Sessiz Yürek
Suskunluğu dinleyebilmek diyorum… Dinlemeyi bilenlerdir o iyi edebiyatçılar.. Sessiz yüreklerin iyi dinleyicilerinden çıkar iyi şairler..
Suskunluğu dinleyebilmek diyorum… Dinlemeyi bilenlerdir o iyi edebiyatçılar.. Sessiz yüreklerin iyi dinleyicilerinden çıkar iyi şairler..
Şiirlerde aşk. Şarkılarda aşk.. Mektuplarda.. Uykusuz gecelerde..
Ağıtlarda aşk. Çareesizliklerde, tükenmişliklerde, isyanlarda aşk..
Laf aramızda.. Kimse aşk analizi felan yapmaz. Olsa olsa böyle bir analiz #füzyonblog’da yapılır! Aşk analizi mi olurmuş demeyin. Bakın, oluyormuş!
Gerçekte hiç olmamış duyguları varmış gibi göstererek, kişisel menfaat uğruna, karşısındakinin yaşam hevesini söndüren insanlar yok mu? Çıkar uğruna “duygusal tatmin” sağlayan kalpsizler hiç utanmaz mı? Sahi, bu acımasızlar yaptıklarıyla övünürler mi?
Bindim bir otobüse yetsin, tükensin mesafeler diye.
Yol uzun, yol tehlikeli, yol hiç bilmediğim bir yöne.
Aşkım su gibiydi, ömrüme ab-ı hayat taşıyan
Aşkım kum gibiydi, ikimizden başka herşeyi çöle çeviren
Aşkım nefes gibiydi, içimdeki bize soluk veren
Karanlık, yalnızlıkla başbaşa kalmaktan hoşlanmıyor
Yanında keder de olsun istiyor
Olmayacak şeye, gece gündüz dualar ediyorum.
Kalbim duracak gibi ama beklemeye devam ediyorum.
Artık hiç şarkı dinlemiyorum bana seni hatırlatmasınlar diye. Ama her yerde seninle karşılaşıyorum.
Şimdi ucu yanık o mektup diğerlerinin arasında. Ben sana hasret. Ben hala sorularımla başbaşa..
Şimdi artık başlamadan biten aşka, “elveda” demeli.
Bazıları hasrette yanar, bazıları vuslatta…