Günlük tutmak yazı yazmayı sevenler için bile büyük bir iş gibi gelebilir. Adı üstünde, her gün belirli bir miktar yazmak demektir. Çok tatmin edici, mutluluk aşılayıcı bir edimdir günlük yazmak.. Fakat alışkanlık edininceye kadar angarya gibi gelebileceği için, caydırıcı bir yanı da vardır.
Belki de günümüzde en önemli sorun insanların ilgi aralığının gitgide daralmasıdır. Bunu engellemek de mümkündür. Çözüm şuurlu ve bilinçli olmaktır.
Konuşma bilinci dediğimiz şey; neyi, nerede, ne zaman, ne için ve nasıl söylediğimizdir. İnsanız ve konuşmak zorundayız. Her gün, her an, her yerde konuşuyoruz.
Enformasyon çağındayız. Her yerden her an üzerimize gelen bilgi ile bombardıman ediliyoruz. Hepsine vakit ayırmamız imkansız, bu yüzden çok görevliliği icat etmişiz!
Evlerin içine, sığınaklara, izbelere ve merdiven altlarına sızan ağır koku asit yüklüydü. Havada nefes almayı güçleştiren nahoş kokuya ek olarak sanki yağ parçacıklarının asılı durduğu nem tabakası vardı. Gökyüzü sarı zehirli bulutun ağırlığıyla sallanıyordu ve burun deliklerini yakarak ciğerleri dağlayan hava gitgide daha da çekilmez oluyordu. Her köşede öksüren, tüküren, kan kusan insan kümeleri vardı. Patlamanın şiddeti her yerden hissedildiği halde tam olarak hangi yönden geldiğini bilen yoktu. Ne yapması gerektiğini bilemeyen insan yığınları düşünce yoksunu hayvan sürüleri gibi şaşkınlık, korku ve yenilmişlik hissiyle oradan oraya koşuşturuyordu..
Akıllı para alıp veriyoruz. Tüm varlığımız dijital yaşama armağan edilmiş durumda. Akıllı para ile dijital yatırımlar yapıyoruz. Uzun vadeli yatırımlarımız bile dijital zeminde. ‘Dijital herşey’ öylesine kolay ki..
Yiyecekler vücuda yakıttır ama aynı zamanda zihnimize de güç kazandırır. Hatta bazı yiyecekler algı ve anlayış sorunlarının düzelmesini sağlar. Bazı yiyecekler zihni açar. Bazıları zekayı arttırır. Ve bir kısım yiyecek vardır ki, tükettiğimizde kendimizi daha mutlu hissetmemizi sağlar.