Hepimiz Dijital Kaygan Zemindeyiz

Dijital ortam kaygan zemine oturtulmuştur.. Neden? Önce reel ortamın sağlam temelinden bahsedelim.

Bir bina inşaa ettiğimizi düşünelim.. İçine ofis, ikametgah, sanayi ya da başka kullanımlar için döşedik diyelim. Sonra kullanıma açtık. Onlarca yıl ayakta kalır yapı.. Belki yüzlerce yıl..

Buna benzer şekilde bir marketin raflarına bakarız, malzeme doludur.. Bitmişse bile, biliriz ki yeniden doldurulacak. Raflar oradadır, ürün de raflarda.. Ve ekonominin işleyişiyle doğru orantılı olarak, market de uzun süre orada fiziksel varlığını sürdürebilir.

Oysa günümüzde akıllı şeylerle uğraşıyoruz. Akıllı para alıp veriyoruz. Tüm varlığımız dijital yaşama armağan edilmiş durumda. Akıllı para ile dijital yatırımlar yapıyoruz. Uzun vadeli yatırımlarımız bile dijital zeminde. Dijital olan her şey öylesine kolay ki..

Ve fakat dijital olan herşey öylesine kırılgan, zayıf ve korumasız ki.. Birkaç ay önce Sony Film Şirketi Kuzey Kore tarafından heck edildi. Geçenlerde 4 milyon Amerikan Federal Hükümet çalışanının tüm şahsi bilgileri Çin tarafından ele geçirildi.. Bunlar son büyük örnekler.. Bildiklerimiz.. Bir de bilmediklerimiz var. Bir de olmak üzere olanlar var.. Ve sonra bir de reel savaşlar var, fırlatılan füzeler, nükleer korkular var; “dijital savaş daha mı iyi ki” dedirten..

Gamer olarak işe başlıyoruz; oyunlar üretiyoruz. Oyunlar satılıyor. Market payı öyle büyük ki; yeni oyunlar üretiyoruz. İşimiz garanti!

Yeni app (uygulama) yazıyoruz; bir günde yüzbin yükleniyor.. Harika!

E-kitap yazıyoruz. Gün bitiminde milyon tıklama alıyoruz. Daha ne isteriz?

Web sitesi sahibiyiz. Satıyoruz.. Öylesine güzel ki gelir.. Bir yandan da reklamlar.. Gel keyfim gel

En fenomen kullanıcı.. En çok takipçi.. En çok uğranan site.. En çok tıklanan yazı.. En çok seyredilen video.. En viral.. İşte beklentilerimiz bunlarla sınırlı artık..

Oysa dijital zemin biraz kaygan.. Dijital malvarlığı güven üzerine oturur. Önce bilinç, sonra interaksiyon, biraz da alışkanlık gerekli. Günümüzün balık hafızalı insan yığınlarında; bilinç, interaksiyon ve alışkanlık neredeyse hiç birşey ifade etmez oldu. Çünkü dikkat aralığımız daraldıkça daralıyor ve hiç kimsenin neyi ne zaman ve neden yaptığı ya da yapacağı belli olmuyor. Bilinçli, interaksiyona istekli ve alışkanlık sahibi müşterilerin aynı zamanda güvenilir olması da gerekli. Bu çağda.. Bu dijital çağda.. Bilmem bu 4 özelliğe sahip kaç müşteri bulunur! Bir de bağlantıları sağlam tutmak şart.. Hele bu sonuncusu.. Neredeyse imkansız… Dediğimiz gibi.. Buralar biraz kaygan zemin.. Dijital sonuçta!

Dikkat! Dijital kaygan zemindeyiz hepimiz!

dikkat! dijital kaygan zemindesiniz!