Yap, Yapma.. Tavsiyeler
Sevgi en önemli şeylerden biri değildir. Sevgi en önemli tek şeydir.
Sevgi en önemli şeylerden biri değildir. Sevgi en önemli tek şeydir.
Aşırı hızlı bir yaşantı, günlük koşuşturmalar, duyulara ve ruha zul ses kirliliği, görüntü kirliliği ve daha birçok rahatsız edici unsurlara panzehir nedir? Sessizlik!…
‘Füzyon damla nedir, nasıl birşeydir?’
Düzenli uykunun bedensel ve zihinsel faydaları olduğunu biliyoruz ama tekrar etmekten çekinmiyoruz! Neden? Çünkü uyku hediye gibidir! Uykudan fedakarlık etmek diye bir deyim varsa,…
Gün boyunca her küçük proje bitiminde kendinize ödül olarak telefona bakmak, sosyal medyaya girmek, telefon etmek, ofis arkadaşlarıyla kısa gevezelik etmek vs. gibi bir ödül verebilirsiniz.
Para iyidir ama para uğruna hayatın küçük tatlarından vazgeçmek insanın psikolojisini bozar. Bozuk psikoloji etrafa yansır. Devamında ne mi olur? Zavallılar, yoksullar, hastalar, yaşlılar, güçsüzler ve ilgi bekleyen diğer canlılar görünmez olur. Para iyidir, ama para hırsı kötüdür.
Bazı ilişkiler mal, mülk, para, hediye, ve her çeşit materyal üzerine kurulmuştur. Bazıları ise daha derinliklidir. Derinlikli ilişkilerde hediyeler olabildiğince romantiktir. Diğerleri ise gösteriş ve yapmacık doludur.
Dünya hızla değişiyor. Bildiğimiz cinsel roller de hızla değişiyor. Kadınlar erkeklere benziyor, erkekler kadınlara.
Eski bir arkadaş, dost, romantik bağlantı veya her ne ise.. Oların hayatımızda yeniden görünmeleri bir şans değil! Yeniden görünmeleri bir işarettir. Bir haberci belki de. Hayatımıza yenilenmiş bir bağlantı onlar. Beklenmedik bir hediye. Eski dostlarin değerini bilelim..
İnek dışkısı samanla karıştırıldıktan sonra güneşte kurutuluyor. Herkesin bildiği tezek haline getiriliyor. Amazon ve eBay gibi dev online mağazalarda satılıyor. İsteyenler süslü paket de yaptırabiliyor. Bir dakika.. “Eskiye rağbet olsaydı bit pazarına nur yağardı..” sözünü kim söylemişti?
Ana rahminde başlar insan hayata.. Bir çiçeğin tohumu gibidir önce..
Kısa sürede şekil değiştirir anasının merhametinde.. Tıpkı toprağa düşmüş bir tohum gibi.. Önce minicik, kendi içine katlanmış.. Sonra açılmış, büyümeye hazır..
Odalar, dolaplar, depolar, bodrum katları, çatı katları ve aklımıza gelen her yer eşyayla dolu! Hep aklımızda “birgün kullanırsam” düşüncesi. O gün de hiç gelmiyor. Eşyaların zamanı geçiyor, bizim onlardan hevesimiz geçiyor ama kimselere verip kurtulamıyoruz! Yenilerini ekliyoruz! Gereksiz eşyalardan kurtulmak gerek! Gereksiz eşyalardan kurtulmak; rahatlamak demek!