede etkisiz hale gelir. Halk yılda 20 kere sokağa dökülmez, bunun da bir sınırı vardır ve bir sonraki süreçte ne yapman gerektiğini bilmelidir. Bir sonraki adımı bilmeden sokaklara dökülen insanların hareketi sonuçsuz kalır.

Mısır’da 2011 yılında sokaklara çıkan insanları farklı bir bakış açısıyla etkilemeye çalışan Mısırlı blogcu Mahmoud Salem de Kissinger gibi düşünüyordu. Mahmoud Salem Mısırlılara kısaca şu mesajı veriyordu:

Devrim yapacaksanız kapasitenizi gösterin. Birşeyler başlatın. Bir partiye üye olun. Bir kurum oluşturun. Gerçek bir problemi çözmeye koyulun. Sokaklarda sürüler halinde buluşmaktan, koşmaktan ve oturmaktan farklı birşeyler yapın. Bu iş sokakta çözülmez; gerçek sokak hareketi tek vücut olarak harekete geçmektir; sokakta gelişigüzel buluşmak değildir. Yapılacak şey karşı geldiğiniz sistemin yanlışlarını düzeltmeye koyulmaktır; bozulmaya, çürümeye, çalma, çırpma, yalan ve rüşvete karşı gelmektir. Ama sokaklarda sürüler halinde koşmakla amaca ulaşamazsınız. Arabaya bindiğinde emniyet kemerini bağlayarak, trafik kurallarına uyarak, Polis Akademisinde okuyarak, Parlementoda görev alarak ve yöneticileri yaptıklarından dolayı sorumlu tutarak işin üstesinden gelebilirsiniz.

Yeni Dijital Çağ kitabında hergün yeni protestoların ve devrim peşinde koşan kalabalıkların yeni şeyler talep etmek için sokaklara yayılacağı söyleniyor. Daha direkt söylemek gerekirse: “Hergün devrim amacıyla daha çok sokak hareketi göreceğiz ama her seferinde beklentiye daha az cevap verilecektir” denmektedir. (Okuyucuya not: Kitapta yazılan her şeyin, yapılan her tahminin doğru olduğunu beklemek yanlış olsa da, kanımca, referans olarak kullanmak anlamlıdır.)

Sokak hareketleri teknolojinin önderliğinde oluşuyor ama gerçek bir lider yok. Sokaktakilerin dile getirdiği birçok problem var ama sanki ortak bir problem bulmak da zor! Öyleyse son 40 yılın en büyük devrim liderlerini yakından tanımış Kissinger’in dediği gibi “Zamanla zayıflayıp yok olacak ayaklanmalardan mı bahsediyoruz?”

Sorular:

  • Sadece gençlerin katıldığı ayaklanmaların sonuçsuz kaldığı iddia ediliyor. Sadece teknoloji etrafında birleşmiş insanların başarı şansının sönük olduğu çünkü bunların gerçek halk hareketi olarak görülmediği, ya da önemsenmediği söyleniyor. Bu iddialara katılıyor musunuz?
  • Dışarıdan destek, kurumsal yapılanma ve kültürel bağlar gibi temel taşlar tarihi devrim mücadelelerinin olmazsa olmazıdır. Peki dijital çağda bu tür gereksinimlere ihtiyaç yok mu?
  • “İnternet gelmiş geçmiş en büyük anarşisttir!” diyen Google Yürütme Kurulu Başkanı Eric Schmidt’e katılıyor musunuz?
  • Anarşi oluşturmakla ün yapmış Internet ile amaca ulaşmak mümkün mü?
  • 2013’ün sokak ayaklanmalarında; Brezilya Türkiye’den mi etkilendi? Daha sonra Mısır Brezilya’dan etkilenmiş olabilir mi? Tüm dünya, elinin altındaki teknoloji ile, ayaklanmaya ve anarşiye hazır mı bekliyor?
  • Peki bu hareketlerin birbirine benzerliği ve birbirinden farklılıkları nelerdir?

Tarihin içinde yaşarız ama tarih gibi hissetmeyiz. An itibariyle teknoloji hızında tarih yazılmakta ve bizler sosyal medya yardımıyla görüp okumaktayız. Yıllar sonra kötü anlatılmış dedikodu gibi okunacak bir tarih yazılıyor. Sosyal medyanın tarih sayfaları tozlanmadan aralanacağa benziyor!