Kanser teşhisi konulmuş bir arkadaş

Kanser denen illet hep başkalarına gelir sanrısı içindeyizdir.. Kanser hep başkalarının hastalığı gibidir. Kanser kişinin burnunun dibine gelene kadar hep başkalarına musallat olan bişey gibi düşünülür.. Herhangi bir arkadaş, bir sanatçı, bir ünlü, ofisten birinin babası, komşunun kocası kanser olabilir. Sanki hep onlara gelir kanser!

Evet fazla acı alay yaptım. Ama cidden öyle düşünüyorum. Kanser en yakınını vurana kadar hep başkalarının hastalığı gibidir.

Benim sorum şu: Bir tanıdık, bir arkadaş, bir yakın kanser olmuşsa neler yapılabilir? Birşeyler söylemek gerekir. Birşeyler yapmak gerekir. Fakat bu eylemlere geçmek hep çok zordur.

Kanser hastasıyla konuşmak düşüncesi zordur! Yapılabilecek, söylenebilecek şeylerin doğruluğundan emin olmak da zordur. Herşeye rağmen o kişiye ulaşmak zorunda hissedilir, ama nasıl?

Şunları yapmayın:
Benim tanıdığım biri vardı, onda da aynı kanser vardı da şöyle böyle oldu!” gibi konuşmalardan uzak durulmalıdır çünkü herkesin hastalığı farklıdır.
İyi olacaksın!” demek de anlamsız ve gereksizdir çünkü bunu kim bilebilir?

Kanser hastasının teşhisten sonraki seyri oldukça korkunçtur ve badirelerle doludur. Kanser hastasının seyir defterine bakarsanız belirsizlikler, talihsiz deneyimlerle ve korkuyla doludur.

Şunları yapın:
Kanserli kişi eğer bu haberin duyulmasını istemişse ve siz de duymuşsanız bir telefonla geçmiş olsun demek gerekir. Telefon konuşmasında bu haberi nasıl aldığınız söylemelisiniz, onu düşündüğünüzü ve iyi dileklerinizi bildirmelisiniz. Bazı kanser hastaları ilk zamanlar duyulmasını ve dolayısıyla konuşmak istemezler. Bu karara saygı duymak gerekir. Kanser hastası ve yakınları hastalığın ilk anlarından itibaren akıl almaz bir girdabın içine girmişlerdir, bu durumu hiç akıldan çıkarmamak gerekir. Hastaya ve ailesine yaklaşımlarda çok dikkatli ve hassas olmak gerekir. Hastalığın gizli tutulması istenmişse, ama bir yakını olarak siz duymuşsanız, gizli tutmaya devam etmelisiniz. Sonuçta bu bir sır gibidir. Size ait olmayan sırrı açık edemezsiniz! Gizlilik doğrudan sizinle ilgiliyse başkalarına söyleyin, ama başkasının gizliliğini açık etmeyin!

Kanser hastası ile konuşurken duyarlı olmak, bolca dinlemek, iyi dileklerde bulunmak, dualarla süslemek daima iyileştirici etki eder.

Konuşurken sorulacak soruları seçmek zor olabilir. Ama şu sorular uygun olabilir: Check up sırasında mı teşhis edildi? Beklenmedik bir sorun nedeniyle mi kanser bulgulandı? Kanser ırsi mi? Bunlarla birlikte ne tür bir tedaviye başlandığı da sorulabilir. Hangi doktor, hangi hastane, tedaviye ne zaman başlandığı gibi konular sorulabilecek sorular arasındadır. Aile içinde dinamiğin nasıl değiştiği de uygun bir dille sorulursa gayet normaldir.

Soru sormak demek kanserli hastaya veya ailesine yardıma hazır olduğunu belirtmek demektir. “Bir şeye ihtiyacın olursa buradayım!” diyerek ortadan yok olmak son derece duyarsız bir yaklaşımdır. Hastayı dinlemek ve daha muayyen soru sormak gerekir. Eğer hasta açık havada gezmeyi seviyorsa birlikte yürüyüş yapmak önerilmelidir mesela. Eğer hastanın canı belirli bir yiyeceği istemişse, onu yaparak getirmek gerekir mesela. Herhangi bir nedenle hastayı görmeye gelirken seveceği bir meyve ile, bir kitapla, bir çiçekle, bir espriyle gelmek gerekir mesela.. Konuşurken bunları anlayabilmek için can kulağıyla dinlemek gerekir. Eğer hastayı o şekilde dinleyemeyecekseniz bence yanına yaklaşmayın! Bu bir görev değil. Bu bir iş değil. Eğer öyle görüyorsanız yaklaşmayın. Gönülsüz yapılan bir işi ne siz yapın ne de arkadaşınıza hissettirin.

Arkadaşınıza kendisini ne zamanlarda arayabileceğinizi sorun. Ne zaman uğrarsanız uygun olabileceğini sorun. Arkadaşınıza açıkça sorun ki beklentilerini bilin. Ve bilin ki, kanser hastasının hisleri sıklıkla değişmektedir. Bugün görmek istemediği birini yarın yakınında bulmak isteyebilir. Altı ay öncesinde duyduğunuz birşey bugün çoktan hükmünü yitirmiş olabilir. O nedenle arkadaşınızı unutmayın, arayın! Arkadaşınızla çay, kahve içmek için veya bir öğlen yemeği için buluşma planları yapın.

Kanserli arkadaşınızla konuştuğunuz sıklıkta, o da siz de gitgide rahatlarsınız. Konuştukça daha değişik konularda konuşmak normalleşir. Çünkü kanserli de olsa konuşacak çok konu vardır; filimler, kitaplar, hava durumu, spor, dünya haberleri, hobiler, yoga, egzersiz gibi! Arkadaşınızı sosyal toplantılara, öğlen yemeğine, yürüyüşlere, filmlere, müzelere, sanat galerilerine, kütüphanelere, alışverişe, gezilere, konserlere davet edin. Birinde kabul etmezse, diğerinde katılabilir.

İlk günlerde olduğu gibi değildir kanser hastaları. Sürekli bir devinim, değişim ve dönüşüm içindedirler. Kanser teşhisi konmuş arkadaşınıza yaklaşırken yukarıdakileri aklınızdan çıkarmayın.