“Hayatımız yaptığımız seçimlerden ibarettir. Önce seçim yaparız sonra yaptığımız seçimler bizi biz yapar.” şeklinde özlü bir söz vardır.. Ve bu söze katılmamak ne mümkün?

Seçim dediğimde siyasi seçimleri düşünerek okumaya başlamışsanız yanılıyorsunuz. Hayatımız öyle siyaset-yoğun ki, çoğumuzun miğdesi bulandı, gözlerimizin önü karardı, iştahımız kaçtı. Hayat yaşamaktır. Bazılarımız ise hayatı yalnızca siyasetten ibaret sanıyor. Ne yazık! Yaptığımız seçimlerle ya yaşarız ya da yaşamayı bekler dururuz. Nedir hayat seçimlerimiz?

• Mutluluğu seçmek: Evet, mutluluk bir seçimdir, seçenektir. Asansörde gülümsemeyi ya da somurtmayı seçeriz. Sınıfa giren öğretmen tebessümle günaydın diyorsa, bu onun mutluluğu seçtiğini ve öğrencilerine bulaştırdığını gösterir. Otobüs şoförü gülümsediğinde, yaptığı seçim mutluluktan yanadır.
• Fişi çekmeyi seçmek: Akıllı telefonlarımızı aptalca kullanıyorsak, fişi çekerek buna mani olabiliriz. Her yerde, her zaman, her an akıllı telefonla yaşıyorsak bu aptalca bir seçimdir ve akıllı seçimler yapmak zorudayız. Neden? Çünkü camdan dünyaya bakarken gerçek dünyada zaman hızla akıyor. Gerçek dünyada sinemaya gitmek, kitap okumak, akraba ve arkadaş ziyareti yapmak, parkta dolaşmak ve diğer insanca davranışlardan zevk almak varken kendimizi kelepçelediğimiz bir telefonun esiriyiz. Telefondan uzaklaşmak, diğer dijitallerin fişini gerektiğinde çekmek sağlıklı seçimlerdir.
• Duyarlı olmayı seçmek: Duyarlı olmak demek; kendisi için isteneni başkası için de isteyebilmek demektir. Barış ve huzur insanın tek başına sahip olabileceği şeyler değildir. Barış ve huzurdan yana seçim yapmak, başkaları için de bu iki harika şeyi seçmek demektir. Seçimleri, mucizevi mutluluklardan yana yapanlar (dini inancına bağlı olarak) ibadet eden, dua ile yaşayan veya meditasyon yapan kişilerdir.
• Uykuyu seçmek: Camdan dünyalar uğruna uykusuz kalmak aptallık değilse nedir? Uykusuzluk sağlığımızı bozuyor, moralimizi düşürüyor ve düşünebilme yeteneğimize zarar vererek doğru kararlar almamızı engelliyor. Bu nedenle seçimlerimiz yanlış kararlarla sonuçlanıyor! Uykuya gitmeden önce akıllı telefondan ayrılmak öneriliyor. Kilitlemeliymişiz telefonumuzu ve bir başka odada dolabın içine de kilitlemeliymişiz..
• Açık havayı seçmek: Her gün 20 dakikalık yürüyüşler yapmayı seçmek, verilebilecek en güzel kararlardan biridir. Hem elektronik dünyadan uzaklaşmak, hem yürüyerek hareket etmek, hem de kendi kendine kalabilmek açısından süper kazançlar sağlar. Yürüyüşe başladıktan sonra ilk 5 dakikada moraliniz düzelir ve bir rahatlama hissedilir. Yürüyüşün sonunda depresif hisler kalmaz. Uzun vadede düzenli egzersiz depresyonu yok eder, diyabeti iyileştirir ve endişeye son verir. Dışarı çıkarak, temiz havayı ciğerlere çekmek ve hareketli kalmak gün içinde sağlıklı bir seçimdir.
• Şükretmeyi seçmek: Şükretmek mutluluğa giden en kısa yoldur.
• Affetmeyi seçmek: Kalp krizi geçirmiş kişilere hekimlerin verebileceği en iyi tavsiye bağışlamayı öğrenmeleridir. Bağışlayıcı olmak ve öfkeyi azaltmak sağlık için doğru seçimlerdir.
• Sevdiklerimizi seçmek: Bir yaşantımız var. Sevdiğimiz insanlar var; yavrular gibi, anne gibi, baba gibi, aile gibi.. Hobilerimiz var. Sevdiklerimizi ve severek yaptığımız şeyleri bir arada tutmaya çalışmak da iyi bir seçimdir. Bazen öncelikleri unutuyoruz, unutmayalım!

“Her seçim bir vazgeçiştir.” ~Jean Paul Sartre

Sizlerin yaptığı diğer seçimler nelerdir? Hayatımız, yaptığımız seçimler ve verdiğimiz kararlardan ibaret değil mi? Peki bize verilen fırsatları yerinde kullanabiliyor muyuz? Seçiminizi yaptınız mı? Hangi yöne?