Belki de en zoru hayal kırıklığıdır!

Hayal kırıklığı “herşeyde bir hayır vardır” şeklinde düşünenler için bir buluntu mahiyetinde bile olabilir. Onlar “hakkımda hayırlısı buymuş” deyip daha beteri olmadığı için şükredenlerdendir. Ve belki de onlar haklıdır. Düş kırıklığı ve hüsran insanı kendine getirir. Çoğunca olmayacak şeyin peşinden koşmak, bir noktadan sonra bırakmak zorunda kalmak, ilk başta hayal kırıklığı gibi görünse de uzun vadede faydalar sağlar.

Yaptığımız her şeyde bir beklentimiz vardır. Ama her beklentide risk vardır. Çünkü beklediğimiz ya olur ya olmaz.

Beklentilerimiz gerçekleştiğinde, istediğimiz şey olduğunda mutlu oluruz, olmadığında öfkelenir ve moral bozukluğu yaşarız. Ya sus pus olur içimize gömülürüz, ya hiddeti dışa yansıtırız.

Kendimize karşı hayal kırıklığı yaşamış olabileceğimiz gibi başkalarına karşı da hayal kırıklığı hissetmek mümkündür. Ve bu durum herkesin başına gelebilir. Her an herkesin yaşayabileceği bir duygudur hüsran.

Hayal kırıklığı sayesinde insanların gerçek yüzünü, dünyanın ciddiyetini, olayların boyutlarını görebiliriz. Hayal kırıklığı bize kabullenmeyi öğretir, akıl verir, tecrübe ile tanıştırır, gerçekçi olmayı hatırlatır, kişisel güç pompalar. Hayal kırıklığı yaşandığı esnada ne kadar korkunç birşey ise, deneyimlerden sonra o kadar değerli hale gelir. V e bizler hepimiz zaman zaman yaşadığımız hayal kırıklıklarıyla da büyür serpiliriz! Kabullenelim!