Blogculuk Ölüyor mu?

Blogculuk 90’lı yılların başından beri var. En erken bloglardan biri, savaş muhabiri gibi çalışan bir kimsenin web’de yaptığı paylaşımlardı. Üzerinden epey geçti, bloglar magazinlere benzedi.. Zamanla blogculuk değişik bir doku kazandı yani..

Ama son zamanlarda blog paylaşımları yerini sosyal medyada yapılan paylaşımlara bırakır oldu. Fikrini, fotoğraflarını, yazılarını, videolarını ve diğer paylaşımları değişik sosyal medya ortamlarında yayınlayanlara sıkça rastlar olduk. Örneğin Facebook, Google+ ortamında normal blog türü paylaşımlarla karşımıza çıkanlar, Twitter platformunda microblog paylaşımlarını sürdürenler var. Yani ofical bir site edinmek yerine doğrudan sosyal medya paylaşımları yapanlar var..

Değişk platformlarda; masrafsız ve kolay paylaşımlarda bulunmak varken bir sitede yayın yapmak gereksiz mi dersiniz.. Acaba blogculuk web’i terk mi ediliyor?

Blogcular paylaşmak istedikleri içerikleri belirli bir sitede yayınlarlar. Ve haber siteleri de dahil, birçok sanal ortamda link paylaşırlar. Sosyal medyanın kaymağını yiyenlerden biri haber siteleriyse, diğeri de blog siteleridir. Durum böyle olunca blogcunun kendisini reklam yapması, görünürlüğünü arttırması, yeni okuyucular ve takipçiler kazanması oldukça kolaydır.

Blog yerine sosyal medyada paylaşım yapanlar, tıklamaların ve hitlerin ölçümünü yapamazlar. Çoğu kez kendilerine bırakılan yorumlara cevap bile vermeyebilirler. Yani kendi sitesinde kontrol ettikleri gibi kontrole devam edemezler. Kontrol esnekliği azalır.

Sosyal medyada paylaşılan bir link, link olarak kalır ve paylaşım sürer. Ve böylece arama motorlarında kolaylıkla bulunur. Oysa sosyal medyada paylaşılanları bulmak, samanlıkta iğne aramak gibidir.

Sosyal medyada birçok site hergün yeni uygulamalarla karşımıza çıkıyor. Face gibi, Google plus gibi ortamlarda içerikleri her zaman kontrol edemeyebiliriz çünkü neredeyse hergün yeni bir kural ve uygulama çıkarıyorlar karşımıza. Yazdıklarımızı suya yazıyormuş gibi, paylaştıklarımızı havaya atıyormuş gibi hissetmemiz işten bile değil oralarda. Ha bir de.. Diyelim ki yarın Face kapatıldı! O zaman ne olacak? İçerik tamamen yok olacak! Hadi kapatılmadı diyelim, ama yeni eklentilerle yeni değişikliklere maruz bırakıldık.. Onların kurallarıyla oynamak zorundayız. Ve bu nedenle paylaşımlarımız eskisi gibi görünür değil. Bütün bunlardan dolayı doğrudan sosyal medyada paylaşım yapmak bence risklidir.

Blogculuk bir marka gibidir. Blogculuk ne can çekişiyor, ne de ölüyor! Tam tersine eskisinden daha ilgi çekici hale geliyor. Bloglar özgündür. Bloglar ictendir. Bloglar organiktir. Bloglar orjinaldir, otantiktir.  Öyle bloglar vardır ki, haber sitelerinden bile kaliteli ve ilginç içerikle yüklüdür. Ve takipçileri de yeni bilgiler için sevdikleri blogları takibe devam etmektedir. Öyleyse blogculuk ölüyor mu diye bir soruyu buruşturup çöpe atabiliriz. Yaşasın bloglar!

blogculuk, blogcu, blogger

2 thoughts on “Blogculuk Ölüyor mu?”

  1. Ortalama günde 5 saatimi site gezerek harcarım. Gördüğüm en iyi bloglardan birisi bu oldu.
    Benim görüşümce diğer bloggerlar buradan örnek almalı.
    Sadece rss göremedim.

Comments are closed.