İçimize Attıklarımız

Çoğu kez duyguları ifade etmek yerine, içimize atarız. İçimiz dediğimiz yer sizce yürek midir, göğüs boşluğu mudur, karın mıdır, göbek midir? İçimize attıklarımız var, var da.. Nereye?

Tam olarak ne hissettiğimizi kimselere söylemeden içimize attığımız yer neresi olursa olsun, sonuçta içe atmalar hep var. İçe atmak çoğu kez en kolay ve güvenilir yöntemdir çünkü duygularla uğraşmak zorunda kalmayız. Ancak içe atılanlar daha sonra hem bedensel hem de zihinsel sorunlara yol açabilir.

İçimize attığımız duygularla nasıl baş edilir?
En iyi yöntem sakinleşmek ve rahatlamak için egzersiz yapmaktır bence.. Nefes alma yöntemleri uygulamak, meditasyon, dua da çok etkili olabilir.

Bazen içe atılan duyguları anlamakta da güçlük çekeriz. O vakit dinlemek gerek. Bedeni dinlemek.. Bedenimiz yalan söylemez ama önemli olan pür dikkat dinleyebilmektir. Bazı uzmanlar göbek bölgesinde sertlik varsa duyguların katılığındandır diye bir çıkarımda bulunuyorlar. Egzersiz ile bu katılığın rahatlatılabileceği görüşündedirler.

Yine uzmanların uyarışna göre göbek bölgesinde biriken, içimize attığımız, duygular hastalıklara yol açmasın diye zaman zaman boşatlmamız berekiyormuş. Böylece kendimizi de daha iyi ifade edebileceğimizi söylüyorlar. Bazen çok yoğun duygular dolar içimize ve rahatsızlık hissederiz. İşte bu noktada temiz havada yürümek, sevdiğiniz bir egzersiz yapmak ya da rahatlatıcı bir aktivite ile uğraşmak çözüm olabilir.

Yaşantılarımız yoğun. Kafalarımız dalgın. İlgimizi dağıtacak çok şey var. Çok daralıp sıkıldığımız anlar oluyor. Böyle zamanlarda olağan yaşantılardan uzaklaşıp nefes almak gerekiyor. Yaşadığımızı hissetmemiz gerekiyor. Bubnun için tatile çıkmak iyi olur ama maalesef bu her zaman mümkün olmaz.. Tatil yerine; kısa bir yürüyüş, bir kitap alarak kenara çekilmek, sessiz bir köşede zihinsel tatile çıkmak vs. gibi yavaşlatan aktiviteler hayata yeni bir anlam ve tat katabilir..

Uzmanlar üzüntünün, utanç duygularının, kendini yeterince ifade edememe gibi olumsuzlukların göbek bölgesine yığıldığını ve kişiyi katılaştırdığını söylüyor ama.. Göbek bölgesine yığılan yağlar değil, duygular olsun! Hala duygular duyumsayabiliyorsak ne mutlu bize! Duyguları engelleyemeyiz. Engellemeyelim de zaten! Yapacağımız şey kabullenmektir. Duyguların bizi rahatsız edebileceği olgusunu kabullenmek ve onları oradan çıkarıp ait oldukları yere yerleştirmek. Bunun için önce içimize attıklarımızı anlamalı, çıkarmak için harekete geçmeli ve rahatlayarak kendimizi daha iyi ifade etmenin yöntemlerini öğrenmeliyiz.

Kendimizi daha iyi ifade etmek kişiye göre, ortama göre, konuya göre değişebilir. Ama önemli olan şimdi’de yaşamaktır. Geçmişte yaşayarak üzülmek, gelecekte yaşayarak tasalanmak yerine an’ı yaşamak gerekir. An’ı yaşarken içimize attıklarımızı daha iyi anlayabilmek umuduyla.

duygulari icine atmak