Dün, Bugün, Yarın

Okullarda zorunlu ‘dün’ dersi verilmeli, çabuk unutuyoruz. ~İlber Ortaylı

Dünya hızlı bir değişim ve dönüşüm içinde.. Geçmiş nasıldı? Şimdi neler oluyor? Gelecekten beklentilerimiz nelerdir?  Yaşantılarımız eskiden olduğu gibi devam edebilir mi? Şimdi olduğu gibi kaotik gelişmelerle insanlar diken üstünde mi oturacak? Yoksa yepyeni bir sayfa açılacak da, herşey güllük gülistanlık mı olacak? Dünümüz.. Bugünümüz.. Ve yarınlarımız..

Şimdi: Dünyada yaşanmakta olan milliyetçilik akımı ilginç gelişmelere gebe. Örneğin Trump “Bundan böyle önce Amerika, yalnızca Amerika, ilk ve tek Amerika” diyor. Trump’ın ABD’sinde yabancı milliyetten kimse bir Amerikan vatandaşının önüne geçemez! İngiliz başbakanı da ona benzer düşünceler sergiliyor ve diyor ki: “Eğer dünya vatandaşıyım diye iddia ediyorsan, o taktirde hiç bir ülkenin vatandaşı olamazsın!” Herkes kendi evine, hadi yallah! Bütün dünyada milliyetçilik, ırkçılık, ötekileştirme, baskı, kıyım ve sınırların belirlenmesi derinleştikçe derinleşmekte. Ve bu bir salgın gibi tüm dünyayı etkisi altına almakta. Ve daha da kötüsü, tüm bunlar normalize edilmektedir.

Geçmiş: Belki de tepeden inmecilik ve popülizm norm haline gelemez, gelmeyecek, yalnızca liderlerin bize tanıştırdığı bir geçiş döneminde yaşamaktayız. Yirminci yüzyıldaki hayatlarımıza geri döneceğiz, bunu dünyaca isteyeceğiz ve değişimler bu yönde olacak..

Gelecek: Kim bilir.. Belki de insanoğlu hızla yaklaşan bir sona at nalı yaklaşıyor. Belki de hayat becerilerimizi arttırmanın, ve bunu çok hızlı yapmanın zamanıdır! Tavsiyelere bakın derim..

Dünü özlesek de düne dönemeyiz. Olduğumuz  yerde saymamıza da imkan yok çünkü hızlı bir değişim yaşamaktayız. Yarını bilmiyoruz ama ümitsizliğe de kapılmak doğru olmaz.

Geçmişten birşeyler çıkarıp, şimdiyi yaşayalım diyoruz ama bir yandan da gelecek için ciddi kaygılarımız var. Peki ne yapacağız? Hayatın kumandası yok. Yol haritamız da yok. Sadece olan biteni görüyoruz, hissediyoruz. Fakat herkesin algısı farklı oluyor.

Geçmişi yaşadık, şimdiyi algılamaya uğraşıyoruz, geleceğe tasa ve endişeyle bakıyoruz. Liderler dünya boyutunda hangi şiddette kararlar alıyorlar ve uyguluyorlar? Kararlı ve yapıcı iç ve dış politikalarla insanlık ön planda tutulacak mı? Dünya insan yaşamına elverişsiz hale geldi bile. Üzerinde yaşadığımız toprak, içtiğimiz su, yediğimiz yiyecekler, soluduğumuz hava kirli ve gitgide daha da kötüleşmekte. İklim değişiklikleri, hava sıcaklığında artmalar, suların yükselmesi, doğal felaketlerin çoğalması insan hayatına tehlikeler arzederken dünya liderleri ya ilgilenmiyor ya da ilgili görünüyor! Şurası kesindir ki, insanlık için ortak bir amaç düşünülürse süreklilik sağlanır.. Ama belki de insanlığın kısa sürede sonlandırılması hedef alınmakta? Robotlar dünyaya hükmedecek gibi, öyle değil mi?  Kaos zamanını mı yaşıyoruz yoksa ahenk vakti mi? Vakit bolluk vakti mi yoksa buhran mı? Panikleyelim mi sakin sakin bekleyelim mi? Ne olursa olsun dün dünde kaldı, bugünü sürdürüyoruz, yarını bekliyoruz. Yeter ki bu süreçte hepimiz ortak payda için uğraşalım.dün bugün yarın geçmiş şimdi gelecek