Dijital Bağımlılıklar

Uzmanlara göre kompüter bağımlılığı endişe verici boyutta! Sadece bilgisayarlara değil telefonlara ve diğer dijital cihazlara olan bağımlılık desek daha doğru..  Hatta dijital bağımlılıklar desek daha geniş kapsamlı!

Bazıları için Facebook, Twitter, Tumblr, Pinetrest, Instagram derken saatlerce camdan dünyada kalmak günlük norm haline geldi. Bu ne anlama geliyor biliyor musunuz? LCD monitör karşısında (düz ekran, video ekran diye de bilinir) saatler geçirmek demektir. LCD monitörler ışığı doğrudan yaymazlar.  Uzun süre ekrana bakanlarda göz yorgunluğu tabir edilen sorunlar baş gösterir.

Ekrana bakarken uzun süre sosyal medya mutluluğu seyredilmekte ki bu mutluluk genelde sahtedir! Sonuçta kişinin “benim hayatım neden onunki gibi değil?” sorgulamasına gitmesine neden olur.. Nedensiz yere sorgulamadır bu.. Çünkü onun hayatı da seninkinden farklı değildir, ama o fake mutluluk paylaşmaktadır! Seni ve senin gibileri inandırmaktadır!

LCD ve sahte mutluluk ötesinde bir de “bitmez tıklamalar” söz konusudur komputer başında! LCD ekranlarımızın başında, ya da LCDli telefon monitörlerimiz elimizde bitmeyen bir hevesle sayfa tıklarız. Okuruz veya okumayız, ama ille de bakarız! Bazı sitelerde yazıdan çok fotoğraf ve video vardır.. O sitelerde fotoğraf ardından fotoğraf bakmaktan yorgun düşer gözler. Beyin de yorgun düşer ve hatta beden de..

Uzmanlar uyarıyor: Bu şekilde tarama (browsing) uzun vadeli sorunlara neden olmaktadır..  Çünkü gerçek hayattan uzaklaşmış bir halde, sadece camdan dünyada olanlara kenetlenerek (bir anlamda insanlıktan uzak) davranmaya başlanır. Sanalda duygusal geribildirim elde edilebilir ama o bile yetersizdir. Sürekli izolasyon söz konusudur. Ve kişi sonunda ister istemez depresyona girer.

Sosyal medyadan, emailden ya da kısacası “cam dünyadan” gelen geribildirim “statik geribildirim” olarak bilinir. Ve statik geribildirim gerçek dünyada bildiğimizden farklıdır. Farklılığın ötesinde yetersizdir.  Bu yüzden statik geribildirim sağlıksızdır. Çünkü bir anlığına hislerimizi doyurulur ve devamı gelmez. Oysa insanlar fiziksel ve sosyal geribildirimlerle doyarlar. Konuşarak, görerek, duyarak, belki dokunarak ama ille de gerçek geribildirime ihtiyaç duyarlar! Gerçek interaksiyon isterler, sanal değil!

Mesajlar ve emailer

Mesajlar anlık komünikasyonlardır. Mesajlar da “camdan dünyanın” olumsuzluklarından biri olarak görülüyor. Bazı uzmanlar mesajlaşmanın insanı insanlıktan çıkardığına inanıyor.  Uzmanlara göre mesajlaşırken kontrol karşıdaki kişiden cebren alınıyor. Yani onun kontrolünü gasp ediyoruz. Görme ve duyma imkanı olmaksızın debelenmesine neden oluyoruz. Aynı şekilde biz de kontrolü karşıdakine veriyoruz. Onun karşıda ne yaptığını bilmeden gelen yazılı cevaplarla yetiniyoruz ve bu da rahatsızlık veriyor. Uzmanlara göre mesajlaşma ve emiller sadece iş ortamında, akademik ortamda ya da sadece gerçekleri paylaşırken kullanılmalı.  Gerçek hayatta yazılan mesajlar karşıdakini görmek ve duymak gibi çok kritik özelliklerden yoksun olduğundan sonuçta şüpheye neden oluyor ve er ya da geç depresyona sokuyor.

Dijital bağımlılıklarımız bunlardan ibaret değil ama yukarıda anlatılanlar hepimizin yakından bildiği bağımlılıklardır. Siz de listeye ekleme yapabilirsiniz.Dijital Bağımlılıklarımız..