Umut ve Beklenti

Umut ve beklenti aynı şey gibi..
Ümit ve bekleyiş gibi..
Ummak ve beklemek gibi..

Ama umut çok pozitif. Umut enerji dolu. Umut bekleyiş sürecinde bir nevi yakıt. Umut üzerinden besleniriz. Umut heveslerimizi pompalar. Umut; bekledikçe beklemeye gaz verir. Umudun gülen bir yüzü vardır. Umut ile ilerleriz. Umutla beklerken yapabileceğimizin en iyisini yapmapa uğraşırız.

Bir de beklentiler var.. Ne kadar yüksekse, mutluluğu o kadar aşağılara çeken.. Mutluluk düşmanı beklentiler. Hayal kırıklığına en kestirme yol! Birşey olursa eğer, bir diğer şey olacak diyerek bekleten. Hep şartlı, hep koşullu bekleyişler.. Beklentilerdir bizi kızdıran, üzen, hayal kırıklığına uğratan, küstüren, üzen, mutsuz eden..  Neden? Çünkü öyle eminizdir ki o beklenen şeyin ille de olacağından.. Ya olmazsa.. O zaman ister istemez dibe vurmaca..

Umut güler, tevekkül ederek bekler. Oysa beklenti asık suratlıdır, ister, talep eder, bekler, ille de olacak der.  Tecrübeyle biliyorum ki beklentilerim arttıkça mutsuzluğum da arttı hep. Ben çoktandır umuttan yanayım!

 

One thought on “Umut ve Beklenti”

  1. Umûd ve beklenti; elbette ki bir ve benzer mefhumlar değiller… ve öyle olmadıkları gibi; teveccüh edecekleri muhatabları da bir ve benzer değiller.

    Mâdem ki irademiz ile bertaraf edemediğimiz maddî/mânevi ihtiyaçlara yaradılışdan gebeyiz… öyle ise; beklentiler de beşerî fıtratımızın bir gereği. İhtiyacın kifayet huhutlarından taşmadığı müddetçe, taraflarca karşılanmaları da, karşılanmasını beklemek/istemek de lüzumlu. Gerekliliğe dair misal deryâsından numûne bir damlaya bakacak olur isek; beşerî münasebetlerimizde, muhatablarımıza olan sorumluluklarımızın hafıza kodlarını, bilincimizde saklı tutacağını söyleyebiliriz. Ancak; aldığımız her nefesin imtihanımız olduğu gerçeğinin bilinci ile, ölçüsü; hudularından taşarak ihtiyaçların ötesine geçip, şımarıklılık v.b. ihtirasların cihetine sarkmadığı müddetçe!

    Şahsi yorumumun işaret ettiği, beklentilerin muhatabı; beşeriyet… Oysa ki, teveccüh görmesi hâlinde mazhar olacağımız umûdun muhatabı; Allah (c.c) ve hiçbir yaradılan, umûdun tedarikçisi olamaz… Buna; beşeriyetten beklentilerimizin karşılanmasına olan umûdumuz da dâhil. Ancak; bahsin bu kısmını tafsilatlı tefsir etmeye, benim ilmim kifâyet ermez. Dolayısı ile, umûdun öncelenmesinde; sizin ile hemfikirim. Ayrıca; temennîlerimden bir umûdum/dûam da odur ki; bizlerce sabit olan hayra vesile müsbet hizmetlerinizin yorgunu kalasınız… beraberinde tevdî edilecek kalbî, aklî ve bedenî; sağlık, dirlik, sürûr ve huzûr silsilesi ile. 🙂

Comments are closed.