Hangisi Daha İyi?

İyi olduğunu düşündüğümüz şeyler var, daha iyi olanlar.. Ve hatta daha da iyi olanlar var.. Ve bunlar çoğaldıkça çoğalıyor.. Seçenekler bol.. ‘Hangisi daha iyi?” sorusunu sormaktan kendimizi alamıyoruz.. Çünkü kafamız karışık! İyi olduğu iddia edilen şey gerçten iyi mi bilemiyoruz! Çok seçenek var ve kafa karışıklığı ile dolu yaşantılarımız.

İyi nedir?
TDK sözlüğüne göre: İyi bir sıfattır. İyi; istenilen, beğenilen, beğenilen nitelikler taşıyan, beğenilecek biçimde olan demektir..

İstenilen, beğenilen, hoşa giden.. Daha da iyisi olabilir.. Olabileceklerin ve bulunabileceklerin en iyisi yani.. Mükemmel olan belki de.. Kısacası her şeyin daha iyisini aramaktayız!

Birilerinin yönlendirmesiyle, birilerini dinleyerek, reklamlara bakarak, sosyal medyada görerek, İnternet’te arayarak, ona buna özenerek bir takım şeylerin, isteklerin, markaların peşindeyiz. Hep daha iyisini sorguluyoruz. Daha mı iyidir? Bundan daha iyisi var mıdır? Peki neye göre iyi? Kime göre daha iyi? İşin o kısmını sorgulamıyoruz!

Sormasak bile sürekli bir arayış içindeyiz.. Elimizde olanın kıymetini bilmeden, daha iyisini bulmaya uğraşmaktayız.. Hatta bazen daha iyisini bulmak üzere bakınırken, elde olanı da yitirmekteyiz..

Bence insan önce durumunu ve ihtiyaçlarını bilmelidir. Aradığı şey bir marka olabilir.. Herhangi bir ürün olabilir.. Sevgili de olabilir.. Kişi kendini bilir. Aradığı şeyi ne için, hangi özelliklerinden dolayı aradığını bilir. Aynı zamanda içinde bulunduğu durumdan da haberdardır. Kişi en iyisini aslında kendisi bilir. Çok genç, çok ihtiyar ve sağlık sorunları yoksa [yani sağlıklı bir yetişkin ise], ona buna sormadan, kendi durumuna bakarak  karar verebilmelidir.

Başkasının “iyisi” benim “iyim” olmayabilir. Başkasının “iyisi” senin “iyin” de olmayabilir.. Neden? Çünkü iyilik şahane bir sıfattır ama aynı zamanda göreceli bir kavramdır.

Artık kendi kendimize düşünemez olduk belki de.. İlle de sormak, soruşturmak, yorumlara bakmak, aradığımız şeyi bir başkasında göstermek, bulduğumuzu tüm dünya ile paylaşmak istiyoruz..

Birisi çıksa dese ki: Artık sıkıcı, daraltıcı, boğucu, iç karartan renklerden çuval giyerek dolaşacaksınız, çünkü moda.. Herkes oraya yönelecek..

Birisi çıksa dese ki: Artık evleneceğiniz kişi şu kurum tarafından seçilecek, ve buna ses çıkarmayacaksınız.. Herkes hazır.

Birisi çıksa dese ki: Bu yiyecekte adını söyleyemeyeceğimiz gizli bir madde var ama lezzetli.. Herkes alıp denemeye dünden razı.. Razıyız!

Kendi kendine karar vermekte zorlanmak.. Mizaç mı? Huy da olabilir.. Yapısal özellik mi? Fıtratımızda var belki de! İşe yaramayana, zararlı olana, yasaklanana, kafa karıştırana doğru çekilmek de bunların arasında.. Neden? Tek arzumuz daha iyisini bulmak.. Varsa tabi!

Yapısal özelliğimiz belki de; “hangisi daha iyi?” diye sorgulamak. İyinin de iyisi.. Daha iyi olan.. Onun iyisi, benim de iyim midir? demeden,  “daha iyi” hayaliyle zaman harcamak..

Belki de daha iyiyi, en iyiyi aramak o kadar kötü birşey değildir.. Ne dersiniz? Kafam karıştı.. Ne diyordum? Şimdi.. Yukarıdaki fikirlerden hangisi daha iyi?daha iyiyi aramak